1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Gerginliğin önlenmesinde yetersiz kalınıyor

Peter Philipp / DW17 Temmuz 2006

Ortadoğu’da şiddet tehlikeli bir şekilde tırmanmaya devam ediyor. Lübnan’da yuvalanan militan Hizbullah, İsrail’i füzelerle vururken, İsrail de siviller arasındaki can kaybına aldırmaksızın Lübnan’daki hedeflere bomba yağdırıyor. DW’nin Ortadoğu uzmanı Peter Philipp’in yorumu:

https://p.dw.com/p/AZp7

“Dünyanın en güçlü devlet liderlerinin St. Petersburg Zirvesi sırasında ortak açıklama üzerinde bile binbir güçlükle mutabakat sağlamış olmaları düşündürücüdür. Yaptıkları çağrı da zaten boşa gitti. Tıpkı BM’de olduğu gibi. Güvenlik Konseyi’nin karar alması vetoyla önlenmezse bu kez de karar, muhatapları tarafından dikkate alınmıyor.

Sekizler Grubu liderleri hiç olmazsa Ortadoğu’daki tehlikeli gelişmelerin sorumluları üzerinde görüş birliği sağladılar. Ortak bildiride, bölgeyi istikrarsızlığa sürüklemek isteyen radikal mihraklardan söz ediliyor. Filistin’deki Hamas ile Lübnan’daki Hizbullah’ı hedef alan bu teşhisi, Gazze ve Lübnan’daki saldırılarına son vermesi için İsrail’e yapılan çağrı izliyor. Böylece denge kurulmak isteniyor, ama ortaya çıkan belge aslında çaresizliğin itirafından başka bir şey değil.

Oysa dünyanın en güçlü liderleri, başarı şanslarının en yüksek olduğu tarafı muhatap alabilir ve örneğin ABD, İsrail’e sadece meşru müdafaa hakkı tanımayıp aynı zamanda itidal çağrısında da bulunabilir, Rusya da iyi ilişkisi olduğu Şam ve Tahran yönetimlerinden Hamas ve Hizbullah’ı dizginlemelerini isteyebilirdi. Avrupalılar da Hizbullah’ı ikame etmek üzere hükümet birliklerini Lübnan’ın güneyine göndermesi için Beyrut yönetimini cesaretlendirebilirlerdi.

Bu tedbirlerden hiçbirinde yüzde yüzlük başarı garantisi olamaz. Ama denenmedikleri takdirde şiddetin daha da tırmanacağı muhakkaktır. Şiddetin artması kimsenin işine yaramaz. Çünkü bu askeri çatışmayı taraflardan hiçbiri kazanamaz. Günün birinde yorgun düşecek ve kayıplarına yanacaklardır.

Hizbullah fırlattığı roketlerle İsrail devletini haritadan silip iddia ettiği gibi Kudüs’ü kurtaramaz. İsrail de Hizbullah’ı bölgeden süremez. Filistin Kurtuluş Örgütü’nün aksine Hizbullah o taprakların yabancısı olmayıp Lübnan’a aittir. İsrail’in, Hamas’ı Filistin topraklarından çıkarması da mümkün değildir.

Çözüm için Lübnan ve Filistin bölgelerinde güçlü ve sorumluluk sahibi yönetimlerin duruma müdahale edip huzur ve düzeni sağlamaları şarttır. İsrail güdümünde ve onun yardımcısı olarak değil kendi çıkarları için. Huzur ve düzene en çok Filistin ve Lübnan’daki siviller muhtaç.

Bildiri ve beyanatlarla bu hedefe varılamaz. Sadece sekizler Grubu, BM ve AB değil ama, Arap devletleri ile Hamas ve Hizbullah’ı himaye eden Suriye ile İran da buna kanaat getirip aktif bir şekilde soruna el atmalıdırlar.”