1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Gözler AB Komisyonu’nda

Duygu Leloğlu/Brüksel6 Kasım 2006

Türkiye’nin AB’ye katılım sürecinde belirleyeci olacak ‘Strateji Belgesi’, AB Komisyonu'nun kabine şeflerinin gündemindeydi. Olli Rehn ise Erdoğan'ın 301'in değiştirilebileceğine dair sözlerinden memnuniyet duyduğunu bildirildi.

https://p.dw.com/p/AZdb
Komisyon, limanların açılması konusunda AB devlet ve hükümet başkanlarına öneride bulunup bulunmayacağına' karar verecek.
Komisyon, limanların açılması konusunda AB devlet ve hükümet başkanlarına öneride bulunup bulunmayacağına' karar verecek.Fotoğraf: AP

AB Komisyonu'nun 25 üyesinin kabine şefleri, Türkiye ve Güney Kıbrıs arasında yaşanan limanlar sorunu konusunda nasıl tutum takınacaklarına karar vermek üzere toplandı. Komisyon yetkilileri, Türkiye ile müzakerelerin bundan sonraki gidişatına ilişkin bir strateji belirleyecek olan 'Strateji Belgesini' masaya yatırdı.

Bu toplantının Türkiye açısından kritik bir önemi bulunuyor. Komisyon öncelikle, limanların açılması konusunda AB'nin devlet ve hükümet başkanlarına bir öneride bulunup bulunmayacağına' karar verecek. Öneride bulunmasına karar verilmesi durumunda ise, Ankara'ya nasıl mesaj verileceğine ilişkin kendi içinde bir uzlaşma yaratacak.

Rehn'den Ankara'ya destek

AB’nin icra organı, Ankara'ya nasıl bir cevap vereceği konusunda iki ayrı cepheye bölünmüş durumda. Güney Kıbrıslı üye Marcos Kyprianou ve Fransa'nın üyesi Jacques Barrot'nun başını çektiği üyelerin kabine şefleri, Ankara'ya ültimatom vermekten yana. Bu cephe, Strateji Belgesi’nde, “Türkiye hava ve deniz limanlarını açmazsa, müzakereler askıya alınır” şeklinde, Ankara-Brüksel ilişkilerini derinden etkileyebilecek bir ifadenin kullanılması için bastırırken, Komisyon'un genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn'in kabine şefinin liderliğini yaptığı diğer cephe ise, limanlar krizi yüzünden Türkiye ile müzakerelerin askıya alınmasının, sadece Ankara'ya değil, Brüksel için de olumsuz sonuçlar doğuracağını belirterek buna karşı çıkıyor. Kulislerde, Komisyon Başkanı Jose Manuel Barroso'nun Komisyon'un hiç bir tavır belirlemeden bütün sorumluluğu, 15-16 Aralık'da bir araya gelecek olan AB liderlerinin sırtına yüklemek niyetinde olduğu dillendiriliyor.

Son olarak AB'nin dönem başkanı Finlandiya geçtiğimiz hafta, 'limanların açılması karşılığında, Kuzey Kıbrıs ile belirli koşullar altında doğrudan ticarete başlanması' önerisini kabul ettirme girişimlerinden hiç bir sonuç alamadı. Finlandiya, AB dışişleri bakanlarının toplantısının yapılacağı 13 Kasım tarihine kadar da Kıbrıs'da bir açılım olmasını sağlamaya çalışacak. Öte yandan Finlandiya'nın tam da uzlaşma yaratmaya çalıştığı bir sırada, Komisyon'un 8 Kasım'da açıklayacağı raporun Türkiye'ye ültimatom vermesinin ortalığı iyice bulandırabileceği de ve bu nedenle Komisyon’un kantarını mümkün olduğunca dengede tutmak durumunda olduğu konuşuluyor.