Güney Kutbunda yeni keşif

Alfred Wegener Enstitüsü’nden verilen bilgiye göre 2005 yılının sonundan bu yana belirli aralıklarla Antarktika’da araştırmalar yürüten Polarstern gemisi, yaklaşık 12 yıl önce çöktüğü saptanan Larsen A ve beş yıl önce çöken Larsen B buz kütlelerini inceleme altına aldı.

Zincirin ilk halkası bakteriler

Uzmanlar buz kütlelerinin çöküşünün, yaklaşık 10 bin kilometrekare genişliğinde bir deniz yatağını ortaya çıkardığını tesbit ettiler. Alfred Wegener Enstitüsü yönetiminde Polarstern gemisinde faaliyet gösteren 14 farklı milletten 52 bilim insanı, uzaktan kumanda edilen bir denizaltıyla yaklaşık 830 metre derinlikte, “cold seep” adı verilen bir soğuk su kaynağı keşfettiler. Kaynaktan püsküren kükürt ve metan içerikli suyun, güneş ışığına ihtiyaç duymaksızın varlığını sürdürebilen belli bazı bakteri türlerinin kaynak çevresinde yaşamasına fırsat verdiği belirlendi. Araştırmacılar, sözkonusu bakterilerin geniş bir ekosistemin ilk halkalarını oluşturduğunu da saptadılar.

Bilinmeyen türler

Yüzlerce örnek toplayan Polarsten ekibi, hiç bilinmeyen bazı türler arasında karides benzeri 15 kabuklu türü, denizanası, mercan ve denizyıldızlarının da yer aldığını söylediler.

”En az bozulmuş ekosistem”

Araştırma ekibinin başkanı Julian Gutt, “Yeni keşif ve bulguların, iklim değişikliği sürecinin neden olabileceği adımları ortaya koyması açısından önemli veri toplanmasını sağladığını” söyledi. Buz kütlelerinin çökmesinin okyanusun derinliklerinde kimileri 12 bin yıllık bozulmamış parçaların yüzeye çıkmasına yol açtığını belirten Julian Gutt, “en az bozulmuş deniz ekosisteminin böylece keşfedildiğini” kaydetti.

Şaşırtıcı hız

Kiel Üniversitesi’nden Meike Scheidat ise Elephant Island adası çevresinde, oldukça ender rastlanan gagalı balinalar gözleme fırsatı bulduklarını söyledi. Meike Scheidat, yeni hayat sahalarının hızla canlılara ev sahipliği yapmasını şaşırtıcı bulduklarını belirtti.

İlk sonuçlar Eylül ayında

Polarstern araştırma gemisi, Almanya’ya dönüş yolculuğuna başladı. Uzmanlar, toplanan bulgu ve örneklerin laboratuvar ortamında değerlendirilmesinin ayları bulacağını, ilk sonuçların eylül ayında kamuoyuna yansıyabileceğini duyurdular.