1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Demokrasi hareketi mi, radikal İslamcı direniş mi?

Isabella Kolar16 Mayıs 2005

Gürcistan, Ukrayna ve Kırgızistan’ın ardından son 18 ay içinde isyan ve iç çatışmaların yaşandığı bir başka eski Sovyet Cumhuriyeti olan Özbekistan’da belirsizlik sürüyor. Ancak diğer üç ülkedekinin aksine, Özbekistan’ın otoriter olayları bastırmak için sivil halka karşı güç kullanıldı. Alman Radyolar Birliği Moskova Muhabiri Isabella Kolar, Özbekistan’daki gelişmeleri değerlendirdi:

https://p.dw.com/p/AZwb

“Daha iyi hayat koşulları ve otoriter Devlet Başkanı İslam Kerimov’un istifası gibi taleplerle Özbekistan’ın doğusundaki Andican’da onbinlerce insan sokaklara dökülerek protesto gösterileri düzenledi. Bu, ilk bakışta sevindirici bir haber gibi görünüyor. Tabii kan dökülmemesi şartıyla… Önce Gürcistan, Ukrayna ve Kırgızistan; şimdi de Özbekistan. Eski Sovyet topraklarında ihtilal ateşleri birbiri ardına yanmaya devam ediyor.

Ancak Özbekistan konusuna dünya kamuoyunun daha temkinli yaklaştığı gözleniyor. Aynı görüşü paylaştıkları pek vaki olmayan ABD ve Rusya, her ne hikmetse Orta Asya’da yaşanan son gelişmelerin “pek de hoş olmadığı“ yönünde mutabık. Moskova’ya göre, protesto gösterilerinin arkasında radikal güçler var.

Washington ise ülkede insan haklarının sık sık ihlal edildiğine dikkat çekmekle birlikte diğer yandan bazı terör gruplarının Özbekistan’da yuvalanmasının da endişe verici olduğunu belirtiyor. Dolayısıyla da Andican’daki olaylara temkinli yaklaşıyor. ABD’nin uluslararası teröre karşı yürüttüğü mücadelede Özbekistan önemli bir müttefik konumunda. Bu nedenle de bireylerin hayatları arka plana itiliyor. Çeçen halkı bu durumu yıllardan beri yakından hissediyor. Şimdi Özbekler de onlara katıldı.

15 yıldır ülkesini otoriter bir şekilde yöneten Devlet Başkanı İslam Kerimov da bu temkinli yaklaşımlardan destek ve cesaret alıyor. Andican’daki insanlar, hiçbir surette muhalif hareketlere tahammülü olmayan Kerimov’dan kurtulmak istediklerini haykırıyorlar; ama nafile!

Andican, işsizlik oranının yüksek olduğu bir şehir. Bunun sonucu olarak da bölgede fakirlik kol geçiyor, sosyal sorunlar giderek daha da içinden çıkılması güç bir hale geliyor. Doğal olarak insanların gelecekten herhangi bir olumlu beklentisi bulunmuyor. Parlamentodaki partiler, hükümetin görüşlerini temsil ediyor. Asıl temsil etmeleri gereken halkın yaşadığı bu sorunlar ise partileri pek ilgilendirmiyor. İnsan hakları örgütlerinin verilerine göre ülkede en az 6 bin kişi, dini ya da siyasi görüşlerinden dolayı cezaevlerinde bulunuyor.

Özbekistan’daki huzursuzlukların perde arkası gelişmelerine ilişkin henüz kesin birşey söylemek mümkün değil. Tabii ki burada da durumdan çıkar sağlamak isteyen bazı radikal gruplar mevcut. Ancak bu ayaklanmayı sırf radikal akımlara dayandırmak da büyük haksızlık olur. Herşeyden önce Andican sokaklarında hayatlarını riske eden insanlara karşı bir haksızlık... Çünkü onları Bin Ladin hiç mi hiç ilgilendirmiyor. Halkın asıl istediği Özbekistan’da onurlu bir yaşam sürdürebilmek.“