1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Gözler seçim sonuçlarına çevrildi

DW25 Ocak 2006

Parlamento seçimleri için 10 yıl sonra ilk kez sandık başına giden Filistin halkının nasıl bir karar vereceği merakla bekleniyor. Radikal Hamas örgütünün ilk kez katıldığı seçimler, Filistin bölgelerinde Arafat sonrası yeni siyasi yapılanmanın önemli bir aşaması…

https://p.dw.com/p/AaDh
Filistin seçimlerinden Hamas örgütünün gücünü arttıracağı tahmin ediliyor
Filistin seçimlerinden Hamas örgütünün gücünü arttıracağı tahmin ediliyorFotoğraf: AP

On yıl aradan sonra parlamento seçimleri için oy kullanan Filistin halkının nasıl bir karar vereceği uluslararası toplum tarafından merakla bekleniyor. Uzun tartışmalardan sonra seçim izni verilen Doğu Kudüs’le birlikte Batı Şeria ve Gazze Şeridi’nde kurulan seçim merkezlerinde oy kullanan Filistinliler’in yapacağı seçim bölgedeki barış sürecini de yakından ilgilendiriyor.

Parlamentodaki 132 sandalye için yaklaşık 1,5 milyon seçmenin sandık başına çağrıldığı seçimlerin en kritik noktası ise radikal Hamas örgütünün de katılıyor olması. Seçim öncesi yapılan anketler ise El Fetih ve Hamas arasındaki mücadelenin başa baş geçeceğine işaret ediyor. İlk kez bir parlamento seçimine katılan Hamas’ın parlamentoya girmesinden endişe edilen Filistin’de seçim sonrası ortaya çıkacak tablo, bölgede yeni bir dönemin başlangıcı olacak.

Hamas gücünü arttırabilir

El Fetih içindeki anlaşmazlıklar nedeniyle Hamas’a olan ilginin arttığı tahmin edilirken, en büyük kaygı ise örgütün parlamentoya girmesi durumunda barış sürecinin baltalanması. Gözlemciler de bu kaygının gerçekleşebileceğine işaret ediyor.

Birçok siyasi gözlemci, Hamas’ın seçimlerden güçlenmiş olarak çıkacağını, böylece yarım asır süren El Fetih döneminin kapanacağını tahmin ediyor. Hamas’ın en az yüzde 30 oy alacağı görüşünde olan kamuoyu araştırmacısı Mahdi Abdel Hadi “Seçim başa baş gidecek bence. El Fetih yaklaşık 62, Hamas da 58 sandayle alır. Geri kalan 12 sandalye diğer parti ve adaylara gider. El Fetih ve Hamas’ın koalisyon kurmaları ihtimali güçlü“ diye konuşuyor.

İsrail ve ABD kaygılı

Bu durum en çok İsrail’i endişelendiriyor. İsrail yönetimi, Hamas’ın zafer kazanması durumunda Ortadoğu Barış sürecenin tehlikeye gireceğini ilan etti. İsrail Dışişleri eski Bakanı Şimon Peres, bir İsrail radyosuna verdiği demeçte kaygılarını şöyle dile getirdi: “Sandıktan Hamas’ın çıkması büyük çelişkiler yaşanmasına neden olur. Hamas hem hükümet hem de terör örgütü mü olacak? Kim Hamas’ı muatap alacak? Bu bombacılarla kim masaya oturur? Filistin Özörk Yönetimi’nin 150 binden fazla çalışanı var. Bunların maaşını Hamas nasıl ödeyecek? Kim bir terör örgütüne maddi destek verir ki?“

Washington da bu konuda İsrail’e tam destek veriyor. ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, Hamas’ın terörist bir yapılanma olduğu ve bu örgütü karşı politikalarının değişmeyeceğine dair sözlerini yineledi.

Filistin yönetiminde Hamas endişesi

Ramallah’ta yaptığı açıklamada Filistin halkından sandık başına gitmelerini istiyen Filistin Özerk Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas da seçimlerden El Fetih’in zaferle çıkmasını umuyor. Hamas`ın güçlü bir çıkış yapmasından kaygılı olduğunu ve seçim sonuçlarını endişe içinde beklediğini gizlemeyen Abbas, Hamas’ın böyle bir popülariteye sahip olacağını düşünmediğini, ancak bunda kısmen El Fetih’in hatası olduğunu dile getirdi.

Filistin Başbakanı Ahmed Kurey de bugün yapılan seçimlerde halkın tercihine saygı göstereceklerini söyledi. İktidardaki El Fetih partisi olarak, seçimi kazanması halinde Hamas'ın arkasında durmaya hazır olduklarını kaydeden Kurey, bunun bir demokrasi olduğunu ve seçim sonuçlarına sahip çıkacaklarını kaydetti.

Hamas silahtan vazgeçmiyor

Hamas ise parlamentoya girmeleri durumunda silahtan vazgeçmeyeceklerini yineledi. Örgüt liderlerinden İsmail Haniye, bunun bir çelişki olmadığını, Hamas’ın direnişte ve parlamentoda aktif olacağını savundu. Haniye, İsrail’in işgali devam ettiği sürece Filistin halkının haklarını koruyacaklarını söyledi. Hamas, seçim kampanyasında İsrail'in işgale son vermesi, Filistin halkının haklarına yeniden kavuşması ve başkenti Kudüs olan tam bağımsız ve egemen bir devlete sahip olması halinde, silahlarını bırakacaklarını söylemişti.