Filistin Başbakanı Kurey destek arayışında

Filistin Başbakanı’nın uluslararası destek arayışında olması eleştirilemez. Kurey, İsrail’in, Filistin topraklarının bir bölümünü tahrip edecek ve büyük ihtimalle kısmen Yahudi yerleşimine dönüştürecek, yüzlerce km. uzunluğundaki güvenlik duvarı inşa etme projesine karşı destek arıyor. İsrail hükümeti, amacının sadece teröristlerin ülkeye sızmasını önlemek olduğunu yineleyip dururken, bu proje tüm dünyada tepkiyle karşılanıyor ve 23 Şubat’ta Lahey’deki Uluslararası Adalet Divanı’nda ele alınacak.

Ahmet Kurey, Lahey’de yapılacak görüşmeler öncesinde, Avrupa ülkeleri ile dayanışma sağlamayı umuyor. Ancak Kurey bu amacına sadece kısmen ulaşabilir. Çünkü AB, yer yer Batı ve Doğu Berlin’i ayıran duvarı bile gölgede bırakacak ”güvenlik duvarı”nı, Filistinli yetkililerin adlandırdığı gibi ”suç” olarak nitelendirmiyor. Bu tutum özellikle Berlin’de geçerli. ”Tabii ki İsrail kendini teröristlerden koruyabilir” diyen Almanya Dışişleri Bakanı Joschka Fischer, ancak bu duvarın Filistin topraklarında değil, İsrail tarafında inşa edilmesi gerektiğine işaret ediyor.

Öte yanadn Filistin Başbakanı’nın, İsrail’e karşı geniş bir cephe oluşturmasını güçleştirecek başka faktörler de bulunuyor. Örneğin Ahmed Kurey, geçen sonbaharda işbaşına geldikten sonra, radikal Filistinli grupları dizginlemek için hiçbir girişimde bulunmadı. Kurey, İsrail Başbakanı ile buluşmaktan da sürekli kaçındı. Şaron ve Kurey’in Mart ayı başında biraraya gelmesi planlanıyor.

İki başbakan bu buluşmaya gönüllü değil ama bölgedeki gerginliği giderebilmek için liderlerin temas kurması zorunlu. Buluşmayı iptal etmek için sürekli olarak bahaneler ileri süren Kurey, meydanı İsrail Başbakanı Şaron’a bıraktı. Böylece Şaron, hiçbir engelle karşılaşmadan güvenlik duvarı inşasına devam etmekte bir sakınca görmedi ve İsrail’in Gazze Şeridi’nden çekilmesi gibi tek yönlü kararlar alma fırsatına kavuştu. Yani Şaron, inisiyatifi ele aldı.

Filistin Başbakanı’nın Avrupa’daki diplomatik girişimleri, müttefik arayışı çok doğal da olsa, bu duruma çözüm getirmeye uygun değil. Aynı şekilde, Lahey’deki Uuluslararası Adalet Divanı’nda yapılacak görüşmeler de Filistinliler’in davasına hizmet etmeyecek. Çünkü hangi yönde olursa olsun, Lahey’de alınacak karar bağlayıcı niteliğe sahip olmayacak. Çıkmazdan kurtulmanın tek yolu, tarafların doğrudan temasa geçmesi.