1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Halk neden kontrolden çıktı?

15 Ağustos 2012

İngiltere’nin birçok kasaba ve kenti 2011 Ağustos'unda, ürpertici bir ayaklanmaya sahne olmuştu. Yerel halkın nasıl olup da kısa sürede böylesine kontrolden çıkabildiği sorusu hâlâ tam olarak yanıt bulabilmiş değil.

https://p.dw.com/p/15pjV
Fotoğraf: dapd

Ayaklanmalar her zaman bir vakanın tetiklemesiyle gelişmiştir. Ağustos ayı başlarında, Londra'nın kuzeyindeki Tottenham kentinde siyahî bir İngiliz vatandaşının polisin açtığı ateş sonucu vurularak ölmesi işte bu fitili ateşleyen vaka oldu. Bu cinayete anında tepki gösteren protestocular polisin orantısız gücüyle karşılaştılar. Hatta havaya ateş açıldığına ilişkin bilgiler de mevcut. Bu ayaklanma kısa sürede Londra’nın diğer bölgelerine de sıçradı.

O dönem, yabancı ülkelerde mesleki tecrübelerini arttıran öğrenciler için kurulan ‘Genç Gönüllüler’ derneğinin çalışanı olan Ruth Ibegbuna da Manchester’daydı ve olup biten bu korkunç yıkıma tanıklık etmişti. Ibegbuna yaşadıklarını "İnsanlar evlerindeki televizyonlardan olan biteni dehşet içinde izliyordu. Kentteki yıkım ve yağma tüyler ürperticiydi. Ertesi gün bir araya geldiğim bir grup genç, olup bitenler yüzünden son derece üzgündü. Yetişkinlerin sebep olduğu bu şiddet ortamı, onları derinden etkilemişti." sözleriyle aktarıyor.

Gerçekten de meydana gelen olaylar sosyal anlamda toplumun tüm katmanlarını derinden yaralamıştı. Tottenham Belediye Meclisi Üyesi David Lammy ise, ayaklanmacılara dair biraz daha esnek olunması, empati kurulması gerektiğine inananlardan. Lammy "220 farklı dil ve lehçenin konuşulduğu bir bölgeden söz ediyoruz. Daha iyi bir hayat için ülkelerini terk eden bu insanların geçtikleri zor dönemeçleri gayet iyi biliyor ve gerginliklerini anlıyorum. Belediye fonundan ayrılan bir bütçeyle, yıkılan stadyumun yerine yenisi inşa edilecek. Gerilime neden olan polis merkezine dair sorunlar da ciddiyetle ele alınıyor" açıklamasını yapıyor.

London Unruhen
Tottenham Belediye Meclisi Üyesi David Lammy ile Başbakan Yardımcısı Nick Clegg olayların ardından bölgeyi ziyaret ederkenFotoğraf: picture alliance / dpa

"Bir birikimin sonucu"

David Lammy, geçen yıl yaşananların bir anda ortaya çıkmadığını, zaman içinde oluşan tazyikle meydana geldiğini, bölgedeki sosyal sorunlarla yüzleşilmesi gerektiğini söylüyor: "Ayaklanmalardan bu yana işsizliğin daha da arttığını görüyoruz. Kemer sıkma politikaları da sertleşmiş durumda. Gençlere ilişkin hizmetlerde de kesintiler mevcut. Yapılması gereken çok işimiz var ve biliyoruz ki ekonomik dalgalanma yüzünden tüm dünyanın gözü İngiltere'deki hassas resesyon dönemecinde."

Sade vatandaş Trevor Reeves, ekonomik zorlukların farkında. Ayaklanmalar sırasında, isyancılar tarafından ailesinin işlettiği mobilya mağazası yakılınca işsiz kalan Reeves, zar zor da olsa yeni bir iş bulmayı başarmış. Reeves "Tüm yangını dışarıdan izledim. Önce komşum geldi ve bizim dükkânın etrafında bir hareketlilik olduğundan söz etti. Bu uyarı üzerine hemen arabama atlayıp mağazaya gittim. Yığınla insan toplanmıştı. Ve birkaç dakika sonra ortalığı ateş ve dumanlar sardığında, her şey bitmişti" şeklinde konuşuyor.

Bu trajik yıkıma rağmen, Reeves ve ailesi yerel halktan büyük destek görerek yaralarını sarmaya çalışmışlar. Kayıpların acıları halâ tazeliğini koruyor. Peki, tüm bu olup bitenlerden nasıl bir ders alındı?

Unruhen in Großbritannien London Haus abgebrannt
Çıkan olaylarda birçok ev ve dükkan kullanılamaz hale gelmiştiFotoğraf: dapd

Yeniden bir ayaklanma çıkabilir mi?

Belediye Meclisi Üyesi Lammy bu sorulara "Burada, Tottenham’da bunun olasılık dâhilinde olduğunu sanmıyorum. Çünkü yaşanan yıkım ve acılar yüzünden bölge halkı büyük öfke duyuyor. Diğer yandan, söz konusu ayaklanmalara sebep olan şartlar, bugün hâlâ İngiltere’nin başlıca sorunudur" yanıtını verirken Gönüllüler Derneği çalışanı Ibegbuna "Üzülerek, ben bu olup bitenlerden ders çıkarıldığını pek zannetmiyorum. 1980’lerin öncesinde de ayaklanma olmuştu. Ardından bir alay soruşturma, dava. ‘Yanlış nerede, neyi düzeltmeliyiz’ sorusunu sormak yerine suçluları hapse tıkıp, şehirleri onarıp yola devam ediyoruz" diyor.

Reeves ise "Eminim ki, her dönem suç unsuru teşkil eden bu tarz olaylar için fırsat kollayanlar, kargaşa yaratmak isteyenler olacaktır. Diğer yandan, yetkili mercilerin fesatlık peşindeki bu kişilere şans vermemek adına daha sorumlu ve dikkatli davranacaklarını düşünüyorum. En azından bunu umut ediyorum" şeklinde konuşuyor.

Başta sosyal eşitsizlikler olmak üzere, İngiltere’nin çözmesi gereken birçok sorun var. Geçen yıl yaşanan ayaklanmaların hükümet ve polis tarafından iyi tahlil edilmesi de şart. Aksi halde fitilin tekrar ateşlenmesi, her zaman olasılık dâhilinde.

©Deutsche Welle Türkçe

Joanna Impey / Çeviri: Burak Acer

Editör: Ahmet Günaltay