1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

ETA kan kaybetmedi

Marc Koch26 Ekim 2004

Bask bölgesinin bağımsızlığı için mücadele eden ETA örgütünün geçtiğimiz günlerde iki üst düzey yöneticisinin yakalanması ve silah depolarının ortaya çıkarılması örgütü çökertmeye yetmedi. Çünkü ETA'nın da diğer terör örgütleri gibi, üyelerine sığınak ve diğer her türlü desteği sağlayan sempatizanları olduğu biliniyor. Alman Radyolar Birliği Madrid muhabiri Marc Koch'un ETA'nın destek gördüğü Eskoritza köyünden izlenimleri...

https://p.dw.com/p/Ab5X
Bask bölgesindeki ETA sempatizanları düzenledikleri gösterilerle örgüte destek veriyor.
Bask bölgesindeki ETA sempatizanları düzenledikleri gösterilerle örgüte destek veriyor.Fotoğraf: AP

Eskoriatza köyü sessiz. Sadece içinde bulunduğumuz arazi aracının ve şiddetli yağmurun gürültüsü duyuluyor. İnsanlar kapalı perdelerin arkasından, şüpheli gözlerle yoldan geçen arazi arabamızı gözetliyor. Duvar kırmızı ve siyah renkli yazılar ve şekillerle ile dolu. Bask dilindeki yazılarla bağımsızlık ve otonomi talebinde bulunuluyor. Marixol olarak adlandırılan ünlü terorist Maria Solead İparraguire’nin evinin duvarında ” Marixol’a özgürlüğünü geri verin!” yazıyor.

43 yıl önce Eskoriatza’da doğmuş olan İparraguirre, örgütün tek kadın lideri olarak 14 kişinin ölümünden sorumlu tutuluyor. Kendinden alt kademedeki örgüt üyelerini cinayete azmettirdiği, ayrıca işadamlarını şantaj yoluya ”devrim vergisi” denilen haracı vermeye zorladığı biliniyor. Köy idaresinin ise, şu an Fransa’da hapis yatan İparraguirre’nın ailesi ile dayanışma içinde olduklarına dair resmi bir açıklama yaptığı da sır değil. Oy çokluğu ile alınan bu karara karşı oy kullanan iki politikacıdan biri İnaki Pierruges. Bask bölgesi Sosyalistleri'nden Pierruges, söz konusu kişinin herhangi biri değil, ölüm emri veren bir ETA lideri olduğunu belirtiyor.

Kimsenin örgütün öldürdüğü kişiler için taziyede bulunmadığını söyleyen politikacı geçmişe atıfta bulunuyor:

”Köy idaresi başka olaylarda dayanışma göstermedi. Kapılarında yatan ETA kurbanları konusunda bile.”

Basklı milliyetçiler ağırlıkta

Pierruges’in kastettiği kişi, aynı köyden olan Jose Artero Quilles. 24 yıl önce ETA’nın öldürdüğü Quilles’in ailesi, hala bir destek mesajı bekliyor. Ama Basklı milliyetçilerin çoğunlukta olduğu köy meclisinden böyle bir açıklamanın çıkması olası görülmüyor. Köyün muhtarı ise gazetecilerle konuşmayı reddediyor. Telefonla aradığımız muhtar, terorist İparraguire’nin ailesine dayanışma mesajı gönderdiklerini redderek telefonu yüzümüze kapıyor. Ancak bu açıklamanın, gazetelerde dahi yayımlandığı belirtiliyor. Sosyalist politikacı İnaki Pierrugues, radikal Eskoriatza köyündeki durumun münferit olmadığına dikkat çekiyor.

ETA'ya sempati sürüyor

Köyden bir saat mesafedeki Palacio turistik tesislerinin yöneticisi Miguel Ayerza, şık ve dinamik görünümlü bir işadamı. Aynı zamanda Bask davasına inanmış biri. Ayerza, Madrid hükümetinin örgütün liderlerinin yakalanması üzerine yaptığı, ”ETA’nın başı kesildi”açıklamasına ise gülüp geçiyor:

”Anlaşmazlığın çözümü için bu yeterli değil. Sorunun çözümü, tüm tarafların birlikte masaya oturması.”

'Batasuna'nın yasaklanması hata'

İşadamı Ayerza, bununla ETA’nın siyasi kanadı, radikal millyetçi Batasuna’yı kastediyor. Ayerza, partinin yasaklanmasını bir hata olarak nitelendiriyor. Sosyalist politikacı Pierruges ise yasaklanan parti üyelerinin, başka adlarla ya da bağımız milletvekili olarak İspanyol Meclisi’nde yer aldığını ve ETA’yı gerek doğrudan gerekse dolaylı yoldan desteklediğini hatırlatıyor. Bu nedenle terörün kısa sürede sona ereceğine inanmadığını söylüyor. Büyük şehirlerde gençlerden oluşan sokak çeteleri de örgüte destek veriyor. Para otomatlarına düzenlenen saldırılar ya da radikal duvar yazıları bu çetelerin hesabına yazılıyor. Sosyalist politikacı Pierrugues ise en büyük hatayı kendisini ılımlı milliyetçi olarak nitelendiren Bask milletvekilerinde buluyor:

”Bu milletvekilerinden kesinlikle kurbanlara yardım etmek için bir çaba görmüyor, özgürlük demokrasi ve Bask bölgesindeki toplumsal farklara saygı duyulması yönünde bir açıklama duymuyorsunuz.”