1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Dünya ekonomisinde yüzde 4'lük büyüme

Johannes Beck2 Eylül 2005

BM Ticaret ve Kalkınma Konferansı Örgütü tarafından yayınlanan yıllık raporda, dünya ekonomisinin geçen yıl yüzde 4 oranında büyüdüğü kaydedildi. “2004 Ticaret ve Kalkınma Raporu“ başlığı altında toplanan verilerde, bu oranın son beş yılın en iyi derecesi olduğuna dikkat çekildi…

https://p.dw.com/p/Abbk
Uzmanlar, 2005 yılının büyüme oranlarından umutlu değil
Uzmanlar, 2005 yılının büyüme oranlarından umutlu değil

Her ne kadar son üç yılda ham petrol fiyatları ikiye katlamış olsa da dünya genelinde enflasyon büyük ölçüde kontrol altına alınabildi. Bu da global ekonominin büyüme çizgisini herşeye rağmen sürdürmesi sonucunu doğurdu. Cenevre’de açıklanan 2004 Ticaret ve Kalkınma Raporu’na göre yüzde 4 oranında büyüyen dünya ekonomisi, 2000 yılından bu yana en güçlü konumuna ulaştı.

BM Ticaret ve Kalkınma Konferansı Örgütü (UNCTAD) uzmanlarına göre, 1970’li yıllarla kıyaslandığında, sanayileşmiş ülkelerin petrole olan bağımlılıkları büyük oranda azaldı. Şili, Tayland ya da Hindistan’ın petrole olan bağımlılıkları, gelişmiş ülkelere kıyasla iki-üç kat daha fazla.

Döviz piyasaları

Petrol fiyatlarının yanı sıra dünya ekonomisini etkileyen önemli faktörlerin başında cari ticaret dengelerinin ne ölçüde sağlanabildiği geliyor. BM Ticaret ve Kalkınma Konferansı Örgütü’nün Küreselleşme ve Ticari Stratejiler Bölümü Direktörü Heiner Flassbeck, döviz piyasalarındaki aşırı dalgalanmaların da önemli risk faktörleri arasında yer aldığını belirtti. Flassbeck sözlerini şöyle sürdürdü:

“Burada en büyük risk, yayılan spekülasyon dalgaları nedeniyle Amerikan Doları’nın aşırı değer kaybetmesi. Daha önce de şahit olduğumuz bu durum, gerek Avrupa gerekse Asya ülkeleri için olumsuz sonuçlar doğurabiliyor. Bir başka senaryo ise Çin’in döviz işlemlerini serbest bırakması ve böylece bir değer artışının yaşanması olabilir. Daha önce buna benzer durumlara da tanık olduk. Neticede böyle bir adım da dünya ticaretinin yararına bir gelişme olmaz.“

Çin’in durumu

Çin’in develüasyona gitmesi, yani yabancı para birimlerinin kurlarını, ulusal para karşısında yükseltmesi durumunda global ekonomik büyümenin bir anda sona erebileceğini savunan Flassbeck, Afrika ve Latin Amerika ülkelerinin, Çin pazarına yaptıkları hammade ihracatındaki artışın önemine dikkat çekiyor.

Çin’in ekonomik büyümesinin durmasının, kalkınmakta olan ülkelere de olumsuz yansıyacağını belirten BM Ticaret ve Kalkınma Konferansı Örgütü yetkilisi, Pekin’e çok dikkatli olmaları ve büyümeyi canlı tutmaları gerektiği mesajını verdiklerini söyledi. Flassbeck, “Bu sadece Çin için değil, tüm kalkınmakta ülkeler açısından da büyük önem taşıyor“ dedi.

Çin’in develüasyona gitmeyip parasının değerini yükseltmeye yönelik bir adım atmasının da tehlikeli olabileceğini savunan Heiner Flassbeck, ithal malların ucuzlayacağını, bunun da deflasyon tehlikesini doğuracağını ifade etti ve “1990’ların başında yaşanan bir Japonya örneği var önümüzde. Ulusal para biriminin değerini artıran Japonya deflasyon tuzağına düştü. Bugüne kadar da bu tuzaktan tam anlamıyla kurtulamadı“ dedi.

2005 tahminleri kötümser

BM Ticaret ve Kalkınma Konferansı Örgütü’ne göre, geçen yılki yüksek büyüme oranına 2005 yılında ulaşılamaycak. Raporda, bu yıl için en iyimser tahminle yüzde 3’lük bir büyümeye olacağı belirtiliyor. Ancak bu tahminlerin, ABD’yi vuran ve ham petrol fiyatlarının tavan yapmasına neden olan Katrina kasırgasından önce yapıldığı gözönüne alındığında, yıl sonundaki büyüme beklentilerinin ne kadarının gerçekleşeceğini söylemek hayli güç.