1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Faruk Şen'den vatandaşlık testine tepki

Ayşe Tekin / DW4 Ocak 2006

Almanya’nın Baden - Württemberg Eyaleti’nde Alman vatandaşlığına geçmek isteyen Müslümanlar’ın teste tabi tutulması tepkilere neden oldu. Uygulamanın İslam fobisinden kaynaklandığını söyleyen Türkiye Araştırmalar Merkezi Başkanı Faruk Şen, DW’den Ayşe Tekin’in sorularını yanıtladı...

https://p.dw.com/p/AaGg
Alman vatandaşlığına geçmek isteyen Müslümanlar, Baden - Württemberg'te teste tabi tutuluyor
Alman vatandaşlığına geçmek isteyen Müslümanlar, Baden - Württemberg'te teste tabi tutuluyorFotoğraf: AP

Almanya'da yni yılla birlikte Baden Württemberg Eyaleti’nde başlatılan yeni bir uygulama tartışılıyor. Eyalet yönetimi, Alman vatandaşlığına geçmek isteyenleri dünya görüşlerini öğrenmek ve Alman Anayasası’nın anlayışına uyup uymadıklarını anlamak için 30 sorudan oluşan bir teste tabi tutuyor. Bu teste tabi tutulanların özellikle Müslümanlar olması tepkilere yol açtı. Göçmen kuruluşlarının tepki verdiği bu testle ilgili olarak Türkiye Araştırmalar Merkezi Vakfı Başkanı Prof. Dr. Faruk Şen’le görüştük.

DW: Alman vatandaşlığına geçmenin koşullarından biri de Alman Anayasası ve hukuk düzenini kabul etmek. Bu, yeni bir koşul değil ancak Baden-Württemberg Eyaleti’ndeki uygulamada yanlış olan ne sizce?

Şen: Baden-Württemberg’deki yanlışlık çok büyük bir yanlışlık. Zira, her ülke kendi vatandaşlığına geçecek insanlara belirli sorular sorarak kendi ülkesine bağlılığını öğrenmek ister. Ama bu sorularda, ayrı bir ırktan veya ayrı bir dinden olanlara yönelik böyle önyargılı 30 tane soru soruluyorsa, bunun adı dinsel olarak dışlama veya ırkçılığa girer. Baden-Württemberg‘de yapılan bana göre bir İslamofobi ve ırkçılıktır.

DW: Alman vatandaşlığına geçiş aslında uyum açısından talep edilen bir adım, peki bu yeni uygulamayı uyum politikası açısından nasıl değerlendiriyorsunuz?

Şen: Uyum politikası açısındanda çok büyük bir yanlış. Almanya, ilk önce ülkede yaşayan insanları kendi ülke vatandaşlığına geçmeleri konusunda büyük ölçüde teşvik etti. Fakat sonra attığı bu adımlarla bir ırkçılık uygulamaya başladı. Bu, uyumu da büyük ölçüde negatif etkileyen bir gelişme. Almanya’da yaşayan insanlarımız bundan negatif olarak etkileniyor. Bu ülkede yaşayan 3,5 milyon Müslüman’ın 2,7 milyonunun Türk olduğundan hareket edersek ve özellikle bizim insanımızda eskiden Alman vatandaşlığına geçiş çok büyük bir eğilimken, böyle sorularla bu eğilim negatif bir şekilde etkilenecek.

DW: Aslında Alman Anayasası’nda eşitlik ilkesi ilk sıralarda geliyor ve bu anlamda yapılan uygulama anayasaya aykırı değil mi?

Şen: Benim görüşüme göre bu, hakikatten eşitlik prensibi çerçevesinde anayasaya aykırı. Bu, İslamofobinin gayet açık bir göstergesi. Almanya gibi bir ülkede İslamofobinin böyle boyutlara gelmesi bütün demokratları rahatsız eder kanısındayım. Bu açıdan bizde Türkiye Araştırmalar Merkezi olarak bu gelişmeyi Avrupa Birliği Irkçılığı İzleme Komitesi çerçevesinde ve Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Barosso nezdinde protesto ettik.

DW: Uygulamaya karşı Almanya’da ne yapmak istiyorsunuz?

Şen: Bu uygulamayı yapan bir Alman eyalet hükümeti olduğuna göre, buna AB nezdinde bir tepki gelmesi lazım. Artık birleşen Avrupa’da, 25 ülke Avrupası’nda eğer biz İslam ile bir arada yaşamayı düşünüyorsak ve barış içinde yaşamak istiyorsak, bu konuda çok daha duyarlı olmalıyız. Bu nedenle biz, bu konuda Almanya’dan çok Avrupa Birliği’ni harekete geçirmeyi bir görev kabul ettik.

DW: Bir önceki hükümet zamanında tartışılan, ancak kabul edilmeyen bir Ayrımcılığı Önleme Yasası vardı. Bu yasa tam da bu durumlar için gerekli değil mi sizce?

Şen: Evet. İngiltere’de uygulandığı gibi Ayrıcılığı Önleme Yasası’nın Almanya’da da bir an önce kabul edilmesi ve uygulamaya konulması lazım. Ancak böylece Almanya’da tüm dinler tüm halk grupları barış içinde yaşayabilir.