1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

İklimin yolaçacağı değişiklikler

Silvia Oster29 Ekim 2005

Sanayileşmenin başladığı 19. yüzyıldan itibaren hava sıcaklığı 1 derece arttı. 2100 yılına kadarsa sıcaklığın 2 ila 6 derece arasında artacağı hesaplanıyor. Uzmanlar bu sıcaklık artışıyla, iklim bölgelerinin etki alanlarının değişikliğe uğrayacağını belirtiyor. Bu iklim değişiklikleri hastalığa yol açan mikropların dirençlerini artırmalarına sebep olabiliyor.

https://p.dw.com/p/AaUC
Yeryüzünde sıcaklık giderek artıyor
Yeryüzünde sıcaklık giderek artıyorFotoğraf: AP

Avrupa’da ilkim değişikliklerine bağlı sıcaklık artışları devam ettiği takdirde, tropikal hastalıklar denilen ve genelde dünyanın sıcak bölgelerinde rastlanıp, bulaşıcılığı iklim koşullarına bağlı olarak artabilen rahatsızlıklar görülmeye başlanacak. Örneğin sıtma gibi. Çünkü sıtma mikrobu bilindiği üzere sivrisinekler aracılığıyla bulaşıyor. Havanın ısınmasıysa, nemin artmasına ve buna bağlı olarak da sivrisineklerin taşıdığı hastalık mikrobunun kuluçka dönemi için gerekli en uygun ortamı yaratmış oluyor.

Tropikal hastalıklar ortaya çıkabilir

Uzmanlar yaptığı çalışmalar sonucunda iklim değişiminin tropikal hastalıkların yayılmasını ne kadar etkileyebileceğini hesaplayarak, sıtmanın sıkça görüldüğü bölgelerde bu hastalığa yakalanan yüzde 45’lik oranın yüzde 60’lara çıkabileceğini ortaya koyuyorlar. Yani bu, 1990 yılına kıyaslandığında, 2080 yılında yaklaşık 450 milyon insanın daha fazla sıtmaya yakalanacağı anlamına geliyor. Ancak şu an için gelişmiş bölgelerde ve dolayısıyla Avrupa’da sıtmaya çok da sıklıkla rastlanmıyor. Bilinen tek tük vakalar da hızlı ve erken tedavi yöntemleri sayesinde kontrol altına alınabiliyor.

Sıtma, sıcak ve nemli bölgelerde daha kolay çoğalıyor

Ancak sosyolojik ve siyasi açıdan çok da güçlü olmayan bölgelerde bu rahatsızlık çok çabuk bir salgın halini alabiliyor. Çünkü buralarda yaşanan mülteci akınlarında bir çok hastalık taşıyıcısı örneğin mülteci kamplarında diğer insanlarla aynı mekanlarda kalıyor ve bu sayede de sıtma kolaylıkla sağlıklı insanlara bulaşıp etki alanını genişletebiliyor. Bonn Üniversitesi Parazitoloji Enstitüsü Başkanı Achim Hörauf, buna en son örnek olarak Afganistan’ı gösteriyor ve şöyle görüş bildiriyor:

“Buna verebileceğimiz en klasik örnek, son dönemde sıtmanın en tehlikeli türü olan ‘malaria tropica’nın fazla görülmediği Afganistan’ın kuzey bölgeleri. Ancak bu hastalık son yıllarda sayıları artan mültecilerle, çoğalması için en uygun şartları yakalamış oldu”.

Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri’nde iyi işleyen sağlık sistemi sayesinde bu türlü hastalıklara hemen müdahale edilip önü alınabiliyor. Ancak gözlemciler, geçtiğimiz dönemde Amerika’nın güneyini vuran kasırga felaketinde ortaya çıkan sağlık sorunları yüzünden, düzgün işleyen bir sağlık sisteminin bile çabucak çökebileceği görüşünü paylaşıyorlar.