"İmtiyazlı ortaklık" ittifakı
7 Ocak 2005
Ünlü Alman şairi Schiller’in “Tüm iyilikler tepeden, ya da havadan iner” diye biten bir şiiri vardır. Fransa’nın muhafazakar partisi UMP’nin yeni lideri Nicolas Sarkozy’nin dün helikopterle, Hristiyan Sosyal Birlik kongresine katılmak üzere Wildbad Kreuth’a inişi ister istemez Schiller’in bu dizesini çağrıştırıyordu. Kardeş büyük parti lideri Angela Merkel gelmeyince, dışardan destek arayan Bavyeralı muhafazakarlar, Türkiye’nin AB üyeliğini Sarkozy’nin de reddettiğini göstermek istiyordu.
“Bizim inşa ettiğimiz Avrupa, kamuoyunun eğilimine kulak tıkamamalıdır” diyen Fransız politikacı Sarkozy, en büyük tehlikenin politikacıların istedikleri ile seçmenlerin niyetleri arasındaki uçurumun büyümesi olduğunu vurguladı. Bu nedenle Avrupa Anayasası gibi Türkiye’nin AB üyeliğini de halkoylamasıyla seçmene onaylatmak isteyen Sarkozy, Alman Hristiyan Birlik partileriyle Türkiye’nin Avrupa’da yeri olmadığı konusunda hemfikir görünüyor. Sarkozy, 17 Aralık zirvesinde Türkiye‘ye müzakere tarihi verilirken de halkların fikrinin sorulmamasını bir hata olarak diye konuştu.
“En doğrusu imtiyazlı ortaklık”
Bavyeralı muhafazakarların lideri Edmund Stoiber ise konuşmasında Sarkozy’nin bu yaklaşımıyla Avrupa siyasi birliğinin, Türkiye, Belarus ve Ukrayna gibi farklı yapısal nitelikler taşıyan ülkelere tahammülü olmadığını kastettiğini ve kendilerinin de bu görüşü bütünüyle paylaştığını söyledi.
Stoiber, bu nedenle Türkiye’ye sunulan imtiyazlı ortaklık formülünün en doğru çözüm olduğunu kaydederek, bu tezin şimdi Alman ve Fransız muhafazakarlarının ortak çabalarıyla AP’deki muhafazakar cephenin yaklaşımında etkili olmasını dilediklerini ifade etti.
"Türkiye'nin kesinlikle reddedilmesi"
Fransız politikacı Nicolas Sarkozy, daha sonra düzenlenen basın toplantısında, AB’nin çekirdek ülkeleri tarafından oluşturulacak bir eksenin oluşumu ve Türkiye konusunda Alman muhafazakarları ile aynı doğrultuda düşündüğünü söyledi.
Sarkozy’nin, Fransa’daki halkoylamaları öncesinde seçmenlerden Avrupa Anayasası’nın onaylanmasını isteyeceğini söyleyen Stoiber, buna karşılık Türkiye’nin AB üyeliğinin kesinlikle reddedilmesini talep edeceğinin altını ise bir kez daha çizdi.