Cüzzam hala tehdit ediyor

30 Ocak, Dünya Cüzzam Günü. Bundan tam 52 yıl önce Fransız avukat ve filozof Raoul Follereau, her yıl Ocak ayının son Pazar gününü Dünya Cüzzam Günü olacağını ilan etmişti. O dönemde dünya genelinde 15 milyon insan cüzzam hastasıydı, bugünse bu oranın 2 milyon olduğu ifade ediliyor.

Tedavisi mümkün olan hastalığa özellikle yoksul ülkelerde rastlanıyor. İnsanlar vücutlarında inanılmaz değişime ve sakatlığa neden olan bu hastalık yüzünden toplumdan dışlanıyorlar. Bunlardan biri de Hinli bir üniversite öğrencisi. Akıllı, yakışıklı ve çalışkan bir öğrenci olan Hintli üniversite öğrencisi Balakrishan, üniversite öğreniminden sonra ekonomist olarak hayata atılmaya hazırlanıyor.

Hindistan’ın Tamil Nadu eyaletinden gelen Balakrishan, cüzzama yakalandığında hastalığın eğitimini etkilemesine izin vermek istememiş. Ancak genç öğrenci buna rağmen hastalıkla mücadele ettiği üç yıl boyunca okuldan uzak kalmış. Tedavi gördükten sonra sağlığına kavuşan Balakrishan cüzzama yakalanan yeni nesle iyi bir örnek.

“Önyargılar yıkılmalı”

Cüzzam hastalığı bugün hala yüzbinlerce insanı yakalamış olsa da hastalığı tedavi etme yöntemlerinde aşama kaydedildi. 1980’li yılların başında bulunan yeni bir yöntemle hastalara farklı ilaçlar kombine edilerek bir arada veriliyor ve hastanın iyileşmesi sağlanıyor. Ancak Alman Cüzzam ve Tüberküloz Yardım Kuruluşu’nun sözcüsü Renate Vacker, buna rağmen cüzzamla ilgili önyargıların hala toplumda varlığını sürdürdüğünü belirtiyor.

Vacker bu konuda “Cüzzam gerçekten son aşamaya gelmişse, yıkıcı olabiliyor. İnsanın elini yüzünü, ayaklarını hareket ettirmesini, çalışmasını ve toplum içine çıkmasını engelliyor. O yüzden insanlar cüzzamdan çok korkuyor” diye konuşuyor.

Erken tanının önemi

Cüzzam, Hindistan gibi yoksul ülkelerde özellikle de ekonomik durumu kötü olan tabakalarda ortaya çıkıyor. Hindistan’dan sonra cüzzama en çok rastlanılan ikinci ülke ise Brezilya. Brezilya’yı bazı Afrika ülkeleri takip ediyor. Hastalık bu ülkelerde hala tabu. Çünkü cüzzama yakalananlar hastalığın derilerinde yol açtığı kötü lekeler yüzünden topluma çıkmaya, doktora gitmeye çekiniyor.

Alman Tüberküloz ve Cüzzam Yardım Kuruluşu sözcüsü Renate Vacker, bunu değiştirmeye çalıştıklarını belirterek, “Doğal olarak buna karşı birşeyler yapmaya çalışıyoruz. Hastalığın ilk belirtileri ortaya çıktıysa, buna karşı çok sayıda önlem alınabileceğini vurguluyoruz. Cüzzam tedavi edilebilir, ne kadar erken tanı konulursa o kadar iyi. Ancak insanların korkularıyla mücadele etmek çok zor.”

Sosyal destek sağlanıyor

Alman Tüberküloz ve Cüzzam Yardım Kuruluşu 1957 yılından beri faaliyet gösteriyor. Merkezi Würzburg’da olan kuruluş hastalıkla tıbbi açıdan olduğu kadar sosyal açıdan da mücadele etmeye çalışıyor. Bu nedenle kuruluşun ilk hedefi insanlara hastalık hakkında bilgi vermek. Kuruluşun sözcüsü Renate Vacker, medyada konuyla ilgili haberler çıkması için uğraştıklarını ya da hastalık hakkında bilgi veren kampanyaları desteklemeye çalıştıklarını ifade ediyor.

İnsanlara, eğer vücutlarının herhangi bir bölgesinde örneğin kollarında his kaybına rastlarlarsa zaman kaybetmeden doktora gitmelerini söyleyen Vacker, cilt doktoruna muayeneye giden herkese cüzzam kontrolünden de geçmelerini öneriyor. Kuruluş birçok cüzzam hastası geç tanı konulduğu durumlarda, ellerini ya da ayaklarını kaybedip çalışamaz hale gelebileceği için cüzzam hastalarının ya da yakınlarının topluma entegrasyonu için küçük miktarlarda kredi olanağı da sağlıyor.