1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

IMF 60 yaşında

Karl Zawadzky/DW1 Mart 2007

2. Dünya Savaşı sonrasında faaliyete geçen Uluslararası Para Fonu’nun zamanla işlev ve görevleri değişti. Popülaritesi son dönemlerde azalan IMF şimdi kendine yeni iş alanları arıyor.

https://p.dw.com/p/AbXD
Fon, ödemeler dengesi bozulan ülkelere kredi açıyor ve danışmanlık hizmeti de veriyor.
Fon, ödemeler dengesi bozulan ülkelere kredi açıyor ve danışmanlık hizmeti de veriyor.Fotoğraf: AP

Uluslararası Para Fonu (IMF) bundan tam 60 yıl önce, 1 Mart 1947’de faaliyete geçtiğinde üye sayısı 29 idi. Kuruluşundan beş yıl sonra Almanya’nın da üyeleri arasına katıldığı Para Fonu’nun üye sayısı zamanla 185’e çıktı. Uluslararası Para Fonu ve Dünya Bankası’nın kuruluş kararı, 2. Dünya Savaşı’nın sona ermesinden bir yıl önce, 1944’te düzenlenen Bretton Woods konferansında alındı.

IMF, ünlü iktisatçı John Maynard Keynes tarafından İngiltere hükümeti adına dünyanın istikrarlı bir ekonomik ve mali sisteme kavuşturulması için hazırladığı plana dayanıyor. Uluslararası Para Fonu, ödemeler dengesi krizlerini önleyip döviz kurlarını dengelemek ve dünya devletleri arasındaki revaüalasyon yarışını önlemekle görevlendirildi. Fon, ödemeler dengesi bozulan ülkelere kredi açıyor ve aynı zamanda ekonomi, mali ve para politikalarıyla ilgili danışmanlık hizmeti de veriyor ancak kredi yardımları karşılığında, belirli ekonomik politikalar izlenmesini şart koşuyor.

Zengiler belirleyici

Üye ülkeler, fona iştirak hissesi ve ekonomik gücüne oranlı oy hakkına sahip. Yani zengin ülkeler daha etkin olabiliyor. ABD, yüzde 17’lık oy oranıyla aslan payına sahip. AB ülklerinin toplam oy oranı ise yüzde 30 civarında.

Çin, Hindistan ve Brezilya gibi genç sanayi ülkeleri ise Para Fonu’nda daha fazla nüfuz sahibi olmak için yaptıkları girişimlerden 2006 Singapur toplantısında sonuç aldı. Çin, Güney Kore, Meksika ve Türkiye gibi ülkelerin IMF kotaları dünya ekonomisindeki ağırlıklarına paralel olarak arttırıldı. Böylece, IMF Başkan Yardımcısı ve İspanya eski Maliye Bakanı Rodrigo Rato’nun da belirttiği gibi üye ülkelerin temsil ve oy hakları yeniden tanzim edilerek Fon’un daha gerçekçi bir yapıya kavuşturulması mümkün oldu.

Bu iyileştirmelerden sonra şimdi IMF yeni bir adım atılmasını, üyelerin oy oranının bambaşka bir formüle göre hesalanmasını planlıyor. Gelişmekte olan ülkelerin Uluslararası Para Fonu’nun politikalarında yeteri kadar söz sahibi olmamalarının sakıncalarına işaret eden Dünya Kalkınma Örgütü başkanı Barbara Unmüssig Para Fonu’nun demokratik bir yapıya kavuşturulması gerektiğini söylüyor.

En çok Türkiye borçlu

Ancak son dönemlerde popülaritesi iyice azalan Uluslararası Para Fonu, mali sıkıntılarla boğuşuyor. Şu an için IMF’ye en çok borcu olan ülke Türkiye. IMF de değişen şartlara uyak uydurmaya çalışıyor.

Para Fonu’nun içinde bulunduğu durumu Almanya Maliye Bakanı Peer Steinbrück şöyle değerlendiriyor: “Para Fonu görev yelpazesini geliştirip, mali kaynaklarının bu görevlerin altından kalkmasına yetmediği teziyle karşımıza çıkarsa, olmaz. Para Fonu önce üyelerinden, bu uluslararası kurumdan ne gibi çalışmalar beklediğini sormalıdır. Daha sonra mali imkanlarına bakmalı, inandırıcı konseptler hazırlayıp sermayesini paylaşan devletlere, ‘şu iş için şu kadar ek kaynağa ihtiyacım var, karşılığında da şu görevden bu kadar tasarruf edebilirim’, diyebilmelidir.“