1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Demirtaş'ın duruşması 14 Şubat'a ertelendi

7 Aralık 2017

Mahkeme, 13 aydır tutuklu bulunan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın tutukluluk halinin devamına ve bir sonraki duruşmada hazır bulundurulmasına karar verdi. Bir sonraki duruşma 14 Şubat 2018’e ertelendi.

https://p.dw.com/p/2oy3H
Türkei: Selahattin Demirtas, Chef der pro-kurdischen HDP
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Edirne F Tipi Cezaevi'nde 13 aydır tutuklu bulunan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş' hakkında düzenlenen 31 fezlekeden oluşan iddianamenin davası Sincan Cezaevi Kampüsü’nde görülmeye başlandı. Diyarbakır'daki evinden 4 Kasım 2016 tarihinde alınarak, aynı gün tutuklanan ve  helikopterle Edirne F Tipi Cezaevi'ne götürülen Selahattin Demirtaş'ın ilk duruşması Demirtaş olmadan yapıldı. Mahkemeye getirilmeyen Demirtaş, davaya SEGBİS aracılığıyla bağlanmayı kabul etmeyerek, duruşmaya çıkmadı.

İddianamede çok sayıda delil eksik

Ankara 19. Ceza Mahkemesi, verdiği ara kararda, Selahattin Demirtaş’ın 14 Şubat 2018’de yapılacak duruşmada bizzat hazır edilmesi kararı verirken, tutukluk halinin devamına hükmetti.  Mahkeme ayrıca, iddianame içinde yer alan 31 fezlekenin içinde çok sayıda delil ve belge eksikliğinin giderilmesi için fezlekeleri düzenleyen Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na müzekkere yazılması kararı verdi.

Mahkeme başkanı 33 maddelik kararında, iddianamede çok sayıda eksik delil tespiti yaptı. Düzenlenen fezleke numaralarını tek tek sayan mahkeme, her bir fezleke için düzenlendiği İl Müdürlüğü’ne tespit ve dellilerin konması için müzekkere yazma kararı aldı. Mahkeme iddianamenin çeşitli sayfalarında yer alan iddialara ilişkin, konuşma, CD, emniyet değerlendirme tespit tutanağı, eylem ve fotoğraflar gibi delillerin, iddianemeye konmasını istedi.

12 sayfalık dilekçe

Demirtaş, savunma için mahkemeye bizzat gelme isteğini de bir dilekçeyle iletti. 12 sayfalık dilekçede Demirtaş, siyasi saiklerle tutuklandığını belirterek, mahkemeye gelerek savunma yapmak istediğini ve bunun için gerekli ekipmanın ve ortamın hazır edilmesi talebinde bulundu.

Demirtaş dilekçesinde, halen dokunulmazlığı devam eden bir parlamenter olduğunu belirterek, “Anayasa’ya aykırı bir anayasal değişiklikle soruşturulma ve yargılamaya başlanması, siyasi saiklerle tutuklanmış olmam gerçeği bir tarafa, örneği bulunmayacak şekilde usul kuralları çiğnenerek adeta rehin tutulmam, yargı sürecinde bu savsaklama hal ile birlikte adeta hukuk katledilmiştir” dedi. Demirtaş, SEGBİS üzerinden duruşmaya katılmasının, Anayasa’nın "kişisel hak ve ödevler, temel haklar ile siyasi hak ve ödevler KHK ile düzenlenemez" maddesine aykırı olduğunu vurguladı.

Mahkeme Başkanı, Demirtaş'ın mahkemeye bizzat katılmak ve ayrıca SEGBİS ile yargılamaya imkan veren CMK 194/4. maddesinin Anayasaya aykırı olduğu gerekçesi ile Anayasa Mahkemesi'ne iptal davası açılmasını istediğini açıkladı. Mahkeme Demirtaş’ın SEGBİS’le ilgili olarak Anayasa Mahkemesi’ne gidilmesi talebini reddetti.

Yabancı basın ve heyetlere izin yok

Yaklaşık 600 sanık kapasiteli salonda, sanık koltuğu boş kalırken, 12 jandarma, sanık bölümüne oturdu. Polisin olağanüstü güvenlik tedbirleri arasında başlayan davayı izlemek üzere gelen binin üzerinde HDP'liden, yaklaşık 150 izleyici Sincan Cezaevi’ne alındı. Davayı çok sayıda HDP’li vekille birlikte, CHP’li vekil Şenal Saruhan izledi. Polis, mahkeme kararını gerekçe göstererek 10 ülkeden gelen siyasi parti temsilcileri, avukatlar ile içlerinde Alman Devlet Yayın Kuruluşu olan ARD temsilcilerinin de bulunduğu, yabancı gazetecileri içeri almadı. Mahkeme, duruşmada yabancı heyetlerin içeri alınması talebini “güvenlik problemi olacağı” gerekçesiyle reddetti. Alman parlamenter Hakan Taş'ın gözlemci sıfatıyla duruşmayı izleme talebini reddeden Mahkeme, Taş'ın davayı izleyici sıfatıyla takip etmesine izin verdi.

Telefon ve bilgisayar yasağı

Cezaevi kampüsünde görülen diğer duruşmaların aksine Demirtaş duruşmasını takip etmek isteyen gazetecilerin, cep telefonu ve bilgisayarla mahkeme salonuna girmesine izin verilmedi.

