1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Dresden'ın bombalanmasının 60. yıldönümü

Wolfram Nagel12 Şubat 2005

İkinci Dünya Savaşı’nın son günlerinde Almanya’nın Dresden kenti Amerikan ve İngiliz savaş uçaklarının hedefi olmuş, doğu cephesinde düşen kentlerden kaçarak Dresden’e sığınan binlerce göçmen ve Dresdenliler yaşamını yitirmiş, neredeyse tüm binalar yıkılmış ya da yanmıştı.

https://p.dw.com/p/AaxS
Dresden saldırı sonrasında yerle bir olmuştu
Dresden saldırı sonrasında yerle bir olmuştuFotoğraf: AP

13 Şubat günü akşamın erken saatlerinde İngiltere’nin güneyindeki askeri üsten havalanan Lancester tipi 244 bombardıman uçağı ile Moskito tipi 9 savaş uçağına verilen rota Dresden kenti idi. Royal Air Force’a bağlı uçaklar bu rotayı daha önce de uçmuştu, ama bu kez sayıları ve yükleri epeyce fazla idi. Dresden’liler başlarına geleceği anladıklarında uçaklar siyah bir bulut gibi yaklaşıyorlardı. 21.39’da ilk alarm çalmaya başladı, yaklaşık yirmi dakika sonra da ilk bombalar düşmeye. Önce kentin dış mahalleleri hedef alındı. Yarım saatlik ilk bombardıman o kadar yoğundu ki kent merkezinin tamamı alevler içinde kaldı.

Hedef doğudan sevkiyatı engellemekti

Dresden’in bombalanmasının amacı, sadece sivil halkın direncini kırmak değildi, asıl hedef doğu cephesine giden sevkiyat yollarını kesmekti. Kentte yangınlar devam ederken geceyarısından sonra bir ila iki arasında ikinci bombardıman dalgası yaşandı. Bu kez 500 den fazla uçak 15 kilometrekarelik bir alana bomba yağdırdı. Sonradan açıklanan rakamlara göre ilk iki saldırıda 650 bin yangın bombası, 529 mayın ve 1800 parça tesirli bomba atılmıştı. O geceden kurtulan bir kadının artık arşivlerde kalan izlenimleri:

“Bizim ev ikinci bombardıman dalgasında birkaç kez vuruldu. Hepimiz yere yatmış bekliyorduk, kocam yanık kokusu aldığını söyledi. Kapıyı açması ile alevler odayı sardı. Kaçmak için yapacak bir şeyimiz yoktu, alevlerin arasından geçerek çıktık.”

En çok tarihi kesim zarar gördü

İngiliz bombardıman uçakları daha ilk dalgada, kentin yoğun yerleşim merkezi olan tarihi kesimi yerle bir etmişti. Konutlar, kiliseler, devlet daireleri ve müzeler yanarken, kentin çevresindeki askeri kesim, kışlalar, havaalanı ve endüstri bölgesine dokunulmamıştı. Bombardıman uçakları ertesi gün bir kez daha geldiler. Amerikan hava kuvvetlerine ait uçakların on dakikalık bombardımanın hedefi ulaşım yolları ve tesisleri idi. İngiliz tarihçi Frederik Taylor, Dresden'in bombalanması üzerine yazdığı kitapta kentin stratejik önemine dikkat çekiyor:

“Cepheye yakın her kentte olduğu gibi Dresden’de de bir garnizon vardı. Kent aynı zamanda demiryolları kavşağındaydı. İngilizlerin hedefi doğu cephesine sevkiyatı engellemekti. Üstelik saldırı sadrece Dresden’e yönelik değildi, aynı zamanda Chemnitz ve Berlin de bombalandı."

Gerçekten de Chemnitz, Plauen ya da Leipzig de bombalandı, ama bu kentlerdeki bombardıman çok daha az kurban aldı. Dresden o sıralar savaş göçmeni dolu idi. Resmi olarak açıklanan rakam 35 bin olsa da Dresden bombardımanında yaşamını yitirenlerin tam sayısı hala tam olarak bilinmiyor.

Hava saldırılarının sembolü oldu

Bu yüzden de Dresden bombardımanı, hava saldırılarının sembolü oldu. Bu tür saldırıları başlatan Alman hava kuvvetleri idi, ama savaşın sonuna doğru müttefik güçler tarafından ölümcül bir mükemmelliğe ulaştırıldı. Askeri açıdan bakıldığında Dresden hava koşulları ve direniş açısından en uygun hedefti. Bu korkunç saldırıdan kurtulanlar arasında 175 musevi Dresdenli de vardı. 13 Şubat günü öğleden önce toplama kampına götürülecekleri haberini almışlardı. Gece gelen uçaklar bu kararın uygulanmasını engelledi.

Dresden korkunç bir savaşın, daha önce Rotterdam, Coventry ve Leningrad’ı yerle bir eden bombardıman taktiğinin son örneği idi. Elli yıl boyunca savaşı hatırlatan kalıntılar bugün artık onarıldı. İngiltere’nin Coventry kenti ile Dresden bugün artık partner kent. İngiliz ‘Dresden Trust’ Vakfı’nın bağıyları ile kentin ünlü kilisesine yeni bir haç armağan edildi. Haçın yapımcısı ise Dresden bombardımanına katılan pilotlardan birinin oğlu idi.