Gerilim had safhada

Yoğun diplomatik girişimlere karşın Ortadoğu’da tansiyon hala yüksek. İsrail, Lübnan’ı bombalamaya devam ediyor, Hizbullah militanları da İsrail kentlerine füze fırlatarak misillemede bulunuyor. Taraflar geri adım atmaya yanaşmazken, bölge her geçen gün savaşa bir adım daha yaklaşıyor. Batı ülkeleri ise Ortadoğu’da yaşananlara ilişkin ikiye bölünmüş durumda. ABD, İsrail’in kendini savunma hakkı olduğunu savunup desteğini yinelerken, Fransa ve Rusya ise İsrail’in Lübnan’daki saldırılarını eleştiriyor.

Ortadoğu konusunda Batı ülkeleri ortak bir ses olmakta zorlanırken, şimdi gözler BM’ye çevrildi. G-8 Zirvesi’nden çıkan karar doğrultusunda, İsrail – Lübnan sınırına bir BM gücü gönderilmesi söz konusu. BM Genel Sekreteri Kofi Annan, G-8 Zirvesi’nin yapıldığı St. Petersburg’da İngiltere Başbakanı Tony Blair’le yaptığı görüşmenin ardından BM Güvenlik Konseyi’nin İsrail – Lübnan sınırına barış gücü gönderilmesi seçeneğini değerlendireceğini söyledi. Annan, Güvenlik Konseyi’nin onayından sonra, mümkün olan en kısa sürede bölgeye birliklerin konuşlanması gerektiğini belirtti.

Ancak İsrail yönetimi, öneriye sıcak bakmıyor. İsrail hükümetinin sözcüsü, şu an için uluslararası güvenlik birliklerinden söz etmenin erken olduğunu dile getirdi. İsrailli hükümet sözcüsü Miri Eisin, ''Henüz bu aşamada olduğumuzu düşünmüyorum. Şu an için, Hizbullah'ın, kuzey sınırımızda konuşlanamadığından emin olmak istediğimiz bir aşamadayız'' dedi.

Diplomatik girişimler

Diğer yandan, şu ana kadar sonuç alınamasa da, tansiyonu düşürmek için diplomatik girişimler sürüyor. AB Ortak Dış Politika ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi Javier Solana, dün Beyrut’a gidip Lübnan Başbakanı Fuad Sinyora ile görüşürken, bugün de Fransa Başbakanı Dominique de Villepin’in bölgeye gitti. Sinyora ile bir araya geleceği açıklanan Villepin’in, Fransız halkının ve hükümetinin Lübnanlılara desteğini ileteceği açıklandı.

İtalya Başbakanı Romano Prodi de arabuluculuk girişimlerinde bulunurken, AB dışişleri bakanları da Ortadoğu krizini görüşmek üzere Brüksel’de bir araya geldi. Bölgeye uluslararası kuvvet konuşlandırılması konusu da ele alındığı görüşmede, AB dışişleri bakanları, İsrail ve Hizbullah’a saldırılara son vermeleri çağrısı yaptı. Bakanların yayımladığı ortak açıklamada, “İsrail ve Lübnan’la birlikte bölgenin tamamında güvenliğin ciddi tehdit altında olduğu“ belirtildi.

Toplantıda hazır bulunan AB Ortak Dış Politika ve Savunma Yüksek Temsilcisi Javier Solana, Beyrut’taki temaslarıyla ilgili olarak “Durum çok ciddi, çok ağır“ diye konuştu. Solana, Ortadoğu'da durumu sakinleştirmek için uluslararası toplumun her türlü çabayı ortaya koyması gerektiğini vurguladı.

İsrail’in saldırıları sürüyor

Krize çözüm arayışları sürerken İsrail de Lübnan’ı bombalamaya devam ediyor. Lübnan’ın güneyi ve başkent Beyrut’ta yoğunlaşan saldırılarda, çok sayıda hedefin bombalandığı bildirildi. İsrail ordusu, Güney Lübnan'da başlattığı operasyonun ilk 5 gününde Hizbullah'ın saldırı yeteneğinin dörtte birini yok ettiği açıkladı.

Ayrıca Sur kenti yakınlarına önceki gece düzenlenen hava akınlarında üst düzeyli bazı Hizbullah liderlerinin öldürüldüğü öne sürüldü. Dün de İsrail ordusu Güney Lübnan'da konuşlanmış olan ve bazıları Hayfa dahil İsrail'in kuzeyindeki yerleşimlere yapılan saldırılarda kullanılan uzun menzilli beş roket rampasını yok etmişti.

Lübnanlı yetkililer de İsrail'in bugünkü saldırılarında 9'u asker 25 Lübnanlının öldüğünü bildirdiler. Polis ve hastane kaynakları, İsrail'in 12 Temmuz’da başlattığı saldırıdan bu yana toplam 164 sivilin öldüğü ve 410'unun yaraladığını belirttiler. Aynı sürede bölgede 12 Lübnan askerinin öldüğü, 23'ünün de yaralandığı bildirildi.

Lübnanlılar kaçıyor

Lübnanlılar ise güvenlik bölgelere kaçmaya çalışıyor. Çok sayıda sivilin, yoğun bombardımana rağmen, Lübnan'ın güneyinden kuzeye doğru kaçtığı bildirildi. Lübnan polisinden yapılan açıklamada, çoğu köylü, çok sayıda sivilin yaya olarak, ambulanslar ya da bulabildikleri başka araçlarla bombardıman yüzünden ilerlenmesi güç yoldan bölgeden kaçmaya çalıştığı belirtildi. Lübnan’daki yabancılar da ülkelerinin desteğiyle ülkeden kaçıyor.