Bir saat geç başlayan duruşmada Demirtaş'ı yaklaşık 150 avukat savundu. Duruşmanın başında söz alan mahkeme başkanı Murat İlhan, avukatları “Çok fazla söz alıp hakkı kötüye kullanmanız durumunda müdafii kısıtlamasına gideceğim. Savunma hakkına saygılıyız ancak bunun kötüye kullanılmasına karşıyız” diye uyardı

Tepegöz ve masa talebi

Demirtaş, dilekçesinde savunma yapabilmek için ayrıca şu talepleri sıraladı: “Savunmamı üstlenecek yüzlerce avukat için yer tahsisini, duruşmayı izleyecek aile, sosyal çevrem, basın yerli ve yabancı izleme heyetleri dikkate alınarak salonun tahsisini, duruşmada avukatlarımla birlikte ve fiziksel yakınlık içerisinde oturacak şekilde salonun düzenlenmesini, duruşmada, dizüstü bilgisayar, tepegöz vb araçlarla görsel savunma yapacağımdan salonun bu teknik imkanlarla donatılmasını, binlerce belge içeren yüzlerce dosyadan ibaret savunma araçları ile duruşmaya katılacağımdan, savunmamı yapacağım yere önünde duracak şekilde ve makul büyüklükte bir masa konulmasını talep ederim.”

Savcı tutukluluğun devamını istedi

İddianamede belirtilen eylemlerle ilgili olarak yapılan konuşmalar sonrası herhangi bir şiddet eyleminin meydana gelip gelmediğinin emniyet müdürlüklerinden sorulmasını isteyen Cumhuriyet savcısı, Demirtaş'ın suçlandığı "silahlı terör örgütü yöneticiliği"ne" ilişkin somut ve kuvvetli suç şüphesi olduğu iddiasıyla tutukluluk halinin devamını talep etti.

Avukat  Mahsuni Karaman, savcının şiddet ifadesine karşı olduklarını belirterek, “Demirtaş hakkındaki 31 fezleke sadece konuşmaları içermektedir. Orada da şiddet yoktur” dedi. Duruşmayı “tarihi bir an” olarak nitelendiren Karaman, bu yargılamanın Erdoğan'ın yasamaya verdiği emirle başladığını söyledi.

SEGBİS ile yargılamayı eleştiren Karaman, “Bu davada 43 klasör evrak var. İddianame 501 sayfa. Böyle bir durumda SEGBİS'te ısrar edilmesi hukuki değil ayıptır. Bu kadar çok dosya, SEGBİS odasına sığmaz ve orada savunma yapmak imkansızdır” diye konuştu. Karaman, mahkemenin yargılamayı adliyeden Sincan'a almasına ilişkin kararının olmadığını, buna ilişkin avukatlara bir tebligat yapılmamasını “ciddiyetsizlik” olarak nitelendirdi. Mahkeme Başkanı Murat İlhan, “Ciddiyetsizliği kabul etmiyoruz. Komisyon kararı ile duruşma buraya alındı” karşılığını verdi. Avukat Karaman, komisyonun böyle bir karar alma yetkisinin olmadığını vurguladı. Başkan İlhan, “O ayrı mesele. İtiraz hakkınız var” dedi.

Siyasi öç  davası

Avukat Ercan Kanar, çözüm sürecinin bitmesi ve “Erdoğan'ı başkan yapmayacağız” sözlerinden sonra, Demirtaş hakkında fezlekeler düzenlendiğini ve “siyasi öç almak” amacıyla dava açıldığını söyledi. Kanar, siyasi faktörün girdiği davalarda hukuk devleti ilkesinin ortadan kalkacağını ve hukukun öleceğini kaydetti. Avukat Ayhan Erdoğan, “Müvekilimiz, 13 ay 3 gündür tutuklu. İfade vermeye gitmediği gerekçesiyle tutukluluk halinin devamına karar verildi. Demirtaş bugün savunma yapmak için mahkemeye gelmek istiyorum diyor. Ancak davaya getirilmiyor” diye konuştu.

Siyasi partileri yerel mahkeme yargılayamaz

Avukat Aydın Erdoğan, iddianamenin konusunu oluşturan 31 fezlekenin Demirtaş'ın vekil sıfatıyla mutlak dokunulmazlık kapsamındaki konuşmalarından ibaret olduğunu belirterek, davanın açılmasının temel nedeninin, seçim sonuçları ve çözüm sürecinin bitirilmesi olduğunu ileri sürdü. Erdoğan, “HDP barajın altında kalsaydı, bu dava açılmazdı.” dedi.

Aralık 2015’de HDP’li vekiller için düzenlenen fezleke sayısı 182 iken, Mayıs 2016’da bu sayı 510’a çıktığı belirtien Erdoğan,  Anayasa’nın 83. maddesi gözönünde bulundurularak davanın düşürülmesini talep etti. Diyarbakır Barosu’ndan Mesut Bestaş, siyasi partilerin demokrasinin ana unsurlarından biri olduğu gerekçesiyle Anayasa tarafından korunduğunu belirterek, Demirtaş’ın konuşmalarının parti programı ve tüzüğüne uygun olduğunu vurguladı. Aksi halde, Yargıtay Başsavcılığının harekete geçeceğini söyleyen Bestaş, “Bir siyasi parti liderinin HDP’nin tüzük ve programını bilmeden ağır ceza mahkemesince yargılanması, haddini aşmaktır” dedi.

© Deutsche Welle Türkçe

Aslı IŞIK/Ankara