Homegrown Terrorists

Almanya tarihinin en büyük terör davalarından biri olan ‘Sauerland Grubu’ davasında karar duruşması Perşembe günü yapılacak. 2007 yılı sonbaharında dört gencin, 700 litre hidrojen peroksitle bomba hazırlayıp Almanya'daki Amerikan askerî tesislerine, disko, bar ve havaalanlarına saldırı düzenlemeyi planladıkları ortaya çıkarılmıştı.

"Sauerland Grubu" olarak adlandırılan gençler, 4 Eylül 2007 tarihinde özel birliklerce yakalandı. Ancak yakalanan gençlerin kimlikleri yetkililer için büyük bir sürprizdi. Tutuklananlar arasında İslam dinini seçmiş iki Alman genci de bulunuyordu. Diğer ikisi ise uzun yıllar Almanya’da yaşayan ve uyum sağlamış kişiler olarak kabul edilen Türk kökenli iki gençti. ‘Sauerland Grubu’, Almanya’da ‘yerli terörist’ kavramını gündeme taşıdı.

Alman kamuoyu Düsseldorf Eyalet Yüksek Mahkemesi'nin vereceği kararı merakla bekliyor. Alman güvenlik birimleri, Almanya'da radikalleşen şiddet eğilimli Müslümanların sayısının üç rakamlı hanelere ulaştığını tahmin ediyor.

İnternet'te radikalleşme

Radikalleşme özellikle iki biçimde gerçekleşiyor: İnternet ve radikal vaizler aracılığıyla. "Nefret Hatipleri" olarak da adlandırılan bu vaizler, büyük gruplar arasından radikal İslam konusuna ilgi duyan ve “Cihada uygun” olduğu düşünülen kişileri seçiyorlar.

“Şehit olma zamanı“ ya da benzeri isimler taşıyan köktendinci internet sitelerindeyse gayrimüslimlere karşı savaşı göklere çıkaran ya da destek olmaya çağıran videolar yer alıyor. Bu videolar, genellikle genç yaştaki erkeklere, güç duygusu veriyor. Federal Başsavcılık'taki Terörle Mücadele Bölümü Başkanı Rainer Griesbaum, El Kaide ve diğer terör örgütlerinin uzun zamandır, bu propagandanın olasılık ve ulaşım alanını bildiğini belirtiyor:

“El Kaide’nin temel yapısını biliyoruz: Bir stratejik kol, yani saldırı kolu; bir lojistik ya da finansman kolu ve adam bulmakla sorumlu kol var. Ayrıca bir de propagandadan sorumlu kol var -ki bunlar da internet çağına uygun propaganda yöntemlerine başvuruyor.“

İnternetteki videolarda, Kuran-ı Kerim’den ayetler, Irak ve Afganistan'dan savaş sahnelerini içeren filmler, Ebu Gureyb ya da Guantanamo’dan fotoğraflar bulunuyor. Mücahitler ise göklere çıkarılıyor.

‘İslam’a ihanet’ propagandası

El Kaide ve diğer gruplar, bu videolarla göçmen kökenli ailelerin sağladıkları uyum başarısını da boşa çıkarmaya çalışıyor. Örneğin ikinci ya da üçüncü nesil genç Müslümanlara, ailelerinin Alman toplumuna uyum sağlayarak, “gerçek” İslam’a ihanet ettikleri duygusunu aşılıyor ve onlara radikal bir alternatif sunuyorlar. Bu nedenle, bu genç erkekler, evlerinde sık sık sorunlarla karşılaşıyor. Almanya’daki çoğu terör şüphelisinin ailelerinin dinle pek ilgilerinin olmaması ve ibadetlerini çok fazla ya da hiç yerine getirmeyen kişiler olmaları göze çarpıyor.

Ayrıca orta sınıf mensubu olup sonradan radikalleşen Almanlardan oluşan küçük bir grup var. Sauerland terör hücresi üyesi Alman gençler Fritz Gelowicz ya da Daniel Schneider gibi. İkisi de özel hayatlarındaki bunalımlar sonucu birbirlerinden bağımsız olarak İslam’a yöneldiler. Radikal vaizlerin etkisinde kalan bu gençler, gayrimüslimlerle savaşmanın - yani cihadın kutsal görevleri olduğu konusunda ikna oldular.

Yalnız kurtlar

Yetkilileri en çok endişelendiren üçüncü bir grup daha var. Bunlar, “koltuk mücahitleri“ ya da “yalnız kurtlar“ olarak adlandırılan, diğer İslamcı ya da radikal vaizlerle temas halinde olmadan, internet üzerinden radikalleşen kişilerden oluşuyor. İnternette bir saldırı için gerekli olan her şeyi bulabiliyorlar. Örneğin bir bombanın nasıl yapılacağı ya da saldırılarını haklı gösteren fetvalar. Mesela 2006 yılında, Lübnanlı iki misafir öğrenci, bu yolla hazırladıkları bombalarla, Almanya’daki banliyö trenlerinde saldırı düzenlemeye çalışmıştı. Ancak yaptıkları bir hata nedeniyle saldırı girişimi başarısızlıkla sonuçlandı. İki genç, patlayıcıları trene yerleştirene kadar göze batmamışlardı. Bu durum Alman yetkililere, “Bu tarz suçlara karşı tam bir korumanın mevcut olmadığını da“ açıkça gösterdi.

© Deutsche Welle Türkçe

Holger Schmidt/ Çeviren: Başak Sezen

Editör: Murat Çelikkafa