Fas terörle mücadeleye ağırlık veriyor

Amerika Birleşik Devletleri, teröre karşı mücadelede Fas’la yapılan işbirliğinden çok memnun. Faslı polisler Guantanamo’da sorgulara katılıyor ve Amerikan hükümetinin kaçırıp kendisine teslim ettiği sanıklara işkence yapıyor.

16 Mayıs 2003’te Casablanca’da birçok bomba aynı anda patladı. Faslı gazeteci Ebubekir Cemai, Faslılar'ın o gün İslamcı terörün göbeğinde bulunduklarını anladıklarını savunuyor:

“Fas toplumunun böyle bir barbarlığı yapabilmesi, Fas’ta iktidar sahibi olanlara inen gerçek bir tokattı. Yurt dışından destek gelmiş olsa bile, saldırganların hepsi, devletin iflas ettiğini belgeleyen tek bir gecekondu semtindendi.”

Teröristlere ikili strateji uygulanıyor

Devlet bu durumu uzun süre kabul edemedi. Şimdi Faslı yöneticiler, teröre karşı mücadelede ikili bir strateji uygulayacaklarını halka anlatmaya çalışıyor. Bir yandan acımasız bir sertlik, diğer yandan ise sosyal durumda bir düzelme. Acımasız sertlik sadece Amerikalılar'ın talebi üzerine işkence yapmanın ötesinde, ülke içinde de büyük tutuklamalara gitmek anlamına geliyor.

“Şimdi yoksulluk içindeyiz. Hepsi bu. İki çocuğum var. Biri beş, diğeri dört yaşında. Param olmadığından, yuvaya gönderemiyorum.”

İmama tutuklama

Muhammed el Cavi’nin karısı kocasını birkaç haftada bir görebiliyor. El Cavi, kanunlara aykırı biçimde faaliyet gösteren camide imamlık yaptığı için tutuklanmış ve on yıl hapis cezasına çarptırılmış. Saldırı sırasında hapiste olduğu halde, yüzlerce başka insanla birlikte, 16 Mayıs saldırısından mahkum olmuş. Bu davanın, hukuk devleti kurallarıyla bir ilgisi yok. 1300 insanın yargılandığı davada pek bir kanıt sunulmadı. Siyasi bilimler profesörü Muhammed Darif, Fas polisinin amatörlüğünden şikayetçi:

“Casablanca saldırısının ardından güvenlik kuvvetleri gerçekten olayın elebaşılarını yakalayamadı. 16 Mayıs’tan sonra heryer arandı. Fakat asıl sorumluları bulamadılar.”

Yoksullukla mücadele programı

Kral Muhammed iyi haberler vermeyi, sosyal sorunların çözüldüğünü anlatmayı seviyor. Yoksullukla mücadele programları ilan ediyor. Fakat pek bir başarı elde edilemiyor. Gecekonduların yerini sosyal konutlar alıyor ve okuma-yazma kursları açılıyor, ama yoksulluk da artıyor.

Aileler de cezalandırılıyor

Gazeteci Cemai, bunun yerine devletin, gecekondularda yaşayan İslamcıları itip kaktığını öne sürüyor. Devlet, sadece yıllarca gizliden gizliye cesaretlendirdiği İslamcılardan intikam almakla kalmıyor, ailelerini de cezalandırıyor. Sanıkların çocuklarının kimlikleri ellerinden alınıyor, anneleri onları okula yollayamıyor. Devlet bu çocukları yok sayıyor.