1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

TÜR 2610 Nahost Friedensverhandlungen

26 Ekim 2011

İsrail ve Filistinliler bir yıldan uzun bir aradan sonra çarşamba günü yeniden dolaylı barış müzakerelerine başlıyor. Uzmanlar, aşırı iyimser olmaya gerek olmadığı görüşünde.

https://p.dw.com/p/12z71
Mahmud Abbas ve Benyamin Netanyahu (soldan-sağa)
Mahmud Abbas ve Benyamin Netanyahu (soldan-sağa)Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Filistin Özerk Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas aslında daha ziyade kararsız bir siyasetçi olarak tanınıyordu. Ancak 23 Eylül’de tam üyelik başvurusunu yaptığından bu yana Filistinliler arasında Abbas’ın itibarı ciddi ölçüde arttı. İsrail ve birçok Batılı devlet Abbas’ın girişimini engellemek amacıyla tekrar müzakere masasına dönülmesi için baskı yaptı. Bunun sonucunda İsrail ile Filistinliler arasında dolaylı da olsa görüşmeler tekrar başlıyor. ABD, Rusya, Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği’nin oluşturduğu Ortadoğu Dörtlüsü’nin arabuluculuğunda yürütülecek müzakereler ile gelecek yılın sonuna kadar taraflar arasında uzlaşma sağlanması hedefleniyor. Ancak Federal Alman Meclisi Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Ruprecht Polenz sadece bir noktaya kadar iyimser. Polenz, "Farklı nedenlerden dolayı beklentiler çok yüksek değil. Ama tabii ki dolaylı görüşmelerin doğrudan görüşmelere, bu görüşmelerin de somut sonuç verecek müzakerelere dönüşmesi ümit ediliyor.” dedi.

İsrail inşaatları durdurmuyor

İsrail son olarak bin bir yeni konutun inşasına onay verdi
İsrail son olarak bin bir yeni konutun inşasına onay verdiFotoğraf: picture alliance/landov

Ne var ki, geçen yılki müzakereler bu etaba ulaşamadan kesilmişti. İsrail ile Filistinliler arasındaki görüş ayrılıkları çok büyüktü. Ortadoğu uzmanı ve Konrad Adenauer Vakfı’nın Ürdün temsilcisi Martin Beck, barış müzakerelerinin sonuçsuz kalmasında İsrail’in yerleşim yerleri konusundaki tutumunun önemli rol oynadığını vurguluyor. "İsrail, yeni yerleşim yerlerinin inşasına yeşil ışık yakarak, Filistinlilerin inşaatların durdurulması yönündeki talebini dikkate almadığını gösterdi." diyen Beck, "Öte yandan Filistinliler de 1967 sınırları içinde bir devlet olarak tanınma amacıyla adımlar atarak, İsrail’in şu anda kesinlikle yerine getirmeye yanaşmayacağı hedeflere oynuyorlar. Bu nedenle tarafların bulundukları noktalar şu anda birbirinden çok uzak. Bu da ikili müzakereler için hiç de elverişli bir tablo değil.” değerlendirmesini yaptı.

Ruprecht Polenz bir diğer soruna dikkat çekiyor ve görüşmelerden dışarı sızmaması gereken bazı bilgilerin kamuoyuna yansıtılması yüzünden tarafların artık ödün vermeye pek yanaşmayacağını belirtti.

"Özellikle son yıllarda, örneğin Wikileaks yüzünden kimin kapalı kapılar ardında neler söylediği ortaya çıktığı için, bilinen klasik tarzda müzakerelerin yürütülebileceğine pek inanmıyorum. Çünkü bu tür müzakerelerde, her iki tarafın da verecekleri tavizlerin ertesi gün gazetelerin manşetlerine yansımayacağına güven duyacakları durumlar da olmalı."

Esir takası müzakereleri olumlu etkileyebilir

Beş yıldan uzun bir süredir radikal İslamcı Hamas’ın elinde tuttuğu İsrailli asker Gilad Şalit’in özgürlüğüne kavuşması ve karşılığında bin Filistinli tutuklunun da serbest bırakılmaya başlanması, Federal Meclis Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Polenz tarafından dolaylı müzakereleri olumlu etkileyecek bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Polenz, "Umarım, Gilad Şalit’in serbest bırakılması ve İsrail toplumu için duygusal açıdan çok yoğun bir krizin çözülmesi, diğer sorunların daha seri şekilde ele alınmasına vesile olur.” ifadesini kullandı.

İsrailli asker Gilad Şalit
İsrailli asker Gilad ŞalitFotoğraf: AP

Ancak iki taraf da güçlendi

Ancak bazı gözlemciler tutuklu takasının hem İsrail Başbakanı Netanyahu'nun, hem de Hamas yönetiminin pozisyonlarını güçlendirdiğini belirterek, bu sayede tarafların kendi taleplerinde daha da ısrarcı olmasından endişe duyuyor. Ayrıca Hamas ile Mahmud Abbas yönetimindeki ılımlı El Fetih son yıllarda pek ortak bir tutum sergilemiyor. Ortadoğu uzmanı Martin Beck sonuçta İsrail ile Filistinliler arasındaki müzakerelerden yakın vadede somut bir sonuç çıkacağından pek ümitli değil:

"Açık bir yol haritası olmadan doğrudan ikili barış müzakereleri Filistin açısından çok sorunlu, zira 1993 ile 2010 yılları arasında hâkim olan atmosfer zaten buydu. İsrail Filistin karşısında çok güçlü ve gerçekten ödün vermek zorunda değil. Bu nedenle de müzakereler 2010’da sonuçsuz kalmıştı.”

© Deutsche Welle Türkçe

Anne Allmeling / Çeviri: Aydın Üstünel

Editör: Gezal Acer