1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

110510 Algerien Frauen

18 Mayıs 2010

Cezayir'in güneydoğusunda bulunan Hassi-Mesud 2001 yılında yalnız yaşayan kadınlara yönelik bir dizi vahşi saldırıya sahne oldu. Son dönemde bu saldırılara yenileri eklendi.

https://p.dw.com/p/NRJf
Fotoğraf: AP

Fatiha Mağmure Paris'te bulunan bir derneğin salonunda kucağında çocuğuyla oturmuş, 13 Temmuz 2001 tarihinde başından geçenleri anlatıyor. Salondaki topluluk Mağmure'nin anlattıklarını dehşetle takip ediyor. Mağmure cami imamının verdiği ateşli hutbenin ardından bir grup erkeğin zorla evine girdiğini anlatıyor: "Etrafımı sardılar. Biri kulağımı çekti, biri yumruk, bir diğeri tekme attı. Başka biriyse başıma vurdu."

Frau in Algerien
Fotoğraf: AP

Ancak Mağmure'ye yapılan saldırı bu kadarla sınırlı kalmadı. Mağmure'ye cinsel şiddet uygulayan saldırganlar ardından kadını mezarlığa sürükleyerek, başını mezarlığın kapısına sıkıştırıp ağır yaraladı. Daha sonra da kadının öldüğünü düşünerek gömmek için bir çukur kazdılar.

Nüfusu hızla arttı

Cezayir'in güneydoğusunda bulunan Hassi-Mesud, 1950'li yıllara kadar küçük bir köyken, bölgeden petrol çıkarılmaya başlamasının ardından bir anda yoğun bir göç dalgasına ev sahipliği yaptı. O zamandan bu yana birçok erkek, petrol firmalarında iş bulma umuduyla kente akın ediyor. Kente temizlikçi ya da aşçı olarak çalışmak için bekâr ya da dul olan birçok kadın da geliyor. Muhafazakâr bir kent olan Hassi-Mesud'da normalde kadınlar neredeyse evden dışarı adım atmazken, bazı kadınların çalışması tutucu çevreleri rahatsız ediyor.

21.07.2008 dw-tv global 3000 algerien 3
Fotoğraf: DW-TV

Hassi-Mesud'da yalnız yaşayan en az 39 kadının benzer saldırılara maruz kaldığı tahmin ediliyor. Ancak bu kadınlardan sadece Fatiha Mağmure ve Rahmune Salih başlarından geçenleri Cezayirli aktris Nadia Kaçi'ye anlatabilme cesaretini gösterdi. İki kadının korkunç anıları "Laissees pour mortes" yani "Ölüme terk edilenler" adlı bir kitapta toplandı.

"Sonuç hep aynı"

İnsan hakları savunucusu Şerife Heddar 2001 yılında Hassi-Mesud kurbanlarına yardım etmek için bir girişim başlattı. Heddar şunları kaydetti: "Kadınlara saldırıda bulunan yaklaşık 100 kadar erkek vardı. Bunların sadece bir düzine kadarı hüküm giydi. Hassi-Mesud'a giderek yetkili makamlarla konuştuk ve bir uzlaşma sağlamaya çalıştık. Ancak sonuç hep aynı... Güçsüz durumdaki insanların yapılanları unutup affetmesi gerekiyor ama suçlular cezalandırılmıyor. Bu durum kadınların yeni saldırılarla karşı karşıya kalmasına zemin hazırlıyor."

Geçtiğimiz Nisan ayında El Vatan gazetesi Hassi-Mesud'da yaşayan yalnız kadınlara yönelik ikinci bir saldırı dalgasını ortaya çıkarttı. Muhabir Selime Tilemçani konuyla ilgili şu bilgileri verdi: "Karnından, kollarından ya da bacaklarından yaralanmış en az 12 kadınla konuştum. Hepsi saldırıya uğradığını anlattı. Söz konusu olan 2001 yılında olduğu gibi bir imamın Cuma hutbesinin ardından toplanan bir grup genç erkek değil. Polisin hiçbir şey yapmadığını gören bir suç çetesi... Kimsenin yalnız yaşayan kadınları korumuyor oluşu bu çeteyi cesaretlendiriyor."

Frau in Algerien mit Flagge
Fotoğraf: AP

"Olaylar abartılıyor"

Olayların ardından kadın hakları ve insan hakları savunucuları düzenli olarak Paris'teki Cezayir Konsolosluğu'nun önünde protesto gösterileri düzenlemeye başladı. Ancak Cezayir Aile Bakanı Cemal Abbas durumun abartıldığını kaydetti: "Hassi-Mesud karakoluna geçtiğimiz haftalarda iki kadın şikâyette bulundu. Elimizde konuyla ilgili sadece iki şikâyet var. Olayı dramatize etmenin gereği yok. Devletimiz vatandaşlarının güvenliğini sağlamak için gerekli önlemleri almaktadır. Bunun uluslararası bir sorun haline getirilmesi kesinlikle yanlış!"

Saldırıya uğrayan kadınlarla görüşen muhabir Selime Tilemçani ise bakana katılmadığını, polisin şikâyette bulunmak için karakola gelen kadınları ciddiye almadığını, ayrıca birçok kadının utandığı ya da korktuğu için şikâyette bulunmadığını belirtti.

Diğer yandan Tilemçani, Cezayir'de kadınlara karşı olan tutumun bölgeden bölgeye büyük farklılıklar gösterdiğinin altını çizdi. Tilemçani bazı bölgelerde yalnız yaşayan kadınların erkek arkadaşları tarafından ziyaret edilmesi tepkiyle karşılanmazken, diğer bölgelerde erkeklerle en ufak bir yakınlaşmanın kadınlara hayat kadını damgası vurulmasına yol açtığını kaydetti. El Vatan gazetesi muhabiri "Yasa, kadına mirastan pay alma hakkı veriyor. Ancak bazı bölgelerde din ve gelenekler yasadan daha güçlü ve kadınlar mirastan tek kuruş alamıyor." şeklinde konuştu.

© Deutsche Welle Türkçe


Martina Zimmermann / Çeviri: Banu Ertek

Editör: Meltem Karagöz