1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Dünya finans haritası yeniden çiziliyor

8 Aralık 2008

Küresel kriz, finans merkezlerinde Batının tartışılmaz ağırlığını tarihe karıştırdı. Kriz, New York Menkul Kıymetler Borsası Wall Street'in de yer aldığı New York'un, dünyanın finans merkezi olma niteliğini zayıflattı.

https://p.dw.com/p/GBNy
New York Menkul Kıymetler Borsası Wall Street'in hareketli günleri geride kaldı
New York Menkul Kıymetler Borsası Wall Street'in hareketli günleri geride kaldıFotoğraf: AP

Özellikle, yatırım bankası Lehman Brothers'ın, ABD bankacılık tarihindeki en büyük iflas olarak gerçekleşmesi, dünyanın en önemli finans kuruluşlarının merkezinin bulunduğu New York'un küresel finans merkezi sıfatına oldukça zarar verdi.


Uzmanlar, geçen yılki 10,3 trilyon dolarlık yıllık işlem hacmiyle, halen dünyanın en büyük borsası Wall Street'in bulunduğu New York'un, son krizde zedelenen itibarını yeniden kazanmasının belirli bir süre alacağına dikkat çekiyorlar.


Küresel finans merkezi olma yolunda, New York'un en yakın takipçisi konumunda ise Londra bulunuyor.


Çin, işsiz bankacılara talip

Mali krizin vurduğu merkezlerin başında New York ile Londra geliyor. Krizin New York’ta 165 bin, Londra’da ise 194 bin uzmanı işsiz bırakması öngörülüyor. Gelişen Çin piyasaları, kendilerine yeni iş yerleri arayan bankacı ve borsacılara yeni fırsatlar sunuyor.

200 milyar dolarla Çin’in en büyük özerk yatırım kuruluşu olan kamuya ait Çin Yatırım Fonu (CIC), yurtdışında istihdam edilmek üzere uzmanlar arıyor. Fransız Societe Generale ile Çinli Baosteel’in ortak yatırım fonu Fortune SGAM’in, üst düzey mali uzmanlar transfer etmek üzere gönderdiği heyet, şehir şehir Amerika Birleşik Devletleri’ni dolaşıyor. Çin’in önde gelen ekonomi merkezlerinden Şangay belediyesinin de Londra ve New York’ta 80 finans uzmanını görevlendirmeyi planladığı belirtiliyor.


“Şangay’ın hala yeteneklere ihtiyacı var”

Şangay’da büro ve merkez açan mali kuruluşların sayısı 2008 yılının başında 600’e yükseldi. Ancak mali sektör, hala Şangay’ın zayıf yönünü oluşturuyor. Mali sektör New York ekonomisinin neredeyse yüzde 13’ünü, Londra’da ise yüzde 11’ini oluştururken, bu oran Şangay’da yaklaşık yüzde 2,5’ta kalıyor. Yatırım fonu Fortune SGAM’den Pei Changjiang, “Kriz, Wall Street’te işten çıkarmalara yol açtı. Ama Şangay’ın hala yeteneklere ihtiyacı var” diyerek Şangay mali piyasasının yükselen özelliğine dikkat çekiyor.

Kriz öncesi Şangay belediye başkanı Han Zheng, Şangay’ın 2010 yılında bir uluslararası mali merkezin mali yapısına tamamen kavuşmuş olacağını, 2020’de ise Londra ve New York ile aynı seviyeye geleceğini duyurmuştu. Ancak kriz sonrası denklemler yeniden gözden geçirildiğinde, Şangay’ın dünya mali piyasalarının zirvesine tırmanmasının çok daha önce gerçekleşebileceği ortaya çıkıyor. Mali uzmanlar, bu gelişmeyi, “Amerika Birleşik Devletleri şişti ve zayıflama haplarına ihtiyaç duyuyor. Çin ise hala zayıf” sözleriyle tarif ediyorlar.


Çin’in 2 trilyon dolarlık rezervi

Buna karşılık Çin mali piyasalarına Batılı uzmanların transfer edilmesinin önündeki en büyük engel, devlet kurumları tarafından uygulanan aşırı denetimler gösteriliyor. Amerikan Wisconsin Üniversitesi’nin ekonomi uzmanı Menzie Chinn, Pekin’in kamuya ait mali kuruluşlara özerklik imkanı sağlamadığı sürece Batılı uzmanlar için çekim merkezi olabilmesinin zorluğuna dikkat çekiyor. Merkezi Boston’da bulunan Epoch İnsan Kaynakları Danışmanlık Şirketi’nden Linda Stewart ise, “2 trilyon doları bulan döviz rezerviyle Çin’in günümüzde bütün kartları elinde bulundurduğunu” belirtiyor.