IMF: Global büyüme hızı düşüyor

Ekonomistler, dünya ekonomisini tehdit edebilecek faktörlerin başında ham petrol fiyatları ile global dengesizliklerin geldiğini belirtiyorlar. Global ekonomik büyüme hızı 2004’te %5 ile son yılların en yüksek düzeyine çıkmıştı. Son zamanlarda ise büyüme hızı düşmeye başladı. Uluslararası Para Fonu, global büyümenin bu yıl %4,3’te kalacağını, 2006 yılında ise %4'ü aşmayacağını tahmin ediyor.

Para Fonu’nun baş ekonomisti Raghuram Rajan, asıl endişe kaynağının dünya ekonomisindeki dengesizliklerden kaynaklandığını belirterek “Global büyümeyi öncelikle ABD ile geleceğin Asya pazarlarındaki dinamik gelişmeye borçluyuz. Euro bölgesi ile Japonya’nın istikrarlı düzelme sürecine girmeleri ise gecikiyor” diye konuştu.

Euro bölgesinde büyüme ortalaması düşük

Uluslararası Para Fonu, ABD’nin bu yıl %3,6’lık büyüme kaydedeceğini, Euro bölgesinde ise büyüme ortalamasının %1,6’da kalacağını söylüyor. Almanya’yla ilgili tahminlerinde daha da kötümser olan Para Fonu Avrupa’nın bir numaralı ekonomik gücü Almanya’nın %0,8’lik büyüme ile yetinmek zorunda kalacağı görüşünde.

Rajan bu konuda “Amerikalı tüketici ekonomik geleceğini düşünmezken, Avrupalılar, öncelikle emeklilik sigortası ve istihdam piyasası reformları yüzünden kara kara düşünüyorlar” diyor.

Petrol fiyatları

Uluslararası Para Fonu en çok petrol fiyatlarından endişe ediyor. Başekonomist Rajan, petrol fiyatının düşmemesinin ekonomik büyümeyi frenleyeceğini ve enflasyon tehlikesine yol açacağını söylüyor ve “Dayanıklı global ekonomik büyümeyi kuşatan önemli riskler var. Bunlar, yüksek faizler, yükselen ve değişen ham petrol fiyatı ve büyüyen bütçe açıklarıdır” diyor.

Eleştiriler

Para Fonu, yarıyıl global ekonomik tahmin raporunda eleştirilere de geniş yer ayırıyor. ABD’nni astronomik bütçe açığı yüzünden eleştirirken, Hindistan’ı da altyapı yatırımlarını ihmal ettiği gerekçesiyle yeriyor. Çin’den döviz kurlarını esnekleştirmesini, Avrupa ülkelerinden de refah devleti anlayışından artık sıyrılmasını istiyor.

Rajan bu konudaki görüşlerini ise “Mevcut büyüme potansiyeli ile Avrupa refah devletini ayakta tutamaz. Rekabet gücünü ve ekonomik esnekliği arttırıcı yapısal reformlar yapması zarruridir. Çağrı merkezlerinin 24 saat açık kaldığı bir devirde, Avrupa’da haftalık çalışma süresini 35 saate indirme tartışması yapılması, lükstür” şeklinde dile getirdi.