1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Edirne'de Uluslararası Roman Sempozyumu

Vedat Açıkgöz / Edirne9 Mayıs 2005

Edirne’de düzenlenen Uluslararası Roman Sempozyumu’nda Avrupa‘da yaşayan Romanlar’ın ya da halk diliyle çingenelerin sorunları ele alındı. Toplantıya katılan uzmanların ortak saptaması ise Romanlar’ın yaşadıkları ülkelerde toplum dışına itildikleri oldu. Sempozyumu izleyen DW’den Vedat Açıkgöz’ün haberi…

https://p.dw.com/p/AaZP
Tahminlere göre, Avrupa'da 15 milyon dolayında Roman yaşıyor.
Tahminlere göre, Avrupa'da 15 milyon dolayında Roman yaşıyor.Fotoğraf: AP

Avrupa’da kaç milyon Roman yaşadığını kimse bilmiyor. Tahminlere göre, bu rakam 15 milyon. Kökleri Hindistan’a dayanan Romanlar, yüzyıllar önce Avrupa’nın değişik ülkelerine göç etmişler. Romanlar, aradan geçen uzun zamana karşın, yaşadıkları toplumlarda kültürlerini ve yaşam biçimlerini değiştirmeden sürdürüyor.

Türkiye’de de Romanlar’ın sayısı hakkında kesin bir bilgi yok. Kimilerine göre, 1 milyon, kimilerine göre ise 2 hatta 5 milyon Roman Türkiye’de yaşıyor. Ancak özellikle doğu Avrupa ülkelerinde yaşayan Romanlar’ın sorunları sık sık uluslararası gündeme meşgul ediyor. AB’nin büyük önem verdiği Romanlar’ın sorunları ise Edirne’de düzenlenen Uluslararası Roman Sempozyumu’nda ele alındı.

“Romanlar dışlanıyor“

Edirne’de düzenlenen Uluslararası Roman Sempozyumu’na katılan yerli ve yabancı misafirler, evsahibi Romanlar tarafindan müzikle karşılandı. Avrupa’daki Romanlar’ın sorunlarını tartışan katılımcıların sahip oldukları ortak fikir ise Romanlar’ın tüm Avrupa ülkelerinde dışlandığı oldu.

Brüksel’deki Avrupa Roman Enformasyon Merkezi Başkanı İvan İvanov, Avrupa ülkelerinde Roman halkına karşı ayrımcılık yapıldığını belirterek “Avrupa’daki Romanlar’ın en büyük sorunu ayrımcılık. Hayatın her alanından dışlanıyorlar. Eğitim alanında, sağlık ve iş konusunda da. Hükümetler ve yerel yönetimlerin buna karşı savaşmaları gerekiyor.“

Türkiye’deki Romanlar

Türkiye’de yaşayan Romanlar da aynı konulardan şikayetçi. Devletin, Romanlar’a yardım elini uzatmadığını, Roman oldukları için işe alınmadıklarını ve toplumun önyargılı olduğunu düşünüyorlar. Romanlar hakkında bir kitap yazan Mustafa Aksu, bazı Romanlar’ın bu nedenle kimliklerini bile gizli tuttuğunu ifaderek “Ticaret yaparak zenginleşmiş cingene aileler vardır. Ancak bunlar ne yazık ki bütün toplumlarda olabildiği gibi kendi toplumundan çıkarlar, uzaklaşınlar. Kendilerinin çingene olmadığı kanaatini yaymaya çalışırlar. Çingene kimliğini öylesine saklamaya çalışırlar“ diye konuştu.

Hatta kendisinin bile uzun zaman Roman kimliğini gizli tutarak yaşadığını anlatan Aksu, eşinin kendisinin Roman olduğunu nişanlandıktan iki ay sonra öğrendigini belirtiyor. Aksu, bazı yakın dostlarının bile Roman olduğunu duyduklarında ilişkilerini kestiklerini vurguluyor.

“Ekonomiye katkıda bulunuyorlar“

Romanlar üzerine araştırma yapan Ege Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Ögretim Üyesi Suat Kolukırık da önyargıların yanlış oldugunu belirtiyor. Türkiye’deki Romanlar’ın zannedildiği gibi çalışmaz, haylaz ya da hırsız değil, Türk ekonomisine önemli katkılarda bulunduklarını ve çoğu kişinin prestiji düşük meslekler olarak tanımladığı işlerde çalıştıklarını kaydeden Kolukırık sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bugün hamballar, marangozlar, inşaat işçileri, demirciler, müzisyenler, nakliyecilerin çoğunluğu çingenelerden olusuyor. Bu iş ve meslekleri çingeneler yapıyor ve bu toplumda birilerinin bunları yapması gerekiyor. Bu anlamda baktığınızda ekonomiye büyük katkıları var.“

Türkiye’de Romanlar’ın diğer büyük bir sıkıntısı da haklarını arayacak bir örgütün olmaması. Siyasi partilerde hemen hemen hiçbir Roman yer almıyor. Hatta Romanlar’ın yoğun olduğu bölgelerde bile yerel yönetimlerde Roman bulmak zor. Bunun en büyük nedeni ise Romanlar’ın birlik oluşturamaması. Edirne’deki sempozyumda evsahibi Romanlar arasında çıkan kavgalar da bunun bir kanıtı.