Her millet layık olduğu gibi yönetilir

İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi’nin özel hayatı şu sıralar İtalya’da en çok konuşulan konu. Berlusconi, aykırı davranışları nedeniyle siyasi açıdan baskı altında. Villalarında genç ve güzel kızlarla buluştuğu yönündeki suçlamaları inkâr etmiyor. Ancak "telekızlarla para karşılığı ilişki kurduğu" yönündeki iddiaları kabul etmiyor. Bu açıklamaların İtalyan kamuoyunu tatmin ettiğiyse pek söylenemez. Muhalifleri istifasını talep etse de Silvio Berlusconi'nin kendi isteğiyle görevini bırakma ihtimali ise pek yüksek görünmüyor.

Problem çözücü imajı

Berlusconi Hükümeti'nin ilk Bakanlar Kurulu toplantısı 2008 yılının Mayıs ayında Napoli'de yapıldı. Bu toplantı, gelecekte yaşanacakların da bir göstergesi niteliğindeydi. Yeni seçilen Başbakan, kendisini "azimle çalışan bir problem çözücü" olarak sundu. Laf değil, icraat üretmek istediğini gösterircesine de Napoli sokaklarında biriken binlerce tonluk çöp sorununu çözmek için kolları sıvadı. Hatta bizzat kendisi çöp topladı. Elinde süpürgeyle gazetecilere poz vermeyi de ihmal etmedi. Milano Üniversitesi'nden sosyoloji profesörü Roberto Biorcio'ye göre Berlusconi, her olumsuzluğu kendi lehine bir "reklam spotu" gibi kullanmasını çok iyi biliyor. Profesör Biorcio, eleştirilerini şöyle sürdürüyor.

"Başbakanın taktiği, olayların meydana geldiği yerlerde ortaya çıkıp, orada bakanları toplayıp sorun çözen birisi gibi görünmeye çalışmaktan ibaret. Tabii sorunları çözdüğü falan yok, o ayrı konu. Buna en son örnek Abruzzo’daki deprem oldu. Oradaki basın curcunasını kendi çıkarına kullandı. Abruzzo’yu şimdi de G-8 Zirvesi'nin bir 'dekoru' gibi kullanıyor. Onun için önemli olan, sorunların gerçekten çözümünden ziyade, siyasi kurumların ve kendisinin bu problemle ilgilendiği izlenimini oluşturmak.“

Anketlere göre halk Berlusconi'yi destekliyor

İtalyan Hükümeti, bir felaketten diğerine koşuşturmaktan, çağ dışı emeklilik sistemi, sağlık hizmetlerinde fiyat patlaması ya da modası geçmiş iş piyasası gibi yapısal sorunlara odaklanamıyor. Uzun vadeli bakış açıları, güncel anketlerden bile daha az ilgi çekiyor. Ki bu anketler halkın, hükümeti geniş bir şekilde desteklediğini gösteriyor. Berlusconi’nin telekızlarla yaşadığı ileri sürülen yüz kızartıcı maceralara dair hikâyeler de bu desteği pek azaltmışa benzemiyor. Bir Milanolu Berlusconi hakkında, "Başbakan olarak görevi sona erdiğinde istediği her şeyi yapabilir” diyor.

Bu Milanolu aslında pek çok İtalya’nın düşündüğü şeyleri dile getiriyor. İtalyan toplumu, “Berlusconi kültürü”nden etkileniyor. Bu da herkes için “önce kendisinin geldiği” anlamına geliyor.

Başbakan’ın ailevi sorunları

Dolayısıyla İtalyan toplumu, var olan değerleri unutma eğilimi içerisine girmiş durumda. Toplum üzerinde büyük bir etkisi olan kilise de bu gelişmeyi durduramıyor. Milano’nun merkezinde yoksullar için bir başvuru merkezi yöneten Rahip Don Vittorio Rigoni, günde en az 5 bin kişiye bedava öğle yemeği dağıtıyor. Rigoni, böyle yaparak yoksul göçmenlerin bölgeye yerleşmesini desteklemekle suçlanıyor. Don Vittorio Rigoni ise eleştirilere aldırmıyor ve politikacıların da kendi özel zevklerini bir kenara bırakıp, zor durumda olanlara yardım etmeleri gerektiğini söylüyor.

"Siyasetçiler, insanların duygularını ciddiye alıp onlara yardım etmeli. Şu anda ise korku hâkim. Kriz korkusu ve işsiz kalma korkusu. Bu durum, öfke ve çatışmalara yol açıyor. Siyasetçiler bu sorunları çözmelidir.”

İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi’nin şu anda yeterince sorunu var. Eşi ondan boşanmaya karar verdi, iki çocuğuyla da çok nadir olarak görüşüyor. Üstelik savcılık tarafından hakkında yeni bir dava açılma tehlikesiyle karşı karşıya. Bu seferki dava nedeni ise “fuhuşa destek vermek.”



Kirstin Hausen / Çeviri: Başak Sezen


Editör: Murat Çelikkafa