1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Cameron'dan İskoçya'ya çağrı

10 Eylül 2014

İskoçyalılar 18 Eylül’deki referandumda ülkelerinin Büyük Britanya Krallığı’ndan ayrılıp bağımsız bir ülke olma tasarısını oylayacak. İskoçya'yı ziyaret eden İngiltere Başbakanı, bu tarihi birliğin bozulmamasını istedi.

https://p.dw.com/p/1DA40
Fotoğraf: A.Buchanan/AFP/Getty Images

Referandum öncesi İskoçya’ya bir ziyaret gerçekleştiren İngiltere Başbakanı David Cameron, duygusal bir konuşma ile İskoç halkından 300 yıllık bu tarihi birliğin bozulmamasını talep etti. Büyük Britanya’nın değerli ve çok özel bir ülke olduğunu dile getiren Cameron, İskoçya, İngiltere, Galler ve Kuzey İrlanda’nın tüm ihtiyaçları karşılayan bir yapıya sahip olduklarını belirtti. Bu birliğin bir halk oylaması ile bozulması durumunda, sonsuza dek tarihe karışacağı uyarısında bulunmayı da ihmal etmedi İngiltere Başbakanı. Siyasi uzmanlar söz konusu referandumun Cameron’un politik geleceğini de etkileyeceğini savunuyorlar.

Konu hakkındaki görüşü merakla beklenen Kraliçe II. Elizabeth adına ise Buckingham Sarayı’ndan resmi bir açıklama yapıldı. Açıklamada, kraliçenin referandumu etkileyecek herhangi bir görüş bildirmesinin tarafsız konumu gereği yanlış olacağı duyuruldu. Ancak ayrılık yanlısı İskoçyalılar bile her yıl yaz aylarını ülkelerindeki Balmoral Sarayı’nda geçiren kraliçenin, sembolik de olsa hükümranlığının devam etmesini istiyorlar.

Ancak konunun asıl tartışılan kısmı, İskoçya’nın İngiltere’den ayrılması durumunda uluslararası ilişkilerdeki rolü. Örneğin İngiltere ile birlikte Avrupa Birliği üyesi olan İskoçya, ayrılık halinde üye olarak kalabilecek mi?

EU Gipfel Brüssel 16.7.2014 Cameron
David CameronFotoğraf: Reuters

Deutsche Welle’ye açıklamalarda bulunan ayrılık yanlısı İskoç Avrupa Parlamentosu Milletvekili Alyn Smith’e göre evet. Avrupa Birliği’nin pragmatik bir organizasyon olduğunu ifade eden Smith, Büyük Britanya petrol ve gaz rezervlerinin yüzde 80’ine, Avrupa Birliği’nin yenilenebilir enerji kaynaklarının da yüzde 20’sine sahip bir ülkeden birliğin vazgeçmeyeceğini vurgulayarak şunları söyledi: “Avrupa Birliği bizi kaybetmek istemeyecektir. İskoçya da ayrılmak istemiyor. Bizim durumumuz, aynı iki Almanya’nın birleşmesi gibi özel bir durum. O zaman da böyle bir birleşmenin birlik açısından mümkün olamayacağı söyleniyordu. Eğer alınan kararın arkasında bir siyasi irade varsa her şey mümkün olur. Hem İskoçya hem de İngiltere, seçmenin kararına saygı göstereceklerini daha önce açıkça dile getirdiler.”

Avrupa Birliği gibi, İskoçya’nın Büyük Britanya çatısı altında üye olduğu bir başka oluşum da NATO. Avrupa Parlamentosu’nda Yeşiller Grubu’nda yer alan 41 yaşındaki milletvekili Smith, bu örgütten de ayrılmak gibi bir niyetlerinin olmadığını şöyle ifade etti: “Biz, Kuzey Atlantiğin ortasında çok stratejik bir konuma sahibiz. Açıklarında petrol yatakları ve balık sürüleri olan uzun bir sahil şeridimiz var ve bunu korumamız gerekiyor. Avrupa Birliği ile olduğu gibi NATO’da da kalmaya çalışacağız.”

İngiltere ile İskoçya arasında olası bir ayrılık sonrasında çözülmesi gereken bir başka konu da İskoçya’nın kullanacağı para birimi. İskoçyalılar, İngiliz Sterlini’ni kullanmaya devam etmek niyetindeler. Büyük Britanya ise bunu kabul etse de, bağımsız bir İskoçya’nın para politikasına karışamayacağını açıkça dile getiriyor. Ayrıca Britanya’nın yaklaşık 1 trilyon 800 milyar euroluk borcundan İskoçya’nın payına ne düşecek, bu da ayrı bir konu. Diğer yandan Büyük Britanya Ordusu’na ait nükleer silahların tamamı İskoçya’da denizaltı filosunda korunuyor. Bu silahların olası bir ayrılık sonrası nereye taşınacağı da önemli sorulardan biri.

©Deutsche Welle Türkçe

DW/BR/ET/BÖ