1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

050710 Palästinenser Perspektiven

5 Temmuz 2010

ABD, tüm çabalarına rağmen Ortadoğu barış sürecini tekrar başlatma konusunda başarı sağlayamadı. Washington'daki Obama-Netanyahu görüşmesinde İsrail-Filistin ilişkilerinin masaya yatırılması bekleniyor.

https://p.dw.com/p/OB4u
Fotoğraf: AP

Barack Obama’nın ABD Başkanı olması, çoğu Filistinlide Washington’un Ortadoğu’da yeni bir rota izleyeceği ve selefi George Bush’un İsrail’e yönelik kayıtsız şartsız desteği konusunda geri adım atılacağı umutlarına yol açmıştı. Ancak bu umutlar yavaş yavaş tükendi. Washington’un barış müzakerelerini tekrar başlatma çabaları amacına ulaşamadı. İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun salı günü Washington’da Obama ile yapacağı görüşmede İsrail-Filistin ilişkilerinin masaya yatırılması bekleniyor. Obama, iki tarafın doğrudan müzakerelerde bulunmasını istiyor.

Feyyad-Barak görüşmesi

ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilcisi George Mitchell’in bölgeyi defalarca ziyaret etmesine karşın, herhangi bir ilerleme hissedilmiyor. İsrail ve Filistinliler, bugüne dek bir kez bile doğrudan resmi görüşmelerde bulunmadı. İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak ile Filistin Başbakanı Selam Feyyad’ın pazartesi günkü görüşmesi daha ziyade, Obama-Netanyahu görüşmesi öncesi olumlu bir hava yaratma amacı taşıdığı şeklinde değerlendiriliyor.

İsrail ve Filistin için ayrı tanımlama

Suudi Arabistan Kralı Abdullah ile görüşmesi sonrası Ortadoğu barış süreci hakkında değerlendirmelerde bulunan Obama’nın İsrail ve Filistinliler arasında ince bir ayırım yapması dikkat çekmişti.

Barack Obama, "Ortadoğu’daki barış sürecini ve açık ve cesur bir şekilde ilerleme kaydedilebilmesinin aciliyetini tartıştık. Bu, güvenli ve refah içindeki bir İsrail devletinin yanında yaşayabilecek bir Filistin yurdu yaratılabilmesi için gereklidir" ifadelerini kullanmıştı.

Obama İsrail için refah içinde yaşayan bir devletten bahsederken, Filistinliler için sadece yurttan söz ediyordu. Bu arada, İsrail Başbakanı da bir anda doğrudan görüşmelere ilgi göstermeye başladı. Hafta sonunda yapılan kabine toplantısında ''Filistinlilerle artık doğrudan müzakerelere girmek şart oldu'' şeklinde konuştu. Ancak bu açıklamalar daha çok hükümetinin şu ana kadar ardından bıraktığı olumsuz izlenimleri gidermeye yönelik olarak değerlendiriliyor.

Abbas müzakerelere hazır

Filistin lideri Mahmud Abbas uzun süredir, doğrudan müzakerelere ve ödün vermeye hazır. Abbas, Washington merkezli düşünce kuruluşu Brookings Enstitüsü’nde yaptığı açıklamada bunu bir kez daha dile getirdi.

Mahmud Abbas, "Tamam, o zaman konuşalım. Birbirimizle konuşuyoruz ve 1967 yılı sınırlarından söz ediyoruz. Tüm dünya bundan bahsediyor ancak bazı düzeltme ve orada burada bazı toprak değiş tokuşunu da ilave ederek! Tamam anlaştık. Peki ya güvenlik? Size bu konuda güvence vereceğiz. 10 yıl, 20 yıl ya da istediğiniz kadar. İsraillilere sınırları içinde güvenlik duygusu vermek için daha ne yapmam gerekiyor?" dedi.

Kudüs’te bu açıklamalara pek ilgi gösterilmiyor. Tam aksine İsrail Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman, birkaç gün önce yaptığı açıklamada, 2011 yılı sonuna kadar kesinlikle bir Filistin devletinin kurulamayacağını söyledi.

Filistin halkı ikiye bölünmüş durumda

Lieberman’ın bu tarihi daha da ileri atabilmek için her türlü yolu aradığı düşünülüyor. Tabii ki Washington ve diğer batılı devletlerin göz yummasıyla. Sadece Gazze Şeridi’ndeki abluka konusunda siyasi protesto var. Tıpkı Berlin’de olduğu gibi. Ancak Abbas’ın barış içinde birlikte yaşamaya hazır olduğuna dair tüm sözlerine rağmen, Filistin ile ilgili temel sorunlarda hareketsiz kalınıyor.

Abbas, "Birlikte çalışabilir ve her şeyi yapabiliriz. Bu konuda istekliyiz. Bir şeyler yapmak istiyoruz çünkü bölgede huzur olmasını istiyoruz. Yaşamak istiyoruz. 62 yıldan uzun bir süre boyunca acı çektik. Torunlarım için barış istiyorum ki bir yere ait olduklarını hissedebilsinler. Bugüne dek, hiçbir yere ait olmadığımıza inandık. Bu devleti, tüm Filistin’in yüzde 22’sini istiyoruz. Bunu kabul ediyoruz" şeklinde konuşuyor.

Yurt dışında verilen bu tür sözler özellikle ABD’de ciddiye alınmıyor ve destek görmüyor. Bu durum, radikal görüştekilerin eline koz veriyor. Filistinliler Batı Şeira ile Gazze Şeridi arasında sadece coğrafi açıdan değil ideolojik açıdan da bölünmüş durumda. Mahmud Abbas’ın uzlaşma yanlısı El Fetih hareketi ile radikal Hamas arasında.

© Deutsche Welle Türkçe

Peter Philipp / Çeviri: Başak Sezen

Editör: Ahmet Günaltay