1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Güvenlik Konseyi’nin genel sekreter adayı Ban

DW9 Ekim 2006

BM Güvenlik Konseyi’nde bir kez daha Genel Sekreter Kofi Annan’ın halefini belirlemek için deneme oylama yapıldı. Güney Kore Dışişleri Bakanı Ban Ki Moon’un BM genel sekreterliğe koltuğuna oturması kesinleşti. 62 yaşındaki Ban’ı zorlu bir görev bekliyor...

https://p.dw.com/p/AZfw
Ban'ın yeni genel sekreter olmasına kesin gözüyle bakılıyor
Ban'ın yeni genel sekreter olmasına kesin gözüyle bakılıyorFotoğraf: picture-alliance / dpa

BM Güvenlik Konseyi, bugün yaptığı toplantı sonrasında Güney Kore Dışişleri Bakanı Ban Ki-Moon'u, Genel Sekreter olması için BM Genel Kurulu’na önerdi. Güvenlik Konseyi toplantısından sonra gazetecilere bir açıklama yapan Kurulun bu ayki dönem başkanı Japonya'nın BM Daimi Temsilcisi Kenzo Oshima, Ban Ki-Moon'u Genel Kurula önerdiklerini, şimdi Genel Kurul’un toplanarak konuyla ilgili gerekli adımları atması gerektiğini söyledi.

Japon Büyükelçi Oshima, yeni Genel Sekreterin hızlı bir şekilde seçilmesini istediklerini vurgulayarak, Güvenlik Konseyinin aldığı kararın ''ortaklaşa'' verilmiş bir karar olduğunu vurguladı.

ABD ve Annan sonuçtan memnun

ABD'nin BM Daimi Temsilcisi John Bolton ise yaptığı açıklamada, Kore Yarımadası’nın ikiye bölünmesinden 61 yıl sonra Güney Kore Dışişleri Bakanı Ban Ki-Moon'un Konsey tarafından BM Genel Sekreteri olarak önerilmesinin ve Kuzey Kore'ninse nükleer silah denemesi yapmasının, iki ülke arasındaki farkı ve Güney Kore'nin ilerlemesini çok güzel bir şekilde gözler önüne serdiğini belirtti.

BM Genel Sekreteri Kofi Annan ise bir açıklama yayınlayarak, Ban Ki-Moon'un Güvenlik Konseyi tarafından yeni Genel Sekreter olarak önerilmesinden memnuniyet duyduğunu bildirdi. BM Güvenlik Konseyi’nin Ban Ki-Moon'u Genel Kurul’a önermesinden sonra gözler Genel Kurula çevrildi. Yeni Genel Sekreterin Genel Kurul tarafından atanması öngörülüyor.

Önceki genel sekreterler

Birleşmiş Milletler’in ilk genel sekreteri Norveçli Trygve Lie’di. Kendi deyimiyle “dünyanın en imkansız görevini” üstlenen Lie, 1946-1952 yılları arasında genel sekreterlik koltuğunda oturdu. Lie’nin görev süresi, genç bir kurum olan BM’i sağlam ayaklar üzerine oturtma çalşmalarıyla geçti.

Sonra 1953 yılında, İsveçli Dag Hammerskjöld, Norveçli selefinden görevi devraldı. BM Hammerskjöld, iki yılını kendini kanıtlamaya çalışmakla geçirdi; ardından polikitik kararlılık göstererek ABD ve Çin Halk Cumhuriyeti arasında arabulucuk yaparak ciddi bir krizi giderdi. Hammarskjöld, o dönem çok eleştirilmesine rağmen, Çin’in başkenti Pekin’e ziyaret düzenlemekten de çekinmedi.

BM’nin kurulmasının insanlık için önemli bir hamle olduğunu söyleyen Hammerskjöld, ikinci kez genel sekreterliğe seçilip daha görev süresi dolmadan, 1961’de bir uçak kazasında hayatını kaybetti. Bir komploya kurban gidip gitmediği bugünae kadar tartışılan Hammerskjöld ölümünden sonra Nobel Barış Ödülü’ne layık görüldü. Efsanevi Genel Sekreter Hammerskjöld, BM Güvenlik Konseyi’nin daimi üyelerinin şimşeklerini üzerine çeken bir isim olduğundan, halefinin daha mülayim biri olmasına dikkat edildi. Böylece ilk Asyalı, Burmalı Sithu U-Thant, BM genel sekreteri oldu. Ve gerçekten de Sithu U-Thant, kendinde beklendiği üzere 10 yıl boyunca yürüttüğü görevi boyunca “etliye sütlü”ye dokunmadı.

Fırtına öncesi sessizlik

Ancak bu fırtına öncesi sessizlikti. Nitekim BM’in dördüncü lideri Avusturyalı Kurt Waldheim’in devresi hayli fırtınalı geçti. Waldheim, iki dönemlik görev süresi boyunca Nazi geçmişini sakladı. Görevi bıraktıktan sonra yayımladığı kitapta ise bunu itiraf etti.

Kurt Waldheim koltuğunu Perulu Perez De Ceullar’a, o da Mısırlı Butros Gali’ye devretti. Gali, sadece bir dönem, yani beş yıl görev yapan tek BM Genel Sekreteri oldu. Büyük aktörlerin barış misyonlarında daha etkin olmasını isteyen Gali, ikinci kez göreve getirilmedi.

Gali’den sonra, ABD’nin de desteğiyle, BM içinde görev almış bir isim, Kofi Annan kurumun en önemli kişisi oldu. Ancak Fransa başta, bu seçimden hiç memnun değildi, hatta Ganalı Annan’a karşı veto kozunu kullanmakla bile tehdit etti. Ancak Annan Aralık’ta görev süresi dalacak olan Annan hem Fransa’yı hem ABD’yi şaşırttı.