1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Dünya Yaşlılar Günü

Heinrich Berstresser1 Ekim 2004

Dünya nüfusu giderek yaşlanıyor. Peki nüfusun yaşlanması nasıl sonuçlara yolaçacak? DW'den Heinrich Bergstresser'in bugün kutlanan Dünya Yaşlılar Günü ile ilgili yorumu:

https://p.dw.com/p/Aa0i

Geçtiğimiz günlerde bir gazeteci meslektaşim "Dünya Gençler Günü” nedeniyle yazdığı makalede, genç olmak zor zenaat, diye yazmış. Haklı da, aslında genç olmak sadece günümüzde değil yakın geçmişte de zordu, şimdi de zor. Toplum bilimlerinin nüfus dağılımı ve birleşimi ile ilgili yaptığı araştırmalar, çıkardığı istatistikler genç olmanın ne kadar zor bir iş olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor. Genç olmak, yaşlanmak ve yaşlı olmakla karşılaştırıldığında, -ki yaşlılardan kastım 60 yaş ve üstü-, daha kolaymış gibi görünüyor, ama değil. Gençlerin hergün yeni ilkler yaşadığı, maceralara atıldığı, inişleri ve çıkışlarıyla heyecanlı bir hayat sürdüğü düşünülüyor, ama doğru değil.

Gençlik acısıyla tatlısıyla insan hayatında unutulmaz bir dönem, ama günümüzde genç olmak gerçekten zor. Neden olduğuna gelince... İstatistikler dünya nüfusunun yaşlandığını söylüyor. İnsan, sayıları görünce önce şöyle bir şaşırıyor, ardından meraklanıyor, sonuç olarak da kara kara düşünmeye ve korkmaya başlıyor, çünkü demografik sayılar bize gelecekle ilgili net ve ürkütücü olasılıkları haber veriyor. İstatistiklere göre de dünyayı ikiye bölen zengin- fakir uçurumu giderek büyüyecek, ancak buna gençlerle yaşlılar arasında giderek açılan ikinci bir uçurum daha eklenecek.

Yaşlı nüsufun artmasında herkesi kaygılandıran politik bir gerçek var; bize güven duygusu veren sosyal devlet yapısı yıkılmakla, yerle bir olmakla karşı karşıya kalacak.

Gelişmiş ülkelerde 235 milyon kişinin 60 yaşın üstünde olduğu tahmin ediliyor. Bu sayının önümüzdeki 40 yıl içinde 400 milyonu aşacagı da beklentiler arasında. Bunun ne kadar kaygılandırıcı bir gelişme olduğunu herkesin gözünde canlandırabilmesi için, yine bu ülkelerde yaşayan 80 yaş ve üstü nüfusa bakalım. Yaşları bugün 40 milyon civarında olan 80 yaş ve üstü nüfus, yine gelişmis ülkelerde önümüzdeki 40 yıl içinde 100 milyonu geçecek. Bu arada şimdiye kadar, genç nüfusla yaşlı kuşak arasında ortaya çıkması beklenen uçurumu kapatabilecek ne sosyal, ne ahlaki ne de ekonomik bir çözüm bulunamadı.

Yeryüzündeki yaşlanmanın faturası hem gençlere, hem de yaşlılara çıkacak. Bu sorunu çözebilmek icin her iki grup da hayal yeteneğini kullanmalı, ama ikisinin de hayal yeteneği güçlü değil sanırım.

Uzmanlar toplumsal yaşlanmanın kuşaklar arası çatışmayı keskinleştireceğini söylüyor. Bunun en çok da ekonomik durumu iyi ülkelerde ortaya çıkması kaçınılmaz gibi görünüyor, çünkü en çok o ülkelerde yaşlanmanın ucu genç nüfusa dokunacak. Özgürlük, sosyal devlet ve demokrasi anlayışları, artan yaşlanmanın getireceği yük altında ezilecek, ama demografik gelişmeler sadece gençlere değil herkese yük getirecek.