İşkence fotoğrafları kanıt sayılacak
24 Ağustos 2004”Alabros” tabir edilen tipik Amerikan asker traşlı ve ütülü üniformasıyla yargıçların huzuruna çıkan 35 yaşındaki çavuş Charles Graner, yöneltilen soruları soğukkanlı bir ifade ve düzgün cümlelerle yanıtlamaya özel çaba gösteriyor.
Graner’in dizüstü bilgisayarında ele geçen, Ebu Gureyb cezaevindeki Iraklı tutsaklara yönelik insanlık dışı olayların resimleri bugün bile herkesin belleğinde.
Graner "fazla etkilenmemiş"
Ancak tüm dünyada nefret uyandıran bu görüntülerin, Graner’i fazla etkilemediği anlaşılıyor.
Avukatları, Amerikalı askerlerin sorgulamasının bu iğrenç suçların işlendiği Bağdat’ta değil de Mannheim’daki bir Amerikan üssünün derme çatma salonunda gerçekleşmesini sağlamış da olsalar bu birşey ifade etmiyor.
Çünkü sanık avukatlarının, duruşmaların da Bağdat dışında yapılması ve bilgisayardaki, zorla el konulduğu ifade edilen fotoğrafların kanıt sayılmaması yolundaki talepleri mahkeme heyetince şimdiden reddedilmiş bulunuyor.
Güvenlik kontrolü 4 saat sürüyor
Duruşma, Yargıç Albay James Pohl tarafından, “Taylor Barracks” diye anılan barakadan bozma mahkeme salonunda, saat tam 9:13’de başlayana kadar izleyicilerin ve mahkeme gözlemcilerinin dört saati bulan güvenlik kontrollarından geçmesi gerekiyor.
Yüzlerce kişinin arabaları ve üzerleri teker teker aranıyor, makinalı tüfekleriyle nöbetçiler, kimsenin belirlenen yollardan başka yere sapmamasını sağlıyor.
Mahkeme heyetiyle pazarlık
Ardından avukatlar, hukukun tüm inceliklerinden yararlanarak mahkeme heyetiyle kıran kırana bir pazarlığa başlıyor.
Emelleri, bahar aylarında basına sızan iğrenç işkence fotoğraflarının mahkemece kanıt sayılmasını engellemek.
Kimi resim, sanık Graner’i yüzleri maskeli çıplak tutsakların oluşturduğu piramidin önünde sırıtarak poz verdiğini, kimi ise Graner’den çocuk beklediği belirtilen Lynndie England’ı, boynuna tasma taktığı maskeli, çıplak tutsaklarla gösteriyor.
Usul tartışması
Ancak dünkü duruşma, işlenen insanlık suçlarından çok, mahkemenin bundan böyle izleyeceği usule ilişkin tartışmaları içeriyordu.
Oysa sanıklara yöneltilen suçlamalar arasında tutsakların cinsel organlarına cereyan vermekten, herkesin gözü önünde soyunup mastürbasyona zorlanmasına kadar türlü iğrençlikler yer almaktaydı.
Yargıç Albay Pohl’un bu arada Amerikan hükümetine yönelttiği suçlamalarda, delil toplama işleminin son derece ağır yürüdüğünden yakındığı bu koşullarda yargı işlemini durdurma tehdidinde bulunduğu belirtiliyor.
Sorgulamalar bugün devam ediyor
Mannheim’da başlayan ve Bağdat’ta sürecek bu davayla ilgili sorgulamalar bugün de üç diger sanığın dinlenmesiyle devam ediyor.
Sayıları toplam yedi olan işkence sanığı Amerikalı askerlerden Jeremy Sivits Mayıs ayındaki duruşmasında suçunu kabul ederek bir yıl hapis cezasıyla ordudan atılmıştı.
Ordudan atılabilir
Çavuş Charles Graner’i ise suçlarının sabit görülmesi halinde ordudan atılmanın yanısıra 24 yıl altı ay hapis cezası bekliyor.
Bu iki günlük hukuk pazarlığı sonucunda, yargı işleminin Almanya’nın Mannheim kentindeki sorgulama bölümünün, sanık avukatlarının itirazlarının reddedilmesi ile sonuçlanması bekleniyor.
Yargılamanın asıl bölümü ise en geç 21 Ekim’de, cürmün işlendiği Bağdat kentinde başlıyor.
Hükümete yönelttiği işi ağıra alma suçlamalarından sonra yargıcın o zaman da Albay James Pohl olup olmayacağı da en geç o tarihte anlaşılacak.