1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Dünya Kupası’nda ırkçılık gölgesi

Tina Gerhaeusser16 Mayıs 2006

Son zamanlarda Almanya’da artan ırkçı saldırılar, Almanya’daki Afrika Konseyi’nin dikkatini çekti. Özellikle de yaklaşan Futbol Şampiyonası’nda ırkçı saldırıların yaşanmasından endişe ediliyor. Bu nedenle, Almanya’daki Dünya Kupası’na gelecek siyahlara yol göesterecek bir kitapçık hazırlandı.

https://p.dw.com/p/AZzl
Yabancı düşmanlığı ve ırkıçılık, Almanya'da üzerinde çok tartışılan konular.
Yabancı düşmanlığı ve ırkıçılık, Almanya'da üzerinde çok tartışılan konular.Fotoğraf: dpa

Almanya’nın Berlin ve Brandenburg eyaletlerinde, 25 örgütün bir araya gelmesiyle oluşturulan Afrika Konseyi, Almanya’da giderek artan yabancı düşmanlığından kaygılı. Dünya Kupası nedeniyle birçok siyahın Almanya’ya geleceğine dikkat çeken Konsey, bu kişileri ırkçı saldırılardan korumak için bir kitapçık yayımladı. Kitapçıkta, ‘No Go Areas’ adı verilen, siyahlar için sakıncalı olabilecek bölgeler yer alıyor, siyahlara buralara gitmemeleri tavsiye ediliyor.

“Şampiyona’ya gölge düşürmek gibi bir niyetimiz yok. Ancak Afrika kökenlilere yönelik şiddetin de önüne geçilmeli; özellikle de Dünya Futbol Şampiyonası’nda. Çünkü bu vesileyle buraya, her şeyden habersiz, serbest dolaşıp, her yere gidebileceğini düşünen bir çok insan gelecektir. Biz bu insanların başına bir şey gelmesini istemiyoruz,” diyen Afrika Konseyi’nden Moctar Kamara, bu girişimleriyle özellikle Alman politikacıların konuya ilgisini arttırmak istiyor. Kamara’ya göre, siyasiler, Afrika kökenlilerin her gün karşı karşıya kaldığı tehdidi hafife alıyor.

Kıstas ne?

Yabancı düşmanlığının derecesini ölçmek ya da nerelerde yaygın olduğunu saptamak oldukça zor. Burada önemli olan, hangi davranışların ırkçı ya da aşırı sağ eğilimli olarak kabul edildiği. Çünkü istatistikler, güvenlik güçlerinin verdiği bilgiler doğrultusunda hazırlanıyor ama herkesin yabancı düşmanlığı ve ırkıçılık tanımı farklı. Kriminolog Christian Pfeiffer, aşırı sağ eylemlerin boyutuyla ilgili net bir bilgiye sahip olmamakla birlikte, Federal Anayasayı Koruma Dairesi ya da eyalet emniyet teşkilatlarının yayımladıkları raporların konuya ışık tuttuğunu söylüyor. “Bu raporlara göre, 2004 yılına kadar ırkçılıkla ilgili rakamlarda gerileme söz konusuydu. 2005 yılındaysa bizim de neden kaynaklandığı üzerinde fikir yürüttüğümüz bir artış gözleniyor,” diyen Pfeiffer’e göre yabancı düşmanlığı ve ırçıkılk konusunda bir an önce harekete geçmek gerek.

Doğu’da yabancı düşmanlığı daha fazla

Almanya çapında, öğrenciler arasında yapılan bir araştırmada, yabancı düşmanlığının doğu eyaletlerindeki öğrenciler arasında, batıya oranla daha yüksek olduğu saptandı. Afrika Birliği’nden Moctar Kamara, ırkçılıkla mücadelede etkili bir eylem planın hazırlanması gerektiğini vurguluyor ve bu mücadelenin başlangıç noktasında okulların yer alması gerektiğini savunuyor: “Kısa ve uzun vadede birtakım taleplerimiz var. Kısa vadede, ırkçılık suçuna giren davranışların ölüm cezasıyla olmasa da şimdikinden daha ağır cezalandırılmasını istiyoruz. Örneğin, eğer derisinin rengi siyah diye bir başkasını öldürüyorsa, sadece sekiz yıl ceza almamalı, ömür boyu hapse mahkum edilmeli. Uzun vadedeyse, bir eylem planı hazırlanmalı. Irkçılıkla mücadeleye de okullardan, medyadan ve diğer alanlardan başlanmalı. Benim tabirimle bu ‘kabullenmeme kültürü’ ile mücadele etmeliyiz.”

Krimiolog Pfeiffer ise, ceza artırımını ırkçılıkla mücadelede bir çözüm yolu olarak görmüyor. Ona göre polis kontrollerini sıklaştırarak, bu tür eylemlere teşebbüs edeceklerde, yakalanabilecekleri hissini uyandırarak caydırıcılığı sağlamak daha etkili bir yöntem.