1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

TÜR 2710 Außenpolitik Deutschland

27 Ekim 2009

Almanya’nın müstakbel Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle, dış politikanın temel çizgilerinde radikal değişiklikler öngörmüyor. Liberal politikacı, ülkedeki ABD nükleer silahlarının çekilmesi konusunda ise ısrarcı

https://p.dw.com/p/KFs2
Yeni Dışişleri Bakanı Guido WesterwelleFotoğraf: AP

Guido Westerwelle, Alman siyaset yelpazesinin liberal kanadını temsil eden Hür Demokrat Parti’nin lideri. Hür Demokratlar, Angela Merkel liderliğindeki yeni Alman Hükümeti’nin küçük ortağı konumunda.

Son 11 yıldır muhalefette yer alan liberallerin Alman dış ve güvenlik politikasının temel hatlarını değiştirmesi beklenmiyor, ancak koalisyon sözleşmesine bakılacak olursa bazı yeniliklerden de söz etmek mümkün.

Yeni Dışişleri Bakanı Westerwelle "Dış politikada sadece devamlılık değil, aynı zamanda yeni bir başlangıçlar da söz konusu“ diyerek iddialı konuşuyor.

Koalisyon protokolüne göz atıldığında, bir önceki hükümetin dış politikada benimsediği temel prensiplerin kararlılıkla korunduğu açıkça görülüyor. Avrupa Birliği ve NATO önemli müttefikler olarak yerini muhafaza ederken, ABD ile yakın ilişkiler kadar Rusya ile yakın bir işbirliğinin kaçınılmaz olduğu belirtiliyor. İsrail ile özel ilişkilerin altı çiziliyor ve Ortadoğu sorununa iki devletli çözümden yana tavır ortaya konuyor. Koalisyon protokolünde, Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki üyelik müzakerelerinin ucu açık niteliği, Çin ile hukuk devleti konulu diyalog ve İran yönetimi ile nükleer müzakerelerin sürdürülmesi sıralanıyor. Gerektiği takdirde İran’a karşı yaptırımların sertleştirebileceği de ifade ediliyor. Dış politik hedefler arasında BM Güvenlik Konseyi’nde Almanya’nın daimi üyeler arasında yer almasını sağlamak da yer alıyor.

Almanya'daki nükleer silahlar

Patriot Raketen der Bundeswehr
Fotoğraf: AP

Liberaller özellikle koalisyon protokolünün güvenlik politikalarına ilişkin bölümünde Almanya’da ABD’ye ait yaklaşık 20 nükleer bombayla ilgili kendi yaklaşımlarını yansıtmayı başardı. Guido Westerwelle bu konuda şunları söyledi:

"Bizler Almanya’da konuşlanmış son nükleer silahların çekilmesini istiyoruz. Ve bu nedenle müttefiklerimizle konuyu görüşeceğiz.“

Sol Parti'ye göre yetersiz

Muhalefetteki Sol Parti’nin üyelerinden Dietmar Bartsch ise Westerwelle’nin bu konudaki kararlılığını memnuniyetle karşıladıklarını duyururken, bunun yeterli olmadığını da kaydetti:

“Avrupa nükleer silahlardan arındırılacaksa ve nihayetinde, Obama'nın da önerdiği gibi tüm dünya nükleer silahlardan arındırılacaksa, buna bizim desteğimiz tam. Neticede silahsızlanma önemli bir nokta. Ancak Almanya büyük boyutlarda silah ihraç etmemeli. Bu kabul edilemez. Hem dünyadaki çatışmalardan şikayetçi oluyoruz, hem de dünyanın en büyük beşinci silah ihracatçısıyız. Bu hem Dışişleri Bakanı hem de Savunma Bakanı'nın bir sonraki görevi olabilir.“

Afganistan politikasında uyum

Bundeswehr Afghanistan Camp Warehouse in Kabul
Fotoğraf: AP

Yeni Alman koalisyon hükümetinin ortakları, Afganistan’daki Alman askeri varlığının sürdürüleceğine de işaret ediyor. Buna ilk eleştiri ise muhalefetteki Yeşiller Partisi’nin Eşbaşkanı Claudia Roth’dan geldi. 2010 yılında Afganistan’dan aşamalı olarak askerlerin çekilmesine yönelik bir planın geliştirilmesini isteyen Roth, "Makul bir çekilme süreci için zaman ve iyi bir hazırlık dönemi gerekli“ dedi.

Nina Werkhäuser / Çeviren: Değer Akal

Editör: Hülya Köylü