1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

AB Zirvesi'nin yankıları sürüyor

Bernd Riegert / Deutsche Welle, Brüksel3 Mart 2009

Küresel kriz, Avrupa Birliği’nin Doğu Avrupalı üyelerini istikrar arayışına sevk etti. Macaristan, Romanya ve Letonya, krizin çaresini planlanandan daha erken bir tarihte Euro bölgesine dahil edilmelerinde görüyor.

https://p.dw.com/p/H4N4
Fotoğraf: AP Graphics/DW

AB Zirvesi'nden sonra düzenlenen basın konferanslarında liderler birlik ve dayanışma mesajları verseler de, kapalı kapılar ardında özellikle Macaristan Başbakanı Ferenc Gyurcsany karanlık bir tablo çiziyordu.

Resesyon yüzünden beş milyon Doğu Avrupalının işsiz kalabileceğini söyleyen Macaristan Başbakanı, işini kaybedenlerin çoğunun Batı Avrupa ülkelerinde şansını arayacağını tahmin ettiğini belirtiyordu.

Gyurcsany, 190 milyar Euroluk bir yardım paketi gelmezse, yeniden bir Demir Perde'nin ineceğini ve Avrupa'nın tekrar doğu ve batı olmak üzere ikiye ayrılacağını iddia ediyordu.

AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso ise bu iddialara karşı çıktı.

“Korumacılık, çöküşe giden yol olur”

Her ülkeye gerektiği zaman yardım edileceğini bildiren Barroso, Doğu Avrupa için özel bir yardım paketi olmayacağını söyledi.

Brüksel'de bulunan „Avrupa Siyaset Merkezi“ adlı düşünce kuruluşundan Jacki Davis, yine de Batı ile Doğu Avrupa ülkeleri arasında bir bölünmenin söz konusu olmadığı görüşünde.

"Liderler şu anda daha çok, siyasi retorikten oluşan bir tartışma yürütüyor. Asıl önemli olan, devletlerin korumacı bir tavır almaması" diyen Davis, "bir hükümet başkanının da söylediği gibi, korumacılık çöküşe giden yol olur. Asıl sorgulanması gereken konu şu anda budur“ şeklinde konuşuyordu.

Polonya Başbakanı Donald Tusk da, Brüksel’deki AB Finans Zirvesi öncesinde Doğu Avrupa ülkelerini bir araya getiren özel toplantıya korumacılık ve menfaatperestlik karşıtı bir ruhun hakim olduğunu belirtti.

Tusk, dileklerinin, Avrupa'nın birlik içinde hareket etmesi olduğunu söyledi:

"Hedefimiz, bencilce AB'den yardım almak değil, aksine krizle mücadele için geniş kapsamlı önlemler alarak, bu yardımın tüm birlik içinde etkili olmasını sağlamak.“


Merkel karşı

Doğu Avrupa ülkeleri için özel bir yardım paketi hazırlanmasına gerek olmadığı yönünde Barroso ile aynı görüşte olan Almanya Başbakanı Angela Merkel, ayrıca Macaristan, Romanya veya Letonya'nın, planlanandan daha erken bir tarihte Euro bölgesine dahil edilmesine ve bu ülkelerin Euro'ya geçebilmeleri için gereken, devlet borçlanmasının azaltılması ve düşük enflasyon gibi şartların yumuşatılmasına da karşı.

„Şimdi kriterleri değiştirmemeliyiz, ne de olsa bu kriterler uzun süre üzerinde düşünülüp kararlaştırıldı“ diyen Merkel, Euro bölgesinin kapısının açık olduğunu, ancak kriterlerin yerine getirilmesi gerektiğini söyledi.

16 ülkenin ortak para birimi olan Euro, hala istikrarlı bir tablo sergiliyor. Ancak İrlanda, Yunanistan ve İtalya gibi bazı Euro ülkeleri ağır baskı altında. Belki de bu ülkeler için yakında kurtarma paketleri hazırlanması gerekebilecek. Yaklaşık iki hafta sonra liderler yeni bir zirve için tekrar Brüksel'de bir araya gelecek. Zirvenin gündemi ise yine ekonomik krizden çıkış yolları.