1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Fiyat artık tek kıstas değil

17 Temmuz 2012

Spor ayakkabısı almak artık eskisi kadar kolay değil. Müşteri artık alacağı mamülün ‘adil ürün’ olup olmadığını ve üretim sırasında çevreye ne kadar zarar verildiğini de bilmek istiyor.

https://p.dw.com/p/15YrU
Fotoğraf: adidas

Büyük Alman kuruluşlarından Adidas diğer altı büyük spor malzemesi ve giyecek imalatçısıyla birlikte “Sıfıra yol tarifesi” adlı bir centilmenlik anlaşması imzaladı. Bu şirketler 2020 yılına kadar spor malzemelerinden çevreye kimyevi atık sızdırmamayı taahhüt ediyor. Üretimde kullanılan kimyevi maddeler nehirleri zehirliyor, fabrikaların bulunduğu ülkelerin içme suyunu kirletiyor.

Adidas’ın adı aslında çalışma şartlarının son derece iyi olduğu ve çevre bilinciyle hareket eden şirketler arasında geçmiyor. Şirket 2001 yılından bu yana sosyal ve ekolojik hedeflerine ulaşma yolunda ne kadar ilerlediğine dair rapor yayınlıyor. Alman şirketi zamanla dünya sürdürülebilir üretim sıralamasının ilk 40 kuruluşu arasına girdi.

Çevrecilik sadece maliyet unsuru değil

Sürdürülebilirliğin başlıca önceliği, zararlı kimyevi madde sızıntısının asgariye düşürülmesi. Adidas çevreye verdiği zararı asgariye indirirken aynı zamanda tedarikçi şirketlerden de aynı şeyi bekliyor ve personelini de çevre dostu üretim konusunda eğitiyor. Adidas’ın sürdürülebilirlik programını 65 kişilik bir ekip yürütüyor. Grup başkanı Frank Henke, çevreyle uyumluluğun temize çıkma gayreti kadar kârlılığı arttırmanın da şartı olduğunu söylüyor. Bu stratejinin aynı zamanda şirketin uzun vadeli selametine de katkıda bulunacağını belirten Henke'ye göre, kamuoyunun gözünü üzerinden ayırmadığı bir şirket olarak bu konulara da eğilmek zorundalar.

Icon Added Value adlı danışmanlık şirketini yöneten Hildegard Keller-Kern de aynı şeyi tavsiye ediyor. Bu danışmanlık şirketi beş yıldır müşterinin ticari kuruluşlardan ne beklediğini araştırıyor. Bayan Keller-Kern tüketicinin artık sorumlu ve sürdürülebilir işletmeciliğe daha fazla önem verdiğini söylüyor. Şirketlerin bu isteğe uymak zorunda olup olmadığı sorusunu ise şöyle yanıtlıyor: “Başka çareleri yok. Sürdürülebilirliği olan davranış, çevreyi, sosyal sorumluluğu ve ticari ahlâkı kapsıyor. Küresel sorunların üstesinden özel sektörün katkısı olmadan gelinemeyeceği artık kafalara yerleşti.”

Kirlet ama çevreci görün

Bir şirketin bu konuda ciddi mi olduğu yoksa sırf reklam için çevreci görünmeye mi çalıştığı nasıl anlaşılacak? İngilizce “Greenwashing”den gelen ve göz boyama anlamına gelen “yeşillenme” kavramından en çok atmosfere muazzam miktarda karbondioksit saçıp çevreci görünmeye çalışan enerji devleri yararlanıyor. Müşterinin ürününü alacağı şirket hakkında fikir edinmesi oldukça zor. Çin ya da Vietnam’daki tedarikçi şirketlerin adil ve çevreci üretime ne kadar uyduğunu kim bilebilir? Başlattığı kampanya ile Adidas şirketinin kimyevi madde duyarlılığını arttırmasına önayak olan Greenpeace örgütünün sürdürülebilir tüketim sorumlusu Jürgen Knirsch, Adidas’ın bu alanda önemli adımlar attığını ancak yine de eleştirel duruşlarının değişmeyeceğini belirtiyor. Knirsch'e göre,

Greenwashing, sadece abartmak, yani hak etmediği halde çevreci görünmek demek değil. Bir şirketin iyi ya da kötü durumda olup olmadığını öğrenmek için onu bir bütün halinde değerlendirmek gerekiyor.

Frank Henke, Direktor für Soziales und Umwelt bei adidas
Frank HenkeFotoğraf: adidas

Ancak Greenpeace uzmanı olumlu gelişmeleri de inkâr etmiyor ve “Birçok şirket sınırsız bir gezegende yaşamadığımızı, hammaddenin sosyal standartlar çerçevesinde ve çevreye mümkün olduğunca az zarar vererek kazanılması gerektiğini kavradı. Aksi takdirde, işlerinin ilerde bozulacağını da" diyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Greta Hamann/Ahmet Günaltay

Editör: Başak Özay