1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Cenevre Konvansiyonu 60 yaşında

12 Ağustos 2009

Savaş dönemlerinde yaralı askerî personel, esir ve sivillerin durumuna ilişkin uyulması gereken kurallar, "Cenevre Konvansiyonları" olarak adlandırılan dört sözleşme ve üç ek protokol ile belirlenmiş durumda.

https://p.dw.com/p/J8IE
Fotoğraf: picture-alliance / dpa

Dünya tarihi savaşlarla dolu. İnsanlık, bazıları yüzlerce yıl süren savaşlara tanıklık etti. Binlerce yıl boyunca, savaşlarda riayet edilmesi gereken uluslararası kurallar mevcut değildi. Bu da çok sayıda can kaybı ve insan hakları ihlallerine yol açıyordu. Bunu önlemek adına 12 Ağustos 1949 tarihinde Cenevre’de bir araya gelen devletler, "Cenevre Konvansiyonları" adı verilen dört konvansiyonu kabul etti. Bu sayede, devletlerarasında meydana gelen savaşlarda uyulması gereken bazı kurallar belirlendi. Cenevre Konvansiyonu, şimdi uluslararası insan haklarının belkemiği sayılıyor. Savaş durumunda, savaşan tarafların sınırlarını belirleyip, sivil halkı korumak başlıca görevleri arasında. Uluslararası Kızılhaç Komitesi’nde Devletler Hukuku Direktörü olan Philip Spoerri, kabulünden 60 yıl sonra dahi dört Cenevre Konvansiyonu'nun önemini kaybetmediğini söylüyor.

“Elbette çok sayıda ihlalin yapıldığını da görüyoruz. Bu konvansiyonların eksiksiz uygulanmasını sağlamak iddialı bir hedef olarak kalmaya devam ediyor. Yine de buradaki kurallar genel olarak kabul görüyor. İşler iyi gittiğinde doğal olarak hiçbiri gündeme gelmiyor. Sadece ihlaller haber oluyor. Elbette ağır ihlaller söz konusu olduğunda bunu gündeme taşımak da önemli. Ancak bu konvansiyonlar olmasaydı, durum daha da kötü olurdu."

Verwundete Kinder in Beirut
Fotoğraf: AP

Daha sonra üç ek protokol eklendi

Dört konvansiyonda yer alan kurallara göre, üye devletler, yaralı, hasta, kazazede, tıbbî personel, ambülâns ve hastaneleri korumakla yükümlü. Esirlere nasıl davranılacağı ile ilgili olarak da ayrıntılı kurallar bulunuyor. Konvansiyonlar 1977 ve 2005 yıllarında üç ek protokol eklenerek yeniden düzenlendi. Daha sonra Ottawa ve Oslo anlaşmalarıyla, kara mayınları ve misket bombası gibi silahların yasaklanması kabul edildi.

Tschetschenischer Kriegsgefangener
Fotoğraf: picture-alliance/ dpa

Uluslararası Kızılhaç Komitesi’nin faaliyet alanları da Cenevre Konvansiyonu ile belirlenmiş durumda. Örneğin, Komite, tutukluları ziyaret edip, yardım faaliyetleri organize edebiliyor.

Solferion Savaşı’na uzanan tarih

Cenevre Konvansiyonu’nun kökeni aslında 19’uncu yüzyıla, İtalya’nın kuzeyinde gerçekleşen Solferino Savaşı’na kadar gidiyor. Bu savaş, görgü tanıklarını ve İsviçreli Henri Dunant adlı bir tüccarı, Kızıl Haç’ın kurulması için harekete geçiriyor. Uluslararası Kızılhaç Komitesi Sözcüsü Florian Westphal, 1859 yılındaki Solferino Savaşı’ndan bu yana askerî çatışmaların tamamen değiştiğini söylüyor:

“Solferino’da 40 bin ölü ve yaralı asker vardı. Sadece bir sivil hayatını kaybetmişti. Bu durum, bugünkü savaşlarda tamamen değişti. Günümüzdeki çatışmalardan en çok etkilenenler siviller oluyor ve bu, bizim çalışmalarımızı daha da karmaşık bir hale getirdi.”

Blick in das russische Filtrationslager Tschernokosovo
Fotoğraf: picture-alliance/ dpa

Konvansiyonun fikirleri benimseniyor

Uluslararası Kızılhaç Komitesi, çatışmalardan en çok etkilenen sekiz ülkede yaptığı bir çalışmanın sonuçlarını açıkladı. Bu ülkelerden biri de Lübnan. Uluslararası Kızılhaç Komitesi Devletler Hukuku Direktörü Philip Spoerri, konuştukları kişilerin yarısının Cenevre Konvansiyonu’ndan haberdar olduğunu belirtiyor:

“Ankete katılanların hepsi, sivillere saldırılmaması ve sivil hedeflerin korunması gerektiği gibi Konvansiyon'un başlıca fikirlerini destekleyip kabul ediyordu. Aynı zamanda bunların uygulanmasının daha da güçlendirilmesi gerektiğini söylediler.”

12 Ağustos 1949 tarihinde onaylanan Cenevre Konvansiyonu’nun kuralları, ülke içindeki çatışmaları değil, devletlerarasındaki çatışmaları kapsıyor.

Pascal Lechler / Çeviri: Başak Sezen

Editör: Murat Çelikkafa