1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Erdoğan ne yapmak istedi?

Rainer Sollich / DW15 Eylül 2004

Türk Ceza Kanunu‘ndaki değişiklik önerilerini ele almak için dün olağanüstü toplanan TBMM, Türkiye’deki kadın örgütleri ve batıdan gelen tepkiler üzerine zinayı suç kapsamına almaktan vazgeçti. Yeni yasa taslağı, Türkiye'de evlilik dışı ilişkiye giren evli kadın ya da erkekler için 6 ayla 2 yıl arasında ceza öngörüyordu. Mevcut yasada ise zina, Avrupa'daki gibi yalnızca boşanma nedenleri arasında yer alıyor. DW’den Rainer Sollich, AKP hükümetinin zinayı neden suç kapsamına almaktan vazgeçtiğini şöyle yorumluyor...

https://p.dw.com/p/Aa0y

"AKP hükümetinin zinaya ilişkin şimdiye dek izlediği tutum ilginç. Geçtiğimiz günlerde birçok kadın örgütünün Türkiye sokaklarında gösteri yapmasına ve Avrupa’dan da eleştirel sesler yükselmesine rağmen, Erdoğan hükümet zinayı suç kapsamına alacak yasal düzenlemede direnmişti. Dün ise, TBMM’nin olağanüstü oturumunda birden bire eleştirilere boyun eğildi ve bu düzenlemeden vazgeçildi.

AKP’nin bunu neden yaptığı çok açık. Ekim ayı başında Avrupa Birliği Komisyonu, Türkiye’ye ilişkin ilerleme raporunu sunacak. Bu rapor, aralık ayında yapılacak görüşmelerde belirleyici rol aynayacak. Zinanın suç sayılması ve cezai müeyyidesi olması Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne tam üyeliği görüşmelerini olumsuz etkileyecekti. Avrupa Birliği’ne üyelik konusu ise Türkiye’de çok önemli, hatta deyim yerindeyse kutsal. Bu nedenle hiçbir parti ya da hükümet, üyelik yoluna engel çıkarmaya cesaret edemiyor. Erdoğan hükümetinin yasa taslağındaki maddeyi geri çekmesinin nedeni bu.

Zina düzenlemesi konusunda yaşananlar bize iki önemli gerçeği gösterdi. Birincisi: Avrupa Birliği, Türkiye’nin iç politikasında önemli aktörlerden biri haline geldi. İkincisi de, İslamcı AKP hükümeti ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın politikasının, atılan tüm önemli demokratikleşme adımlarına rağmen dikkatle izlenmesi, yakından takip edilmesi gerekiyor.

Çünkü Erdoğan’nın iki yüzü var: Bir yandan Türkiye’yi, şimdiye dek iktidara gelen tüm önceki hükümetlere göre, Avrupa Birliği’ne en fazla yaklaştıran lider. Öte yandan, özellikle batı yanlısı Türk aydınları tarafından, AB üzerinden Türkiye’nin İslamlaşması projesini yürüttüğü kuşkusu ile bakılan bir politikacı.

Erdoğan’ın, oldukça olumlu değişiklikleri öngören Türk Ceza Yasası‘nda reforn paketine, geri bir adım olan zinanın cezalandırılması maddesini alması, böyle düşünenlerin haklı olduğunu ortaya koyabilir. Bir başka açıklama ise Erdoğan’ın gerçekten de, sözkonusu maddeye gerekçe gösterdiği gibi, özellikle kırsal kesimde hala yaygın olan çokeşliliği engellemek ve kadınları korumak istemesi olabilir.

Öte yandan, Türkiye’de çokeşlilik zaten yasak. Bu noktada varolan yasaların sıkı uygulanması yeterli olabilirdi. Tüm gerekçeler arasında akla en yakını Başbakan Erdoğan’ın zinaya ceza düzenlemesiyle kendi seçmenine mesaj vermek istemesi. Çünkü Türkiye Başbakanı şimdiye dek çok yenilikler yaptı, ancak kendi seçmeninin istediği önemli adımları atamadı. Örneğin, okullardaki başörtüsü yasağının kaldırılması gibi isteklerine cevap veremedi. Bu kez “en azından denedim”” diyebilir.

Zinaya hapis cezası- AB üyesi olmak isteyen bir ülke için, Avrupalı bakışı ile kabul edilemez bir adımdı. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in de yasayı onaylaması beklenmiyordu. Şimdi düzenleme geri çekildiğine göre artık asıl önemli konulara dönülebilir. Bunlar arasında işkence yapan polislerin kararlılıkla cezalandırılması, düşünce özgürlüğünün sınırlarını genişletmesi ve aile içi tecavüzün cezalandırması sayılabilir. Türk parlamentosu önemli ilerleme sayılacak bu maddeleri kabul etmelidir."