1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Futbol dehşetinde perde arkası

3 Nisan 2012

Mısır futbolu, Afrika'da başarılı bir tarihe sahip. Ancak şubat ayındaki çatışmalar, bu başarıya gölge düşürdü. Olaylar, polisin "Ultralar" olarak adlandırılan fanatik taraftarlardan intikamı olarak değerlendiriliyor...

https://p.dw.com/p/14X8s
Fotoğraf: AP

Afrika'nın son dört futbol şampiyonluğu Mısır'a ait. Bu başarı öyküsünün en önemli mimarı ise başkent Kahire'nin takımı El Ahli. Ne var ki bu başarı, futbol taraftarları arasındaki çatışmalar nedeniyle kana bulandı. Geçen şubat ayında Mısır'da yedi kez şampiyon olan El Ahli ve El Masri takımları arasında oynanan maç en az 74 taraftarın ölümü ile sonuçlandı.

1 Şubat'ta Port Said Stadyumu'nda meydana gelen olayların izlerini, Kahire'nin her yerinde görmek mümkün. Binaların duvarlarına grafitiler ve resimlerle ölenlerin resimleri işlenmiş. Tahrir Meydanı'na giden ara sokaklarda da durum farklı değil. Ölenlerin anneleri burada toplanarak acılarını paylaşıyor ve katillerin yüreklerinin de tıpkı oğullarının yürekleri gibi yanmaları gerektiğini haykırıyor.

Port Said Stadyumu'nda katliam olarak nitelendirilen olaylardan sonra futbol, Mısır için ölüm, intikam ve cinayet anlamına gelmeye başladı. Her şeyin fitili de El Masri takımının sürpriz bir şekilde El Ahli takımını yenmesi ile ateşlendi. Skorla birlikte eli silahlı El Masri taraftarları sahaya hücum etmişlerdi.

Savaş alanına dönen stadyum, 74 kişinin canına mal oldu. Ezildiler, bıçaklandılar, tribünden atıldılar… Öldürülenlerin çoğu, Ultralar adındaki El Ahli taraftarlarıydı. Şiddete meyilli oldukları belirtilen Ultralar, Mısır'da önemli bir role sahip.

Cami ve futbol stadyumlarında isyan

Ägypten Proteste Fußball
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Bir yıl önce, Mısır'daki devrim kanlı bir hale geldiğinde, Ultralar Hüsnü Mübarek rejimine karşı mücadele ediyordu. Devrim sırasında meydana gelen çatışmalardan, stadyumlarda yıllarca neler yaşandığını anlamak mümkündü. Ortadoğu'da futbol ve siyaset üzerine araştırma yapan bilim insanı James Dorsey, futbolun, iktidar sahiplerine karşı isyan etmek için sibop görevi görmeye başladığına dikkat çekerek, “İki yerde isyan etme imkânı bulunuyordu. Biri camiler diğeri ise futbol stadyumları. Sonuçta, rejim tüm inananları ya da futbol taraftarlarını tutuklayamaz. Ultralar, polisin korkmasa bile kabul etmek zorunda olduğu siyasi bilince sahip, sokak kavgaları aracılığı ile iyi organize olmuş bir taraftar topluluğu“, dedi.

Dorsey, Port Said'de meydana gelen katliamı, polisin Ultralara karşı intikamı olarak değerlendiriyor. Ölü sayısının açıklanmasının ardından, güvenlik güçlerinin maçtan önce gerekli kontrolleri sağlamadığı ve daha da kötüsü olaylar sırasında ölümleri engellemek için bir şey yapmadığı iddia ediliyor.

Ultraların lideri pozisyonundaki Amr Fahmi, grup hakkında konuşmaya ilk başta çekiniyor. Uzunca bir süre düşündükten sonra, mahkeme önüne çıkarılanların ağır cezalara çarptırılmalarını umduklarını belirtti.

Mısır Futbol Federasyonu çatışmaların ardından, lige ara verdi ve El Masri takımı iki yıl maçlardan ihraç edildi. Ancak Mısır'da futbol uzun süredir ikinci plana düşmüş durumda. Ultraların mahkeme kararını yeterli bulmamaları durumunda ise Mısır futbolu için yeni bir felaket bekleniyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Jochen Leufgens / Çeviren: Gezal Acer

Editör: Ercan Coşkun