1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

“Fırsat eşitsizliği şiddet doğurdu”

Brigitte Neumann4 Kasım 2005

Paris’in banliyölerinde polisle çatışan göçmenler Avrupa gündeminin üst sıralarına tırmandı. Fransa’da yaşayan ünlü Arap yazar Amin Maalouf, yaşanan olayları, varoşlarda kaderlerine terk edilen göçmen çocuklarına başka imkan tanınmasına bağladı...

https://p.dw.com/p/AaQH
Paris dışına da sıçrayan olaylarda 500'den fazla otomobil ateşe verildi
Paris dışına da sıçrayan olaylarda 500'den fazla otomobil ateşe verildiFotoğraf: AP

Fransa'nın başkenti, Paris yakınlarındaki Clichy-Sous-Bois banliyösünde geçen Perşembe günü iki gencin polisten kaçarken elektrik trafosunda akıma kapılarak hayatını kaybetmesi üzerine, polisi protesto edenlerin çıkarttığı olaylar devam ediyor.

Çatışmalarda şimdiye dek 500’den fazla otomobil ve 27 otobüs ateşe verildi. Polis yetkilileri, çatışmaların 8. gecesinde, sabaha karşı durumun sakinleşme eğiliminde olduğunu belirttiler. Olaylarda 5 polis yaralanırken, yüzü aşkın kişi gözaltına alındı, 16 kişi ise tutuklanarak cezaevine kondu.

”Etki, tepki doğruyor”

Amin Maalouf, Türkçe’ye de kazandırılan Afrikalı Leo, Semerkant, Arapların gözüyle Haçlı Seferleri ve Doğunun Limanları gibi pek çok kitabın yazarı. Maalouf, iç savaş nedeniyle Lübnan’dan 70’li yıllarda kaçtığı Fransa’da edebiyat dünyasının en önemli ödüllerinden Goncourt’a layık görüldü. Eserlerinde Doğu-Batı ilişkilerini yorumlayan Amin Maalouf, Paris’te yaşanan şiddet olaylarını şöyle yorumladı:

„Fransa’da daha önce de yaşanan bir etki-tepki olayının tekrarlandığını görüyoruz. Olaylar durulduğunda bunun nedenlerini de tartışılmayacak, yardım vaatleri unutulacak. Birkaç yıl sonra benzer vakalar yine patlak verecek. Aslında varlığını sürekli koruyan bir gerilimin zaman zaman patlak vermesi söz konusu.“

Varoşlara sihirli değnek

Şiddet olayları, göçmenlerin entegrasyon politikasını gündeme getirdi. Yazar Amin Maalouf konuyu, „Fransa’da entegrasyon konusu bir anlamda zamana bırakıldı. Bir sihirli değneğin kentin varoşlarında yaşayan göçmen çocuklarını, gerçek Fransızlar’a dönüştürmesi umuluyor. Burada eksik olan soruna içten ve bütünlüklü yaklaşımdır. Göçmen gençleri nasıl topluma kazanırız, birlikte yaşam nasıl sağlanır? Bu sorunun çözümü yönünde hiçbir çaba göremiyorum“ şeklinde değerlendiriyor.

Amin Maalouf, ortak dilin iletişim için yeterli olmadığına işaret ediyor. Maalouf’un yorumu şöyle: „Fransızca’ya hakim olmak yetmiyor. Çünkü uluslararası alanda da Araplar ile Batı arasında diyalog kesilmiş durumda. Bana göre Batı ile Doğu arasındaki ayrım da 20-30 yıl öncesine kıyasla daha da derinleşti. Arap Müslümanlar’ı kendilerini hem geldikleri kültüre hem de Fransız kültürüne ait görüyorlar. Bu iki kültür arasında kalmış insanların durumuyla kimse ciddi anlamda ilgilenmiyor.”

”Fırsat eşitliği nerede?”

Maalouf, göçmen politikasıyla ilgili çok sayıda hatanın yapıldığına dikkat çekiyor. Maalouf, sözlerine şöyle devam ediyor:

“Göçmen ailelerinin çocuklarının hepsini aynı okula tıktıktan sonra bir de fırsat eşitliğinden söz ederseniz insanları aşağılamış olursunuz. Toplumda daha az imtiyaza sahip bu insanların gerek okullarda gerekse yerleşim birimlerinde yoğunlaşılmasının önüne geçilmeli. Afrikalılar’ı gettolara hapsederek onların diğer semtlerde yaşayabilmelerinin önüne geçiliyor. Ancak bu kadar keskin bir fakir-zengin ayrımı toplumun tamamı için son derece sağlıksızdır. Göçmen çocuklarına, ‘Hepiniz Fransızsınız’ deniyor. Ancak gerçek bambaşka. Fransa’da göçmen kökenli, herhangi bir alanda ün kazanmış kişi gösteremezsiniz. Belki sporda tek tük isimlerden söz edebiliriz. Kimse bu somut örnekten yola çıkarak taraflar arasındaki uçurumun ne kadar derinleştiğini fark etmiyor.”