1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Guatemala’da kadın katliamı

Monika Hoegen20 Aralık 2006

Guatemala’da 36 yıl süren iç savaş 1996 yılında sona erdi, ülkede şiddet farklı şekillerde devam ediyor. Bu şiddetin kurbanı ise özellikle kadınlar. İnsan hakları örgütleri, Guatemala’da bugüne kadar 3000 kadar kadının öldürüldüğünü bildiriyorlar. Faillerin çoğu yakalanmıyor, cezalandırılmıyor...

https://p.dw.com/p/AaJF
Guatemala'da işlenen kadın cinayetlerinin failleri yakalanmıyor
Guatemala'da işlenen kadın cinayetlerinin failleri yakalanmıyorFotoğraf: AP

Marie Isabel Veliz Franco 15 yaşındaydı ve okul tatillerinde bir dükkanda çalışıyordu. Bir pazar günü, iş çıkışı evine dönmedi. Annesi bütün gece bekledi, ama Marie Isabel ertesi sabah da gelmedi eve. Patronu, genç kızın birkaç erkek tarafından işten alındığını söyledi. Çaresiz anne polise koştu, ama polis olaya kayıtsız kaldı. Polis memurları, önce biraz beklemesini söylemekle vermekle yetindiler. Marie İsabel’in annesi eve döndükten birkaç saat sonra, televizyonda kızının cesedini gördü. Boğularak öldürülmüş ve tırnakları sökülmüştü.

Guatemala’da 5 yıl önce işlenen bu cinayetle ilgili hiçbir soruşturma açılmadı, işlenen suç cezasız kaldı. Ancak dünya çapında ünlü Guatemalalı kadın Avukat Hilda Morales ve Latin Amerikalı birçok kadın hakları savunucusunun girişimleri sayesinde Marie Isabel olayı, şimdi Latin Amerika İnsan Hakları komisyonu tarafından araştırılıyor.

“Tek bir cinayet bile işlenmesin artık - kadına yönelik şiddete son” adı altında başlattıkları inisiyatif ile Latin Amerika ülkelerinde hüküm süren şiddete karşı mücadele ediyorlar. Kadın katliamları Meksika, Honduras, El Salvador ve Şili de yaygın. Ancak durumun en vahim olduğu ülke Guatemala.

Cinayetlerde artış

Cinayet kurbanı kadınların büyük bölümü yoksul kesimlere mensup, ama orta tabakada da cinayetler işleniyor. Öldürülen kadınlar genellikle 15 ile 35 yaş arasında. Aralarında öğrenciler, işçiler ya da fahişeler bulunuyor. Öldürülenler sadece yerliler değil, aynı zamanda İspanyol kökenli kadınlar.

Kadın katliamlarının 2000 yılından bu yana büyük artış gösterdiğini söyleyen Avukat Hilda Morales cinayetlerin vahşice işlendiğini anlatıyor: “Her geçen yıl daha fazla kadın katlediliyor ve cinayet kurbanlarının gövdeleri kadına yönelik inanılmaz nefreti sergiliyor. Kurbanların çoğunda işkence izleri oluyor ya da bazı cesetler parçalanıyor. Kurbanın başı bir semtte, kolu ya da bacağı başka semtlerde bulunuyor. Ceset parçalarını tüm kente dağıtıyorlar.”

Sadece başkent Guatemala City’de değil, tüm ülkede kadınlar vahşi cinayetlere kurban gidiyor. Uluslararası Af Örgütü (Amnesty International) 2005 yılına dek 1500 kadının öldürüldüğünü tahmin ederken, Hilda Morales bu sayısının bugüne dek 3000’e ulaştığı kanısında. Ancak bu konuda güvenili resmi kayıtlar bulunmuyor.

Erkek egemen zihniyet

Cinayetlerin sorumlusu olaraksa hemen tüm Orta Amerika ülkelerine giderek daha fazla dehşet ve şiddet yayan gençlik çetelerince işlendiği söyleniyor. Aile içi şiddet ya da kıskançlığın da cinayet nedenleri olarak gösteriliyor. Ancak Hilda Morales olayı böyle açıklamaya çalışmanın yetersiz olduğunu belirtiyor ve şunları söylüyor:

“Kadınlara karşı şiddet günlük hayatın bir parçası haline geldi ve bu adeta doğal karşılanıyor. Buna rağmen kadınların hunharca katledilmesi çok daha vahim bir şiddet biçimi. Bu kollektif şiddet, kadınların fesat ve asi olduğu inancıyla onları kontrol etme isteğinden kaynaklanıyor. Başka dönemlerde de buna rastlanıyordu. Günümüzdeki şiddet ise sanayileşmiş toplumlarda kadınların daha fazla hareket serbestisine sahip olması, eve kapanıp oturmamasına karşı bir tepki.”