1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Cezayir'in bağımsızlığının 50. yılı

Tina Gerhaeusser1 Kasım 2004

1 Kasım, Cezayir’in bağımsızlığına kavuşmasının 50’inci yıldönümü. Cezayir Savaşı’nın vahşeti ve sonuçları, birkaç yıldan bu yana analiz edilmeye başladı. Cezayir halkının kanlı Kurtuluş Savaşı, 1 Kasım 1954’te başlamıştı...

https://p.dw.com/p/Ab5B
Cezayir, 50 yıl önce bağımsızlığına kavuştu..
Cezayir, 50 yıl önce bağımsızlığına kavuştu..

Katolik Fransızlar, tam 1 Kasım’da dini bayramlarını kutlamaya hazırlanırken, Cezayir Kurtuluş Savaşı patlak verir. Fransız yerleşimcilerinin konutları ve nöbetçi noktaları alevler içinde kalırken, Fransız sömürgesi Cezayir’in başkenti Cezayir ve diğer kentlerde eşzamanlı olarak bombalar patlar. Siyasal Bilimler Profesörü Dr. Hartmut Elsenhans, o günleri ”Mücadele, ülkenin tümüne yayılan, tek tek askeri harekatlardan oluşuyordu. Verilmek istenen mesaj şuydu: Savaşa girişen sadece belirli bir bölge ya da grup değil değil, tüm Cazayir ulusuydu” diye anlatıyor.

Genç ve radikal Cezayirlilerin yeni kurdukları ve kısa adı ”FLN” olan ”Ulusal Kurtuluş Cephesi”, ülkeyi 120 yıllık sömürgelikten kurtarmak üzere 1 Kasım 1954’te silahlı mücadeleye başlamıştı. Cezayir, 1830 yılından beri Fransa’nın sömürgesiydi ve Fransız toprağı olarak görülüyordu. Cezayir’in Müslüman halkı ise kendi ülkesinde ikinci sınıf vatandaş muamelesi görüyordu. Cezayir’in 9 milyon Müslüman nüfusu, 1947 yılına kadar seçme hakkından yoksun bırakılıyor, üniversite ve yüksek dairelerin kapısı çoğunlukla yüzlerine kapatılıyordu. Köylüler, Fransız yerleşimcilerin eline geçmiş olan kendi atalarının topraklarında yabancı gibi çalışmak zorunda bırakılıyorlardı.

İslam hukukçusu Şeyh Abdülhamid Ben Badis’in ”Arapça dilim, İslam dinim, Cezayir ise yurdumdur” diye formüle ettiği kimlik, Cezayir bağımsızlık hareketinin 30’lı yıllardan itibaren temel siyasi görüşü oldu. Bu hareket, çeşitli fraksiyonlara bölünmüş de olsa Fransız sömürgecilere karşı birleşti.

Mayıs gösterileri

8 Mayıs 1945 tarihinde, Constantin bölgesinde yürüyüşe geçen göstericiler, ellerinde taşıdıkları pankartlarda Amerikan Başkanı Franklin Roosevelt ile İngiltere Başbakanı Winston Churchill’in ortaya attığı ”Atlantik Bildirgesi”nin hayata geçirilmesini talep ediyorlardı. Bu bildirge, halkların kendi kaderini kendilerinin tayin hakkını içeriyor ve aynı zamanda BM’nin kurulmasında önemli bir kilometre taşı oluşturuyordu.

Mayıs gösterileri sırasında kendilerini kışkırtılmış hisseden Fransızlar, yürüyüşçüler üzerine ateş açarlar ve 88 Avrupalı ile 10.000 kadar Cezayir’linin ölümüne neden olurlar. Bu, II. Dünya Savaşı sırasında Fransa saflarında savaşan ve yurtlarına dönen Cezayirliler için içler acısı bir durumdur. Devrimciler tek bir kurtuluş yolu olduğu yönündeki inancını pekiştirir: Cezayir, Cezayirlilere ait olmak zorundadır. Ben Bella ve Messali Hacı gibi ulusal devrimciler, hedefin sadece tam bağımsızlık olacağı yönündeki görüşlerini halkın çoğunluğuna kabul ettirirler.”Ulusal Kurtuluş Cephesi”nin hedefi, İslam temelleri çerçevesinde demokratik ve sosyal bir Cezayir’in yeniden inşasıdır.

Cezayir Kurtuluş Savaşı 7,5 yıl sürdü ve bu uzun ve kanlı savaşta yenen taraf olmadı. Fransa en eski sömürgesine 5 Temmuz 1962’de bağımsızlık tanıdığında, Cezayir, nüfusunun onda birini yitirmişti. Bağımsız Cezayir devletinin ilk lideri de, ”Cezayir Cezayirlilere” şiarı ile bağımsızlık savaşını başlatıp, yöneten Ahmed Ben Bella olur.