1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Chavez güven tazeledi

Matthias Reiche17 Ağustos 2004

Petrol ihracatçısı Venezüella’daki iktidar kavgası, şimdilik Devlet Başkanı Hugo Chavez’in zaferiyle sonuçlanmışa benziyor. Chavez, kendisini devirmek için yapılan referandumu kazandı. Seçim Komisyonu’nun verdiği bilgilere göre, seçmenlerin yüzde 58’i Devlet Başkanı’nın görevini sürdürmesi yolunda oy kullandı. Matthias Reiche’nin yorumu:

https://p.dw.com/p/Aa1f

Oylama kurallara uygun yapıldı, katılım yüksek oldu ve korkulan şiddet eylemleri gerçekleşmedi. Bu Venezüella'nın demokrasi yolculuğunda ileri bir adım. Fakat santimetrelerle ölçülebilecek bir adım. Çünkü bu Güney Amerika toplumundaki bölünme çok derin. Bunun sorumlusu da, ”Sizler sadece başkaları zengin olduğu için yoksulsunuz” şeklinde seslenerek, büyük yoksul kitlelerin desteğini alan Chavez.

Bu sol popülist politikacı daha 1998 yılında Venezüellalılar'ın ezici çoğunluğunun oylarıyla başkanlığa seçildi ve iki yıl sonra da güven tazeledi. Her iki kişiden birinin işsiz ve vatandaşların yüzde 70’inin günlük yaşamının açlıkla yarıştan ibaret olduğu, son 40 yılda korkunç boyutlara ulaşan suç işleme oranları ve yolsuzlukların varolduğu bu ülkede, Chavez bir umut ışığı kabul ediliyordu.

Chavez, Venezüella'yı bu felaketten çıkaracağını ilan etti ve herkese iş ve ekmek sözü verdi. Ama milyonlarca Venezüellalı bugüne kadar bunların ikisini de göremedi çünkü petrol gelirlerinin yüksekliğine rağmen Devlet Başkanı sözlerinin hemen hemen hiçbirini tutamadı. Küba lideri Fidel Castro’nun yakın arkadaşı Chavez bunun yerine iktidarın iplerini her geçen gün daha fazla kendi elinde topladı. Meclisi ve Yüksek Mahkeme’yi kapattı, Anayasayı kullanarak birçok özel yetki aldı. Sendikaların, kiliselerin, öğrencilerin ve işveren derneklerinin protestolarını, ”kesilmeye götürülen domuzların bağırtısı” olarak niteledi.

Bu referandumda 3 milyon 700 bin Venezüellalı'nın kendisine karşı oy kullandığını farkeden Chavez, şimdi bütün bunların değişeceğini savunuyor. Bu nedenle Chavez, kazandığı zaferin ardından yaptığı ilk konuşmada yandaşlarını, muhalefete saygılı olmaya çağırdı. Herkesin farklı düşünme hakkı olduğunu söyledi. Aynı zamanda muhalefete, ülkeyi bunalımdan çıkarmak için diyaloğa çağırdı.

Böyle bir gelişme, eğer Chavez yeniden güçlenen konumunu çatışma yönünde kullanacak olursa, Venezüella'nın siyasi ufkunda küçük bir umut ışığı olur. Çünkü bu karizmatik popülist her ne kadar hala vatandaşlarının çoğunluğunun desteğini alsa da, Venezüella'da da seçmen desteği hızla yokolabilir. Çünkü artık Devlet Başkanı, sözlerini tutamamasının suçunu, karşıtlarının engellemelerinde arayamayacak.