1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

050810 Gleichstellung Homsexuelle

6 Ağustos 2010

Almanya’da eşcinsellere bakış açısı zaman içinde bir hayli değişti. Bir zamanlar Nazilerce takip edilen ve cezalandırılarak ayrımcılığa maruz kalan homoseksüeller, bugün yaşam tarzlarını korkusuzca sürdürebiliyor.

https://p.dw.com/p/Octw
Fotoğraf: www.relivision.com

Homoseksüel olduğunu açıkça dile getiren bir dışişleri bakanı, şimdilik sadece Almanya’da var. Öte yandan Berlin'e hükümet eden Belediye Başkanı Klaus Wowereit de 2001 yılındaki seçim kampanyası sırasında homoseksüel olduğunu ifşa ederek büyük sansasyon yaratmıştı. Çünkü homoseksüel olmak siyasi arenada her zaman, rakiplere taarruz alanı sağlayan ağır bir kusur olarak kabul edildi ve hâlâ da öyle görülüyor.

Gösteri ve sanat dünyasında, homoseksüel ya da lezbiyen olanlar ise gizlenmek ya da cinsel tercihlerini saklamak zorunda değil. Onlar bilhassa “yaratıcı“ ve “eksen değiştirmiş“ olarak kabul ediliyorlar. Bu olumlu bir değerlendirme gibi görünüyor ama aslında bir klişe. Çünkü lezbiyen ve homoseksüeller, aynı cinsiyetten bir partneri sevseler de diğer tüm insanlar gibi “normal“ bir hayat sürüyorlar.

Örneğin Thomas ve Rainer. İki adam, iki yıl önce nikâhsız hayat arkadaşlığına karar verdi. Aynı cinsiyetten insanlara nikâhsız hayat arkadaşlığı hakkı sunan yasa, dokuz yıl önce 1 Ağustos 2001’de kabul edilmişti. Ve bu nedenle Thomas ve Rainer, yasa önünde de vergi yasası hariç, heteroseksüel çiftler gibi muamele görüyor.

Thomas, “Böyle olacağını kimse tahmin edemezdi ancak her şey çok iyi gitti. Birbirimizi tanıdık, evlenme fırsatı vardı ve biz de evlenmek istedik" diyor.

Ayrımcılıkla mücadele

Almanya'da kaç lezbiyen ve homoseksüel olduğu konusunda birbirinden farklı tahminler var. Sosyal bilimciler, her beş ya da on kişiden birinin, güçlü homoseksüel eğilimlere sahip olduğunu ancak korkudan bunu açıklayamadıklarını düşünüyor. Ekonomi danışmanı Annette Wachter de aynı görüşte. Wachter, “İnsan kısmen bir geri adım da hissediyor. Ben şu anda burada yüksek bir seviyede olduğumuzu düşünüyorum. Bu nedenle her zaman varlığımızı göstermeliyiz. Unutulmamak ve tekrar geri itilip kalıba sokulmamak için her zaman taleplerimizi dile getirmeliyiz" ifadelerini kullanıyor.

Homoseksüel ve lezbiyenler her gün özgürlük ve kabul edilmek için mücadele vermek zorunda kalıyor. Kilise gibi kurumlarda, polis, ordu, okul ve daha pek çok meslekte lezbiyenler eskiden olduğu gibi ayrımcılığa uğruyor.

Ayrımcılık kırsal bölgelerde hâlâ güçlü bir şekilde yayılırken, Frankfurt, Berlin, Hamburg ya da Köln gibi büyük şehirlerde geriledi. Özellikle Köln geçtiğimiz yıllarda homoseksüel-lezbiyen yaşam kültürünün “gizli başkenti“ haline geldi. Bu insanların varlığı aynı zamanda Ren Nehri kıyısındaki bu kent için önemli bir ekonomik faktör. Çünkü çoğunlukla iyi kazanıyorlar, iyi eğitimliler ve tüketime de açıklar.

Homoseksüel ve lezbiyenlere özel konut projesi

Öte yandan Köln kenti, homoseksüel ve lezbiyenlere “Villa Anders” adında eşsiz bir proje de sunuyor. Köln Konut İnşaatı Ortaklığı ve Homoseksüeller Derneği’nce başlatılan proje, homoseksüel ve lezbiyenlere özel bir site inşaatını içeriyor. Ancak Konut İnşaatı Ortaklığı’ndan Elmar Lieser, konutların bir bölümünün, orada yaşamak isteyen ancak homoseksüel ya da lezbiyen olmayan insanlara da açık olması gerektiğini belirtti.

Lieser, “Buraya genç, yaşlı, fakir, zengin, çift, aile her çeşit insan taşınmalı. Önemli olan insanların birlikte yaşamak istemeleri ve başkalarının kişiliğine saygı duymalarıdır" şeklinde konuştu.

Homosexuellen Parade in Sofia
Fotoğraf: DW
Russland Parade Homosexuelle
Fotoğraf: DW

© Deutsche Welle Türkçe

Peter Kolakowski / Çeviri: Başak Sezen

Editör: Ahmet Günaltay