1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Filistin'de Arafat rahatsızlığı

Carsten Kühntopp3 Ağustos 2004

Filistin lideri Yaser Arafat, istediği zaman birkaç bin kişilik bir kalabalığı Ramallah’daki bürosunun önüne toplayabiliyor. Buna rağmen, hem ülkesinde, hem de uluslararası platformda eski itibarının zedelendiği gözden kaçmıyor. Bunun nedeni gereken reformları gerçekleştirmekte zorlanması ve ardı arkası kesilmeyen yolsuzluklar. Yine de, Filistin’de Arafat’ı eleştirenler dahi, onun katkıda bulunmadığı çözüm arayışlarının başarılı olamayacağı görüşünde birleşiyor.

https://p.dw.com/p/AbBX
Filistin lideri yakın çevresine mali destek sunmakla suçlanıyor.
Filistin lideri yakın çevresine mali destek sunmakla suçlanıyor.Fotoğraf: AP

Güvenlik duvarının arkasına hapsedilmiş olmaları, İsrail ordusunun sürekli saldırması ve iş bulamamaları yetmiyormuş gibi Filistinliler bugünlerde bir de kendi aralarındaki adam kaçırmalar ve silahlı çatışmalarla yaşamak zorunda kalıyor. Salah Abdül-Şafi, bu bunalımın geldiğini önceden görmüş:

"Bu sadece siyasi idarenin bunalımı değil, tüm sistemin bunalımı. Bir meclis iktidarsız olur ve birşey değiştiremezse, bir hükümet ve onun başbakanı da birşey değiştiremez ve iç güvenlik konusunda herhangi bir gücü olmazsa, o zaman bunalım olur. Bu toplumun bunalımı. İnsanlar hukuk devletinin bulunmadığını, adalet sisteminin ve polisin işlemediğini gördüğü anda, yargıyı kendileri ele alır.”

'Bunalımdan Arafat sorumlu'

Bir dizi psikiyatri kliniğini yöneten ve Gazze Şeridi’nde yaşayan saygın bir aileden gelen Salah Abdül-Şafi, son haftalarda yaşanan bunalımdan Yaser Arafat yönetimini sorumlu tutuyor. Filistinlilerin intifadadan, yoksulluktan, işsizlikten, yolsuzluklardan bıktığını düşünen Abdül-Şafi, Arafat’ın yanındakilerin kendisine sadakatini parayla satın aldığını ve bu şekilde iktidarını güvenceye aldığını öne sürüyor.

Ebu Ramazan da Arafat'ı eleştiriyor

Gazze Şeridi’nde çalışan gayrıresmi kurumların çatı örgütünü yöneten Muhsin Ebu Ramazan da Arafat’ı aynı sertlikte eleştiriyor. Fakat Ramazan, bugünlerde reformcu olarak ortaya çıkanlara da güvenmiyor ve onların da eskiden Arafat’ın çevresinde olduğunu anımsatıyor:

Filistin’de sivil toplumun en saygın üyeleri sayılabilecek Abdül-Şafi ve Ebu Ramazan, yıllardan beri Arafat’ın otoriter yönetimi karşısında uyarıda bulunduklarını gururla vurguluyor. Fakat ikisi de, bu eleştiriyi yaptıklarında yalnız bırakılmış olduklarından yakınıyor.

”Maalesef o zaman uluslararası topluluk demokrasideki eksikleri hoş gördü. Arafat ve yönetimi barış süreci ve görüşmelere katıldığı sürece, yolsuzluklar görmezden gelindi. Fakat İsrail’le çelişkiye düşüldüğü anda, demokrasi ve reformlar konusu baskı aracı olarak kullanılıyor. Yine uluslararası topluluktan söz ediyorum.”

Başkanlık seçimleri yapılması talebi

Şimdi Abdül-Şafi ve Ebu Ramazan meclis ve başkanlık seçimleri yapılmasını talep ediyor. Çünkü, ancak seçimlerin İsrail’le mücadelede bu kurumlara yeniden meşruiyet sağlayabileceğine inanıyorlar. Abu Ramazan, Yaser Arafat’ın gücünün azaldığına inanmıyor:

"Bir yolsuzluk sistemi yarattığı ve geçmişte reform gerçekleştirilmesi neredeyse olanaksız olduğu için o da sorunun bir parçası. Fakat, o bir sembol ve tarihin de bir parçası olduğundan, aynı zamanda çözümün de bir parçası. 1996 yılında Filistinliler onu seçti. Arafat için bütün bunlar geçerli. Yani o reformları yapmaya karar verirse, o zaman reformlar gerçekleşir."