1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Buzullardaki yaşam tehlikede

Monika Lohmüller9 Kasım 2004

İnsanoğlunun neden olduğu atmosferdeki ısınmanın Kuzey Kutbu’daki etkisi bilim adamlarını endişelendiriyor. Kuzey Kutbu Konseyi’nin hazırladığı rapora göre, Kuzey Kutbu‘ndaki buzların erimesi ve buzulların kaybolması mümkün. Bilim adamları, önlem almak için Kyoto Protokolü’nün yeterli olmadığını söylüyor...

https://p.dw.com/p/Aaf1
Buzulların erimesiyle Kutup ayılarının nesli tükenebilir...
Buzulların erimesiyle Kutup ayılarının nesli tükenebilir...Fotoğraf: AP

Hafta başında Washington’da açıklanan bilimsel raporda deniz seviyesinin tehlikeli şekilde yükseleceği ve Kutup Denizi‘ndeki buz tabakasının son 30 yılda 990 bin km. kadar yüzölçümü kaybettiği belirtiliyor. Kutup bölgesindeki sekiz ülkeden 300’ün üzerinde bilim adamının hazırladığı rapor, tüyler ürpertici haberlerle dolu. Kuzey Kutbu‘ndaki iklim değişikliği hızlanarak devam ediyor ve ısı ortalaması Kuzey Kutbu‘nda dünyanın diğer bölgelerinden iki-üç kat daha çabuk artıyor. Bu yüzyılın sonuna kadar Kuzey Kutbu‘ndaki buzların erimesi ve buzulların kaybolması mümkün.

Bunun yol açabileceği vahim gelişmeleri tahayyül etmek bile zor. Kutup ayılarının nesli tükenecek ve buzulların erimesi deniz seviyesinin yaklaşık bir metre kadar yükselmesine yol açacak. ”World Wild Life Fund” adlı iklim koruma programından Jennifer Morgan, Alaska’daki buzulların erime hızına dikkat çekiyor. ”Buzulların erimesi deniz seviyesini yükseltecektir” diyen Morgan, uzun vadede, içme suyunu buzullardan temin eden bölgelerin de büyük sıkıntıya düşeceğini, nehir ve göllerin zarar göreceğini anlatıyor.

İklim değişikliğine işaret eden şiddetli fırtınaların da ısı dağılımını etkilediğini belirten bilim adamları, 2100 yılına kadar Kuzey Kutbu ortalama ısısının 4 ila 7 derece artacağını tahmin ediyorlar. Artış hızının anormal olduğunu, hızla eriyen buzulların deniz seviyesini bir metre yükselteceğini, sahil şeritlerinin sular altında kalacağını, kuzeybatı Avrupa’ya okyanuslardan sıcak su ve ılıman iklim taşıyan ”golfstrim” akıntısının muhtemelen kesileceğini ifade ediyorlar.

Harekete geçmek gerekli

İklim araştırmacılarıyla çevreciler bu dramatik senaryo karşısında hükümetlerin harekete geçmesi gerektiğini belirtiyorlar. Jennifer Morgan, Kyoto Protokolü‘nde öngörülen karbondioksit ve diğer atmosfer düşmanı sera gazlarındaki azaltmanın yeterli olmadığını ve atmosferi en çok kirleten ABD sorumluluğuna sahip çıkmadığı takdirde düzelme beklenemeyeceğini belirterek şunları söylüyor:

”Kyoto, isabetli ilk adım olabilir. Ama Kuzey Kutbu‘nun derdine çare olamaz. Sanayi ülkelerinin sera gazlarını çok daha fazla azaltmalı ve Avrupa ülkeleri Bush yönetimine taviz vermemelidirler. Washington herşeyi gönüllülük ve asgari taviz temelindeki kurallara bağlatmaya çalışacaktır. Kuzey Kutbu‘nu kurtarmak istiyorsak bunu önlemeliyiz.”

Kyoto Protokolü imzacı devletleri, sera gazları emisyonunu 2012 yılına kadar 1990 düzeyinin %5,2 oranında altına çekme yükümlülüğü getiriyor. Rusya’nın anlaşmayı onaylamasıyla, uygulama önündeki engeller kalkmış oldu. Önde gelen sanayi ülkeleriunden ABD ve Avustralya ise Kyoto Protokolü‘nü imzalamayı ret ediyorlar.