1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Yorum: Tillerson’ın gidişiyle durum daha da zorlaşacak

13 Mart 2018

DW'den Alexandra von Nahmen, Tillerson'ın gidişiyle Trump'ın kabinesinde itiraz eden ses kalmadığı, müttefikler için ABD'ye güvenmenin daha da zorlaşacağı görüşünde.

https://p.dw.com/p/2uGw0
USA Rex Tillerson, Außenminister & Donald Trump, Präsident
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/CNP/Kevin Dietsch/Consolidated News Photos

Bir tweet ile görevden almak.  ABD Başkanının Rex Tillerson'u görevden alma şekli incitici nitelikte oldu. Saygısızca ve onur kırıcı. Aylardan beri Rex Tillerson’ın ne zaman gideceği yönünde tahminler yürütülüyordu. Ancak bunun tam da şimdi olması, ABD'ye zarar verecek.

Rex Tillerson, diplomat olarak pek deneyimli değildi ve bakanlık içinde çok dostu yoktu ama uluslararası düzeyde saygı kazanmıştı. Ilımlı bir çizgi izlemesi ve Kuzey Kore, İran gibi konularda Başkana itiraz etmesi, Trump'ı defalarca öfkelendirmişti.

Başkan Trump, Beyaz Saray'da kendisi gibi bir "dahi” olduğu sürece ABD'nin hükümete ihtiyacı olmadığı mesajını sıkça vermişti. Sonuçta en önemlisi kendisinin varlığıydı. Bu Başkanda, megalomani ve saflık bir arada bulunuyor.

"Önce Amerika”ya destek

Donald Trump, Mike Pompeo ile dışişleri bakanlığına Başkanın taleplerini ve "Önce Amerika” politikasını hayata geçirecek muhafazakar bir isim yerleştirmiş oldu. Rex Tillerson, Paris İklim Anlaşması'ndan çıkılmasına karşıydı. Pompeo ise iklim değişikliğine inanmıyor. Aynı Trump gibi.

Alexandra von Nahmen
Alexandra von Nahmen

Tillerson, İran ile yapılan nükleer anlaşmayı tamamen feshetmemenin ABD'nin çıkarına olduğunu savunuyordu. Pompeo ise "felaket bir anlaşma” olarak nitelendirdiği bu metni bugünden tezi yok, feshetme yanlısı. Aynı Trump gibi.

İran ile anlaşmanın sonu mu geldi?

Yakında bu gerçekleşebilir. ABD Başkanı bundan kısa bir süre önce, anlaşmanın yeniden şekillendirilmesi için yürütülen görüşmelerde çok az ilerleme sağlandığından şikayet etmişti. Trump, İran'a yönelik yaptırımların askıya alınma süresinin dolduğu Mayıs ayını tehditleri hayata geçirmek için kullanabilir. Bunun sonuçları ise hem Orta ve Yakın Doğu hem de ABD ve Avrupa için korkunç olur.

Böyle bir durumda uluslararası toplum İran'ın nükleer programını nasıl frenleyebilir? Kuzey Kore rejimi hangi argümanlarla müzakerelere ikna edilebilir? Uzlaşmaya varılması halinde bile ABD Başkanı'nın keyfine göre anlaşmalar feshedilebilir mi?

Bağırıp çağırma stratejisi

Trump ve Kuzey Koreli diktatör Kim Jong Un Mayıs ayında bir araya gelmeyi planlıyorlar. Bu nedenle, dışişleri bakanlığında sürekliliği sağlamak daha akıllıca olurdu. Kuzey Kore krizinin başından beri diplomatik yöntemleri savunan ve Trump'ın tehditlerine karşı çıkan Tillerson, aklın sesi olmuştu.

Ancak Donald Trump, akıllı bir taktikçi değil, bir strateji uzmanı da değil. İç politik nedenler yüzünden kendini köşeye sıkışmış hissettiği zaman, bağırıp çağırıyor, öfkeleniyor. Ve böylelikle dış politikada zarara yol açıyor. İzlediği çizgi ile ABD'yi giderek izolasyona sürüklüyor ve Avrupalılar ve ABD'nin diğer müttefikleri için ABD'yi güvenilir bir ortak olarak görmek zorlaşıyor. Tillerson'ın görevden alınması ile durum daha da zorlaşacak.

Alexandra von Nahmen

© Deutsche Welle Türkçe