1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Gündemde iki Irak toplantısı var

Jürgen Hanefeld18 Temmuz 2005

Bugün Irakla ilgili iki uluslararası toplantı vardı. Irak’a komşu Ülkeler İçişleri Bakanları 2 toplantısı, üst düzey memurlar tarafından başlatıldı. İstanbul’da yapılan toplantıya yarın da Türkiye, Irak, Bahreyn, Suudi Arabistan, Kuveyt, Mısır, Suriye, İran ve Ürdün İçişleri Bakanları ile BM temsilcisi katılacak. İkinci toplantı ise Ürdün’de. Irak’ın yeniden yapılandırılmasına ve kalkınmasına katkıda bulunmak isteyen 60’dan fazla ülke ve uluslararası kuruluşu biraraya getiren konferansta Irak’a verilen maddi yardım sözlerinin ne kadar yerine getirildiği değerlendirilecek.

https://p.dw.com/p/Aahw
Irak Başbakanı Caferi ülkesine verilen yardım sözlerinin tutulmamasından şikayetçi
Irak Başbakanı Caferi ülkesine verilen yardım sözlerinin tutulmamasından şikayetçiFotoğraf: AP

Benzer bir konferans bundan yaklaşık üç yıl önce de, Irak lideri Saddam Hüseyin’in devrilmesinden altı ay kadar sonra, İspanya’nın beşkenti Madrid’de düzenlenmişti. Konferans sonunda, 2007 yılına kadar Irak’a 33 milyar dolar bağışta bulunulması sözü verildi. Bağışta bulunacak ülke ve kuruluşların, paraları Uluslararası Yeniden Yapılandırma Fonu’na ödemeleri, bu fonun da Birleşmiş Milletler ve Dünya Bankası tarafından yönetilmesi karara bağlandı.

Verilen sözler tutuldu mu?

Bugün Ürdün’de başlayan konferansta ise, Madrid Konferansı’ndan bu yana geçen süre zarfında vaatlerin yerine getirilip getirilmediği gözden geçirilecek. Bağışlanan paraların nerelere harcandığı açıklanacak.

Aslına bakılırsa, konuşulacak çok bir şey de yok, çünkü Ekim 2003’de vaadedilen 32 milyar dolar paranın sadece 1 milyarı toplanabildi.

Irak yönetimi memnu değil

Elbette Irak yönetimi bu durumdan memnun değil. Bu yüzdenden, konferansta,diğer katılımcıların güvenini kazanarak daha fazla para almaya çalışacak. Bağışçılar, bir türlü istenilen parayı vermemelerinin nedeni olarak, ülkede bir türlü dinmek bilmeyen kargaşayı gösteriyor; her gün onlarca saldırı ve şiddet olaylarının meydana geldiği Irak’ta yol, okul, su gibi alt yapılara para yatırmanın manasız olduğunu iddia ediyor. Ayrıca Bağdat yönetiminin, her ne kadar büyük oranda kendilerine bir önceki hükümetten miras kalmış olsa da, yolsuzluk iddialarıyla çalkalanması, elbette bağışçılar üzerinde iyi bir intiba bırakmıyor.

Milyonlarca dolar kayboldu

Örneğin, Amerika Birleşik Devletleri’nin Irak’taki sivil yöneticisi Paul Bremer’in gözü önünde, milyonlarca dolar sırra kadem bastı. İngiliz The Guardian gazetesinde yer alan bir haberde, Irak’ın yeniden yapılandırılması için kullanılacak olan 8,8 milyar doların, Iraklı ve Amerikalı yönetici ve işadamlarının ceplerinde ‚kaybolduğunu’ yazıyor. Üstelik bu para, bağışların değildi. Irak’ın petrol geliriydi. Yani bizzat halkın cebinden çalınmıştı.

Allavi hükümetine suçlama

Öte yandan Amerika Birleşik Devletleri’nin başa geçirdiği, geçici Allavi hükümeti de yolsuzluk suçlamalarıyla karşı karşıya. Bu nedenle Irak Başbakanı Caferi, göreve gelir gelmez, önceki hükümet üyelerinin yurtdışına çıkmasını yasakladı, hatta kimileri için tutuklama emri çıkarttı. Bu durumda Irak’a maddi yardımda bulunacak ülke ve kuruluşların, olaya temkinli yaklaşmaları şaşılacak bir şey değil.

Buna karşılık Bağdat yönetimi iy niyet gösterisinde bulunuyor: Öncelikli ve belli başlı projlerle sunmayı ve kaynakların nasıl kullanılacağı konusunda ayrıntılı rapor vermeye söz verdi. Çünkü karşı taraf, Irak’ın 125 milyon dolarlık borcun silinmesi fikrini ancak böyle ciddiye alabilir.