1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

150110 Dialog Akademie Weltreligionen

22 Ocak 2010

Müslüman, Yahudi, Hrıstiyan ya da Budist olsun dünyanın bütün dinlerine açık bir ilahiyat merkezi mümkün mü? Almanya’nın Hamburg kentinde bu alanda yürütülen çalışmalar sonunda meyvesini verdi.

https://p.dw.com/p/LZNC
Fotoğraf: Fotomontage/AP/DW

Hamburg'da faaliyet veren Dünya Dinleri Diyalog Merkezi üyelerinden Medhi Rasvi'yi ne ilerlemiş yaşı ne de soğuk yüzünden buz tutmuş sokaklar katılacağı konferanstan uzak tutmayı başarabiliyor. Ancak konferansın yapıldığı salona uzanan eziyetli yolculuğa değiyor. Çünkü merkezin başkanı Wolfram Weiße'den yıllardır sabırsızlıkla bekledikleri "Hamburg kentinin yakında bir dünya dinleri akademisine kavuşacağı" haberini alıyorlar.

Merkez şimdiye kadar uyum alanında birçok farklı projeye imza attı. Avrupa ülkelerinde okullarda verilen din derslerinin araştırıldığı REDCO adlı programı yönetti. Ayrıca Hamburg'da Müslüman, Yahudi, Hrıstiyan ve Budistlerin beraber ders almasına olanak sağlayacak bir din dersi modeli ortaya koydu. Merkezin önündeki en büyük engelse araştırmaları sürdürmek için ellerinde yeterli maddi olanak ve personelin bulunmaması.

Dünya Dinleri Diyalog Merkezi Başkanı Wolfram Weiße, akademinin faaliyete geçmesinin ardından bu sorunun çözüleceğini belirtiyor: "Üniversitenin örneğin, araştırmalar yoluyla sistemli bir biçimde bildirimler elde etme imkânı var. Mesela bu şekilde karşılıklı olarak ortak bir paydada buluşma isteğinin olup olmadığını ortaya koymak mümkün. Aynı zamanda hangi noktalarda sabırsızlık, hoşgörüsüzlük ve eksikliklerin olduğunu da..."

"Yolun başındayız"



Dünya Dinleri Diyalog Merkezi Başkanı Wolfram Weiße
Dünya Dinleri Diyalog Merkezi Başkanı Wolfram WeißeFotoğraf: Ute Hempelmann

Almanya'da görev yapan sayılı İslam teologlarından olan Halime Krausen'e göre diyalog konusunda daha alınması gereken çok uzun bir mesafe var. Krausen "Halk arasında büyük bir iletişim kopukluğu mevcut. Herkes birbiri hakkında konuşuyor. Özür dilerim, ama basında da yaşanan bir durum bu. Yetiştirme ve eğitim konusunda eksiklikler söz konusu. Henüz daha her şey başlangıç aşamasında…" şeklinde konuşuyor.

Öte yandan Amerikalı din sosyologu Jose Casanova, Avrupa'nın laikliği modernitenin temeli olarak gördüğünü, bu nedenle birçok kişinin İslam'a mesafeli yaklaştığını belirtiyor. Ancak Casanova'ya göre bu noktada da yanlış anlaşılan bazı noktalar mevcut: "Birçok farklı medeniyetin bugün modernleştiğine şahit oluyoruz. Ancak bunlardan hiçbiri bu şekilde dinle olan bağını kaybetmiyor. İslam da giderek modernleşiyor. Öte yandan terörizm konusuna gelirsek, onu bulanlar da Müslümanlar değil. Bugün terörist olan bazı Müslümanlar bunu modernizmden öğrendi, Geleneksel İslam'dan değil."

"Taklit edilmemeli, örnek alınmalı"

Ankara Üniversitesi'nde İslam dininde kadın erkek eşitliği üzerine araştırmalar yapan İslam Tarihi Profesörü Nahide Bozkurt ise geleneksel İslam'ın modern düşüncelerle nasıl birleştirilebileceğini şu sözlerle anlatıyor: "Özellikle radikal Müslümanlar Hz. Muhammed'in tüm yaptıklarını taklit etmeye çalışıyor. Ancak o zamanlar uygun olan her şeyi bugüne uyarlamak mümkün değil. Toplum değişti. Hz. Muhammed'i taklit etmek değil, örnek almak gerekiyor."

Bozkurt'a göre tüm dinlerde olduğu gibi İslam dininde de farklı görüşlere sahip uzmanlar ve insanlar bulunuyor.


© Deutsche Welle Türkçe

Ute Hempelmann / Çeviri: Banu Ertek

Editör: Hülya Köylü