1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Konkurrenz oder Land der Träume? - Wie die Chinesen die USA sehen

18 Ocak 2011

Çin Devlet Başkanı Hu dört günlük resmi ziyaret için ABD’ye gidiyor. Kritik konuların ele alınacağı ziyaret Çin halkı tarafından da yakından izleniyor. Peki Çinliler, ABD’ye şüpheyle mi yoksa hayranlıkla mı bakıyor?

https://p.dw.com/p/zz2w
Fotoğraf: Landov

Çin gazetesi “Global Times'ın” geçen yılın sonunda yer verdiği bir ankete göre, ABD, Çinlilerin hala en beğendiği ülkelerin başında geliyor. Fakat 2008 yılında yapılan başka bir anketle kıyaslandığında, ABD hayranlığının yüzde 20'lerden yüzde 7,5’a düştüğü görülüyor.

Pekin Üniversitesi’nden Profesör Şi Yinhong, bu sonucun şaşırtıcı olmadığını, Çinlilerin özgüvenleri arttıkça, ABD'ye olan hayranlıklarının da azaldığını belirtiyor: Yinhong şöyle konuşuyor:

“Çinlilerin çoğunluğu daha ziyade ABD’nın dış politikasına eleştirel gözle bakıyor. Özellikle de Washington’un Çin politikaları söz konusu olduğunda… Her iki ülke arasında geçen yıl olup bitenler göz önüne alındığında, halkın bu mesafeli yaklaşımı daha iyi anlaşılacaktır.”

Gerilim yaratan konular

Amerikan silahlarının bağımsızlık isteyen Tayvan’a satılması, Çin ile ABD arasındaki kur savaşları, internet sitesi “Google”ın Çin’de faaliyetlerini durdurması ve Amerikan deniz kuvvetlerinin Çin kıyılarının karşısında askeri tatbikat düzenlemesi geçen yıl iki ülke arasında tansiyonu yükselten gelişmelerdi.

Çinlilerin ABD'ye karşı neler hissetlikleri konusunda yapılan anketin sonuçlarına göre, gittikçe daha fazla sayıda Çinli, Amerika’nın Çin’i “sistematik olarak küçük ülke konumuna” sokmak istediği görüşünde. Ama anketin genel kanıyı yansıtmadığını iddia edenler de var. Çünkü Amerika’yı hala sosyal ilerleme ve refahın sembolü konumunda gören çok sayıda Çinli’nin bulunduğu da biliniyor. Bu nedenle yurtdışında eğitim görmek isteyen Çinli gençler için ABD hala ilk tercih.

Gençlerin yurtdışı tercihi ABD

Çin’de İngilizce kurslarına da ilgi yoğun. Büyük bir branş kazancını bu kurslardan sağlıyor. Şu Yifan, Şangay’da İngilizce öğretmeni olarak çalışıyor. Onun işvereni ise Amerikan yüksek okullarına giriş sınavlarına hazırlık kursları sunan büyük bir Amerikan firması. Dil okulu, Çin'in 60 kentinde faaliyet gösteriyor ve okulun verilerine göre yılda 300 bin öğrenci bu kurslara katılıyor. İngilizce öğretmeni Şu Yifan, “Benim sınıfımdaki öğrencilerin yüzde 95’i ABD’de eğitim görmek istiyor. Kursları tamamlayanlar ABD’de bir öğerenim yeri bulabilmek için hemen giriş sınavına başvuracaklar” diyor.

Ki Yongçeng adlı öğrenci, "Amerikan sisteminin en önemli avantajının, orada her şeyin demokratik olması" diyor. 20-30 yıl içerisinde Çin’in ABD’yi ekonomik yönden geride bırakacağı yönündeki yaygın genel kanının ise aldatıcı olduğunu savunuyor:

“Ekonomik göstergeler belki olumlu gidişata işaret ediyor, ama iki ülke arasındaki fark hala çok büyük. Çin bir anlamda hala tüm dünyanın üretim atölyesi konumunda, ama yenilik yaratan bir ülke değil. Bizim ürettiklerimiz çoğunlukla teknik açıdan ilgi çekici şeyler değil. Yani Amerika’yı geride bırakmak o kadar kolay bir iş değil.”

© Deutsche Welle Türkçe

Haiye Cao / Çeviren: Çelik Akpınar

Editör: Hülya Köylü