1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Hamas, Oslo'yu tanıyacak mı?

Peter Phillip / DW6 Mart 2006

El Kaide, bir video bandı aracılığıyla Hamas’ı, İsrail ile yapılan barış anlaşmalarını tanımamaya çağırdı. Ancak parlamento seçimlerinden en güçlü hareket olarak çıkan Hamas, bu çağrıyı geri çevirdi. Hamas’ın bu tavrından, örgütün Oslo Barış Anlaşmaları’nı tanıdığı manası çıkarılabilir mi? DW’den Peter Philipp’in haberi…

https://p.dw.com/p/AZql

“Gazze’den beklenmedik sesler yükseliyor: Hamas, ılımlı İslamiyet’i temsil ettiğini ve El Kaide’nin çağrısına uymak niyetinde olmadığını iddia etti! Gerçek İslamiyet’le alakası olmayan El Kaide, Hamas’a örnek teşkil edemezmiş… Arafat’ın İsrail ile yaptığı anlaşmaların Filistin davasını ihanet olduğunu ve İsrail’e karşı mücadelenin her halükarda devam ettirilmesi gerektiğini söyleyen Usame Bin Ladin’in baş ideoloğu Eyman El Zevahiri, Hamas’a İsrail’le tüm köprüleri atması için seslenirken, böylesine kesinkes bir ret cevabı alacağını beklemiyordu herhalde….

Ama Hamas, Mısırlı ideoloğun tuzağına düşmedi. Çünkü El Zevahiri’nin sözlerini onaylasaydı, ABD, AB ve İsrail’in iddia ettiği gibi, bir terör örgütünden öte başka bir şey olmadığını, kendi ağızıyla itiraf etmiş olacaktı. Hamas hala İsrail devletini tanımamakta ısrar etse de, iktidarın, radikalleri bile ehlileştirdiği görülmeye başlandı.

Örgüt yetkilileri, tarihi değiştiremeyeceklerini, politikalarını var olan şartlar üzerine, yani Oslo Barış Anlaşması üzerine kurmak etmek zorunda olduklarını anladı. Fakat var olan şartlar derken, Filistin topraklarını İsrail tarafından bölünmesi ya da İsrail’in inşa ettiği duvar veya Yahudi yerleşim birimleri kastedilmiyor. Kastedilen, Filistin ve İsrail’in birbirlerinin realitelerini prensipte kabul etmeleri.

Hamas’ın çelişkisi burada başlıyordu; örgüt hala “işgal altındaki toprakların kurtuluşundan, yani İsrail devletine ait toprakların geri alınmasından bahsediyordu. Ancak bu alanda bir değişim söz konusu: Bir süredir Hamas yetkilileri, “İsrail’in 1967’de başlattığı işgale son vermesi gerektiğini“ söylüyor.

Ve bu, Oslo Barış Anlaşması’nın temelinde yatan gerçek: Tarihi Filistin toprakları üzerinde iki devletin varolabilmesini sağlayacak temelleri atmak. Nitekim Birleşmiş Milletler’in 1947 yılında yaptıkları öneride de öngördükleri toprakların iki taraf arasında paylaşılmasıydı. Hamas bunu kabul edecek olursa, ümit var demektir. Çünkü arkasında çoğunluk desteği olan bir hareket, ’iki devlet planı’nı Filsitinliler’e kabul ettirebilir belki.

Muhtemelen Hamas heyetine, Moskova’da verilen mesaj da bu yöndeydi: Korkulanın aksine, Ruslar Hamas’a İsrail’e karşı daha açık ve hoşgörülü olmasını öğütledi. Kim bilir, belki de Hamas’ın El Kaide’yi refüze etmesinin nedenelerinden biri de Ruslar'ın verdiği öğüttür. Ama öyle veya böyle, Hamas yeni bir siyaset izlemeye başladığına göre, İsrail, Washington ve Brüksel de artık yeni bir politika belirlemeli.“