1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

TÜR 3009 IWF Finanzkrise

30 Eylül 2009

Türkiye'nin evsahipliği yapacağı IMF ve Dünya Bankası Yıllık Toplantıları'na 185 ülkenin en üst düzeydeki yetkilileri katılıyor. IMF özellikle mevcut kredi olanakları nedeniyle son dönemde oldukça rağbet görüyor.

https://p.dw.com/p/JulE
Fotoğraf: DW

Türkiye'nin, 6-7 Ekim tarihlerinde İstanbul’un ev sahipliği yapacağı Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası Yıllık Toplantıları'na 200'e yakın ülkeden en üst düzeyde yetkililer katılacak. Hazırlık toplantılarıysa başladı. Dikkatlerse açıklanacak Küresel Ekonomik Görünüm ve Küresel Mali İstikrar Raporu’na çevrilmiş durumda. Finans kriziyle birlikte Uluslararası Para Fonu IMF’ye ilgi ve ihtiyaç arttı. Küresel finans ve ekonomi krizi yayıldıkça son yıllarda önemini yitiren IMF, kredi olanakları sayesinde bir çok ülke için yeniden ilgi odağı oldu.

İstanbul'daki toplantıyı protesto gösterileri de düzenleniyor.
İstanbul'daki toplantıyı protesto gösterileri de düzenleniyor.Fotoğraf: AP

IMF’ye ilginin nedenleri

Kriz sürecinde ödeme dengesi sıkıntısı yaşayan ülkelere 100 milyardan fazla kredi tahsis edildi. İlk kredi alan ülkeler arasında İzlanda, Meksika ve Polonya başı çekti. Bu ülkeleri Belarus, Macaristan, Pakistan Sırbistan ve Ukrayna izledi. Romanya ve Bulgaristan'ın yanı sıra Türkiye'de yardım isteyen ülkeler arasında yer aldı. "IMF yeniden önem kazandı“ diyen IMF Başkanı Dominique Strauss-Kahn yardım isteyen ülke sayısının artacağı görüşünde. Zira Strauss-Kahn'a göre "IMF ile müzakere etme konusunda yaşanan utanç kayboldu. Bu, kısmen de olsa bir başlangıç. Ayrıca IMF ile işbirliğinin üye ülkelere yardımcı olduğu artık kabul görüyor.“

Oysa uzun yıllar boyunca kimse IMF'nin Washington'daki merkezinin kapısını çalmak istemedi. Çünkü birçok hükümet için IMF ilaçları yutulamayacak kadar acı geldi. IMF uzmanları ülkelere belirli bir süre içinde kullanılmak üzere verilen kredileri ağır koşullara bağlayarak, kelimenin tam anlamıyla "acı reçeteler" yazıyordu.

IMF ve Dünya Bankası Yıllık Toplantıları'na hazırlık görüşmeleri İstanbul'da başladı.
IMF ve Dünya Bankası Yıllık Toplantıları'na hazırlık görüşmeleri İstanbul'da başladı.Fotoğraf: picture-alliance/ dpa

IMF'nin önerilerini uygulayan bazı hükümetlerin, yoksul kesimlerin açlık isyanları nedeniyle büyük baskı altına girmesi IMF'nin imajını bir hayli zedeledi.

IMF küçüldü

Uluslararası Para Fonu, üçüncü dünya ülkelerinin çoğunda zengin sanayi ülkelerinin âdeta "sopa" olarak kullandığı bir araç olarak algılanarak nefret edildi. Tüm bunlar aslında IMF'nin kendisini de bir krize sürükledi. Anlamını yitiren bu kuruluşun önerileri dikkate alınmamaya başlandı. Faiz gelirleri de düşen IMF, çalışan sayısını azalttı ve 403 ton tutarındaki altın rezervini satma kararı aldı.

Ancak küresel mali ve ekonomik krizle birlikte Uluslararası Para Fonu yeniden ekonomi gündemindeki geleneksel yerine konuşlandı. Hatta talep o kadar arttı ki IMF'nin kendi mali kaynakları bu talebi karşılayamayacak noktaya geldi. Bu nedenle geçtiğimiz nisan ayında Londra'da yapılan G20 Zirvesi'nde IMF'nin mali kaynaklarının artırılması kararlaştırıldı.

IMF Başkanı Dominique Strauss-Kahn
IMF Başkanı Dominique Strauss-KahnFotoğraf: picture-alliance/ dpa

“IMF üstüne düşeni yerine getiriyor

Uluslararası Para Fonu Başkanı Strauss-Kahn bu sayede kurumun daha da etkin olacağını söylüyor:

"Ben IMF'nin görevini yerine getirdiğini düşünüyorum. Kriz döneminde IMF'nin en önemli görevi itfaiye gibi hareket etmek. Günümüzde yardımların son finans krizi sırasında verilenlerden iki kat daha fazla. Bu da Uluslararası Para Fonu'nun, kendisine biçilen rolü lâyıkıyla yerine getirdiğini gösteriyor.“

Örneğin Türkiye'nin bu sene içersinde 50 milyar dolar tutarında dış kredi ödemeleri var ve yardım için tek başvurabileceği yer IMF. Birçok doğu Avrupa ülkesi de aynı konumda.

IMF Başkanı Dominique Strauss- Kahn öncelikli görevleriniyse, "Yarın için gördüğümüz risklere ilişkin erken uyarı ve iyi danışmanlık benim için büyük önem taşıyor. Bu bizim görevimiz. Ve bence biz gerçeği söyleme rolünü yerine getiriyoruz“ sözleriyle sıralıyor.

Karl Zawadzky / Çeviri: Değer Akal

Editör:Murat Çelikkafa